Türkler toplumumuzu zenginleştiriyor

ALMANYA’ya Türk iş gücü göçü bundan 61 yıl önce başladı. Bu Almanya için ne ifade ediyor?
Almanya göç ve uyum ülkesidir. KRV’de yaşayan insanların 3’te 1’i göçmen kökenlidir. Göç toplumunun çeşitliliğini şekillendirmek büyük bir şanstır. Bize gelenlerin bizimle birlikte yasaları ve değerleri kabullenerek yaşayanların hepsi bir zenginliktir. Yaşamak, öğrenmek ve çalışmak için dünyanın her kesiminden insanların buraya gelmesinden gurur duyuyoruz. Göç, demografik, ekonomik ve kültürel olarak KRV için çok önemlidir.
Türkiye denildiğinde aklınıza ne gelir?
Türkiye, Almanya ve KRV için çok değerlidir. Her şeyden önce burada yaşayan çok sayıdaki Türk ve Türkiye kökenli insanlar sayesinde çok yönlü toplumsal, ekonomik ve kültürel ilişkilerimiz var. Rusya’nın giriştiği savaşa karşı sergilediği tutum, Türkiye’nin, NATO’nun önemli bir müttefiki olduğunu göstermiştir. Türkiye, Almanya ve diğer müttefiklerle birlikte Ukrayna’ya saldırıyı şiddetle kınamıştır. Hep birlikte Ukrayna’nın yanındayız.
Çok sayıda Türk ve Türkiye kökenli insanın yaşadığı bir bölgede büyüdünüz. Kişisel olarak ne gibi tecrübelerimiz oldu?
Spor kulüplerinde olsun, okulda olsun, komşuluklarda ve sonradan mesleki yaşamımda olsun, Türkiye kökenli insanlarla karşılaşmayı hep bir zenginlik olarak hissettim. Türkiye, zengin kimliği ve kültürü olan bir ülke. KRV’deki Türkiye kökenli insanlar bunu günlük yaşamlarında da yaşayıp sergiliyor.

KRV, UYUM POLİTİKASINDA ÖNCÜ
Almanya’da uyum konusunda nerede yanlış yapıldı? Sizin eyaletinizde uyum hangi düzeyde?
Uyum politikasında KRV öncü bir rol oynamaktadır. Bizim ‘Katılım ve Uyum Strateji 2030’ adı altındaki farklı politik hedefimiz ve önlemlerimiz göçmen kökenli tüm insanları bütünleştirmektir. Biz göçmen kökenli insanların katılım şansını artırıyoruz, devlet kurumlarını onlara açıyoruz ve toplumsal bütünlüğü güçlendiriyoruz. 1 Ocak 2022 tarihinde hayata geçirilen ‘Katılım ve Uyum Yasası’ Almanya genelinde en modern Uyum Yasası’dır. Eyalet hükümeti uyum politikasında uzun vadeli planlama yapılabilmesi ve güvendirici olunması için her yıl bütçeden 130 milyon euro ayırmaktadır.
Sizin partiniz de (CDU) yıllarca Almanya’nın bir göç ülkesi olduğunu kabul etmedi. Bunun bir hata olduğunu düşünüyor musunuz?
Buraya yaşamak, öğrenmek ve çalışmak için dünyanın her yerinden bize gelen insanlarla gurur duyuruyoruz. Göç KRV için çok iyidir. Bizim seçim programımız da bu yer almaktadır. CDU böyle düşünüyor. Ben de şahsen bu görüşteyim.
Türklerin ve Türkiye kökenlilerin uyum sağlamak istemediği iddia edilir hep. Siz böyle bir intiba edindiniz mi?
Her toplumda başkalarına göre daha güçlü uyum sağlayan insanlar vardır. Bu, Türkiye kökenliler için de geçerlidir, Almanlar için de. Uyum, toplumsal bir görevdir. Biz eyalet hükümeti olarak göçmen kökenlilere küçük yaştan itibaren kendilerini huzurlu hissetme ve her alanda katılım şansı veriyoruz. Örneğin; hükümetimiz okullarda ve okul öncesi çocukların Almanca öğrenmelerine tam destek vermektedir. ‘Katılım ve Uyum Yasası’ ile eğitim, meslek eğitimi ve iş alanlarında yeni bir standart yarattık. KRV’de çok iyi uyum sağlamış Türkiye kökenli insanların sayısının çok yüksek olması, bizim uyum alanında öncü bir rol oynadığımızı göstermektedir.VATANDAŞLIK DUYGUSAL BİR OLGU
KRV eski Başbakanı Heinz Kühn, 45 yıl önce göçmen kökenlilere yerel seçim hakkı verilmesini önerdi. Ama Türkler hâlâ bundan yoksun. Neden?
Federal Anayasa Mahkemesi’nin kararına göre yalnız Alman vatandaşları ile Avrupa Birliği (AB) üye ülke vatandaşları pasif ve aktif seçme ve seçilme hakkına sahip. Bu nedenle AB üyesi ülke vatandaşı olmayanların yerel seçimlere katılma hakkı yok. Ancak politik katılım için Türk vatandaşlarının da bir dizi imkânları var. Ayrıca siyasi partilerde, derneklerde, cemiyetlerde, sivil toplum kuruluşlarında, yurttaş girişimlerinde ve okullarda da. Burada doğan ve uzun süredir burada yaşan göçmen kökenlilerin kolaylaştırılmış koşullarda Alman vatandaşı olup seçim hakkı kazanmaları imkânı da vardır.
Heinz Kühn, göçmen kökenlilere çifte vatandaşlık hakkı verilmesini de önermişti. 50’nin üzerinde ülkeden gelenlere Almanya’da çifte vatandaşlık hakkı tanınırken, Türkler bundan hâlâ yoksundur. Bu ayrımcılık niye?
KRV’de yaşayan Türkler bizim kimliğimizin sabit bir parçasıdır. Türkler bizim toplumumuzu zenginleştiriyor ve aynı zamanda çeşitli şekilde bizleri bütünleştiriyor. Biz, sürekli olarak burada yaşayan insanların demokrasimize katılımlarını ve demokrasimizi birlikte şekillendirmelerini istiyoruz. Bunun için vatandaşlık önemli bir koşuldur. Bir vatandaşlığı almak da bırakmak da kesinlikle duygusal bir olgudur. Ama bunların ikisi de geçerli yasalara göre mecbur olmadığınız bir formalitedir. Almanya’da federal düzeyde geçerli bir Vatandaşlık Yasası vardır.İNSANLAR İNANÇLARINI ÖZGÜRCE YAŞAYABİLMELİ
Almanya’nın birçok okulda İngilizce, Fransızca, İspanyolca ve İtalyancanın yanı sıra bazı eyaletlerdeki okullarda da Çince, Polonyaca, Arapçanın üçüncü yabancı dil veya seçmeli zorunlu dil olarak öğrenilmesine izin veriliyor. Ancak birçok eyalette Türkçe için buna izin verilmiyor. Bunu doğru buluyor musunuz?
Türkçe KRV’de milyonlarca insanın konuştuğu bir dildir. Ben Türkçenin ana dil ve yabancı dil derslerinde öğretilmesini, öğrenilmesini doğru ve önemli buluyorum.
Hem federal hem de eyaletler düzeyinde sizin partinizde Türkiye kökenli çok az sayıda politikacı görüyoruz. Bunun sebebi nedir?
CDU KRV Teşkilatı Başkanı olarak herkesi partimize katılmaya ve partimizde angajman göstermeye kalpten davet ediyorum. CDU olarak biz toplumun aynası olmak istiyoruz. Tabii ki bizim Türkiye kökenli yurttaşlarımızı (hemşerilerimiz) da. Biz bu ülkeyi bütün insanlarla el ele vererek daha iyi hale getirmek istiyoruz.
Siz ezan okunmasının din özgürlüğü olduğunu söylediniz. Ama uyum tartışmalarıyla ilgili olarak bazı çekinceleriniz oldu. Almanya’da tüm insanlar Alman Anayasası’na saygı göstermek zorunda değiller mi?
Ezan okunması uyuma katkıda bulunabilir. Ama bunun hayata geçirilmesi için yaşanılan kesimlerde, oradaki insanlarla konuşulup tartışılmalı. KRV’ye farklı dinlerden göçün eskilere dayanan bir tarihi vardır. Göçmenler olmasaydı, ekonomik mucizenin gerçekleşmesi mümkün olmazdı. Ben göçmenlere ve daha sonraki nesillere burada kaldıkları için müteşekkirim. Bu insanlar inançlarını özgür bir biçimde yaşayabilmeli.
Almanya’ya Türk iş gücü başladıktan 100 yıl sonra, yani 2061 yılında Türkiye kökenli insanların geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Ben 2061 yılından çok daha önce cinsiyetine, cinsel eğilimine, kökenine, yaşına ve fiziksel engellerine bakılmaksızın herkesin kabul görmesinin çok doğal olmasını arzu ediyorum.