Türkler bir dostu daha kaybetti
Güncelleme Tarihi:
Horst Köhler. Almanya’nın 9’uncu Cumhurbaşkanı. Almanya’nın şu ana kadarki 13 cumhurbaşkanından politikacı olmayan tek cumhurbaşkanı. 22 Şubat 1943 tarihinde o zamanlar Almanya’nın işgalinde olan Polonya’nın Lublin kenti yakınlarındaki Skerbeszow köyünde doğdu. Anne-babası, 4 çocuklarını yanlarına alarak 1945 yılında şu anda eski Doğu Almanya sınırları içinde kalan Leipzig kenti yakınlarındaki Zöbigker’e sığındı.
Köhler, ilk ve orta öğrenimden sonra Tübingen Üniversitesi’nde ekonomi ve siyasal bilimler okudu.
1969 yılında diplomayı cebine koyduktan sonra, bir süre aynı üniversitede öğretim görevlisi olarak çalıştı.
Daha sonraki yıllarda da Federal Ekonomi Bakanlığı ile Federal Maliye Bakanlığı’nda.
‘ŞU AN İTİBARİYLE İSTİFA EDİYORUM’
Dönemin Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in önerisiyle 2000 yılında Washington’da Uluslararası Para Fonu (IWF) Direktörü oldu.
2004 yılında da Almanya Cumhurbaşkanı.
2009 yılında yeniden ikinci 5 yıllık dönem için cumhurbaşkanı seçildi.
Ancak yaklaşık bir yıl sonra, Afganistan’daki Alman askeri birlikleri ziyareti dönüşünde uçakta Almanya Radyosu’na (Deutschlandradio) verdiği demecinde, dış ticarete bağımlı Almanya’nın çıkarlarının korunması için gerektiğinde askeri yöntemlere başvurulmasının kaçınılmaz olacağı şeklindeki açıklamasına çeşitli kesimlerden tepkiler yağdı.
31 Mayıs 2010 tarihinde Cumhurbaşkanı Horst Köhler’in Bellevue Sarayı’nda bir açıklama yapacağı duyuruldu.
Salonda 40’a yakın gazeteci Köhler’in açıklamasını sabırsızlıkla bekliyorduk.
Eşi Eva Luise ile birlikte salona giren Köhler, “Almanya’ya Cumhurbaşkanı olarak hizmet etmek benim için bir onurdu. Cumhurbaşkanlığı makamından şu an itibariyle istifa ediyorum” dedi.
Çok duygusallaştı ve nemli gözlerle eşiyle birlikte salondan ayrıldı.
Bizler de tam bir şaşkınlık yaşadık...
Köhler, tam bir Türk ve Türkiye dostuydu.
Görevi sırasında bir ilki gerçekleştirdi ve eşi Eva Luise Köhler’le birlikte 2006 yılında ‘Hür-Türk’ kısa adıyla tanınan Hürriyetçi Türk-Alman Derneği’nin daveti üzerine Türklerin de yoğun olarak yaşadığı Duisburg’un Wanheimerort semtinde Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Ayasofya Camii’ni ziyaret ederek iftar yemeğine katıldı.
İftar öncesi yaptığı konuşmasında da bu ziyaretiyle İslami yaşamın Almanya’nın bir parçası olduğunun altını çizmeyi amaçladığını dile getirdi.
Türk kadınlarını Bellevue Sarayı’na davet etti ve kendilerini orada eşiyle birlikte ağırlamaktan memnuniyet duyacağını söyledi.
Davetli Türk kadınların da 2007 yılında katıldıkları Bellevue Sarayı’ndaki yaz şenliğinde, Cumhurbaşkanı Horst Köhler’e Türk kadınlarını nasıl bulduğunu sormuştum.
“Genelde Türk kadınlarının hep arka planda kaldığı gibi bir intiba vardır Avrupa’da. Almanya’da da öyle. Ama hiç de öyle değil. Ben kendilerine güvenen Türk kadınları gördüm karşımda. Özgüvenli kadınlar tanıdım. Türk kadınları gerçekten özgüven dolu. Ayrıca eğitimli Türk kökenli kızlarıyla tanıştım. Farklı dallarda yüksek öğrenim gören kızlar. Akademisyen Türk kadınları. Bu durum eşimi ve beni çok sevindirdi” demişti.
*
Kendisine 2006 yılında Almanya’da yapılan Futbol Dünya Kupası karşılaşmaları sırasında Bellevue Sarayı’nın dev bahçesinde düzenlenen yaz şenliğinde, Türkiye kökenli insanların ellerinde ay yıldızlı Türk bayraklarının yanı sıra Alman bayraklarını da gördüğümüzü ve bu durumun kendisini nasıl etkilediğini sormuştum.
“Almanya’nın çeşitli kesimlerinde daha önceki aylarda da çok sayıda Türkiye kökenli insanla bir araya geldim. Kızlı-erkekli Türk kökenli gençlerle konuştum. Hepsi de Dünya Futbol Şampiyonası’nda Alman Milli Takımı’nı desteklediklerini söyledi. Ben Türklerin, Türkiye kökenli Alman vatandaşlarının ellerinde veya otomobillerinde Alman ve Türk bayraklarıyla Almanya’nın başarısını kutlamasını çok sevindirici bir gelişme olarak değerlendiriyorum. Bu davranış benim için sürpriz olmadı. Bu durum, Almanya’daki Türkiye kökenli insanların bu ülke ve Almanlarla bütünleştiğinin, bütünleşmek istediğinin önemli bir göstergesidir. Bu da sevindirici bir gelişmedir” yanıtını vermişti.
Yaptığımız bir söyleşide de Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğiyle ilgili soruma, “Yapılan sözleşmeler geçerlidir ve sadık kalınır. Türkiye açısından bakıldığında; devlet ve hükümet başkanları Türkiye’ye müzakerelerin başlaması sözü verdi. Şimdi müzakereler başladı. Ama kararlaştırıldığı gibi ‘ucu açık’ olarak. Sonunda Türkiye’deki gelişmelerin hangi yöne gittiğini, müzakerelerin tam üyeliğe götürüp götürmediğini göreceğiz. Ancak politik tartışmalarda Türkiye’yi geri götürecek açıklamalarda bulunmamaya dikkat etmeliyiz. Buna özen göstermeliyiz. Çünkü şunu hiçbir zaman unutmamalıyız; Türkler çok gururlu bir halk. Türkiye, Avrupa için çok önemli bir partnerdir. Bu hiçbir zaman unutulmamalı” yanıtını vermişti.
*
Evet...
Cumhurbaşkanı Horst Köhler, 1 Şubat’ta Berlin’de yaşamını yitirdi.
Türkler ve Türkiye, bir dostu daha kaybetti...