SPD’nin ‘SPD’li Başbakan’ rüyası

ANCAK CDU’da yeni genel başkan koronavirüs yüzünden belirlenemediği için muhafazakâr kanatta başbakan adayı tartışmaları da ‘şimdilik’ durdu.
Zira nisan ayında yapılması öngörülen CDU kurultayı, aralık ayına ertelendi.
CDU/CSU Meclis Grubu eski Başkanı Friedrich Merz, Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyalet Başbakanı Armin Laschet ve Federal Meclis milletvekili Norbert Röttgen arasındaki bu yarışı kimin kazanacağı henüz belli değil.
Ayrıca CDU’nun yeni genel başkanının otomatik olarak başbakan adayı olup olamayacağı da.
Zira ‘kardeş parti’ CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder’in de muhafazakar kanadın başbakan adayı olacağından hareket edilmekte.
Söder her ne kadar, “Benim yerim Bavyera” dese de, Türkiye’nin eski Başbakanı ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in “Dün dündür” söyleminin Almanya için de geçerli olduğuna önceki yıllarda tanık olduk.
*
23 Mayıs 1949 tarihinde Alman Anayası’nın kabulüyle resmen kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti’nde şimdiye kadar 5 CDU’lu, 3 de SPD’li politikacı başbakan seçildi.
Dönemin CSU’lu Bavyera Eyalet Başbakanı Franz Josef Strauss 1980 yılında, Edmund Stoiber de 2002 yılında ‘kardeş parti’ CDU’ya kafa tutup muhafazakâr kanadın başbakan adayı oldu.
Ancak ikisi de aradıklarını bulamadı.
Franz Josef Strauss, SPD’li Helmut Schmidt, Edmund Stoiber de Gerhard Schröder karşısında tutunamadı.
71 yıl önce kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti’nde SPD’li Willy Brandt 5 yıl, Helmut Schmidt 8 yıl ve Gerhard Schröder 7 yıl başbakanlık yaptı.
Almanya’nın CDU’lu ilk Başbakanı Konrad Adenauer 14 yıl, Ludwig Erhard ile Kurt Georg Kiesinger 3’er yıl, Helmut Kohl 16 yıl iktidarda kaldı.
SPD’li Gerhard Schröder’in koltuğunu altından alan CDU’lu Angela Merkel de 2005 yılından beri iktidarda.
Yani 15 yıldan beri.
Şu andaki kamuoyu yoklamaları, bu hafta sonu genel seçim olsa CDU/CSU’nun en güçlü kanat konumunu koruyacağını göstermekte.
Hem de açık ara.
Yeşiller’in de toplam oyların yüzde 18’ini alarak ‘ikinci güçlü parti’ olacağını.
Almanya’da siyasi geleneğe göre genelde en güçlü iki parti başbakan adayı gösterir.
Bu geleneği 2002 yılında ilk ve son kez FDP’nin o dönemdeki lideri Guido Westewelle bozmuş ve başbakan adayı olmuştur.
Hem de hiç şansı olmadığını bile bile.
*
İşte şu anda zor bir dönemden geçilirken, SPD’de başbakan adayının kimin olacağı hesapları yapılıyor.
SPD Eş Başkanları Saskia Esken ile Norbert Walter-Borjans’ın, Federal Meclis Grup Başkanı Rolf Mützenich’in başbakan adaylığını desteklediği yönünde haberler yoğunlaştı.
Ancak bir dönemler SPD Genel Sekreteri olarak görev yapan Federal Çalışma Bakanı Hubertus Heil ile Federal Aile Bakanı Franziska Giffey’in, Federal Maliye Bakanı Olaf Scholz’un da isimleri geçmekte.
Hatta SPD Genel Sekreteri Lars Klingbeil’ın da.
Dünya’nın çeşitli kesimlerinde olduğu gibi Almanya’da da Kovid-19 belasıyla yatılıp kalkılan bugünlerde SPD’nin başbakan adayı arayışını anlamak mümkün değildir.
Hele hele son 11 yılda yapılan üç genel seçimde de SPD’nin aldığı oy oranına bakıldığında, bunun çok saçma olduğu da kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
2017 yılında yapılan son genel seçimlerde, SPD’nin başbakan adayı Martin Schulz, toplam oyların ancak yüzde 20.5’ini alabilmiştir.
Bu da SPD’nin 1949 yılından beri aldığı en düşük oy oranıdır.
Son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamaları, SPD’nin başbakan adayının iktidara gelme şansının sıfırın bile altında olduğunu göstermektedir.
Son verilere göre, CDU/CSU’nun yüzde 38, Yeşiller’in yüzde 18 ve SPD’nin yüzde 15-16 oy alması beklenmektedir.
Bu veriler ışığında, günümüz SPD’sinin Almanya’da iktidarda Sosyal Demokrat bir Başbakan görmesi tamamen hayaldir.
SPD bugünkü haliyle, SPD’li bir başbakanı görse görse ancak rüyasında görebilir...