Güncelleme Tarihi:
Istria'nın ucunda bulunan bu sahil şehrinin özelliği sadece sahil kenarında bir konuma sahip olmasından kaynaklanmıyor tabii ki!. Bu şehir, aynı zamanda büyüleyici bir sanat eseri gibi. Şehirde yürüyüş yaparken kendinizi, sanki antik çağlardan günümüze kadar bir zaman yolculuğuna çıkmış gibi hissediyorsunuz. Şehrin yerlilerininde dediği gibi” Pula varken Roma'ya kimin ihtiyacı var? “( O kadar da değil ama neyse-;))…
İKONİK ARENA
Pula şehrinde ilk durağım Pula'nın ikonik Amfitiyatro’su oldu. Pula'daki Amfitiyatro ( Arena) : Roma döneminden kalan tüm arenaların altıncı en büyüğü olan, Arena olarak da bilinen amfitiyatro, (giriş ücreti: 10 Euro) bir zamanlar İmparator Augustus tarafından inşa edilmiş. İnşaat MÖ 2'den MS 14'e kadar sürmüş. MS 404'e kadar süren gladyatör dövüşleri ise daha sonra yasaklanmış. Eskiden yaklaşık 23.000 kişi kapasiteli olan Arena, bugün yalnızca yaklaşık 5.000 kişi kapasiteli. Arenanın büyüleyici pitoresk ortamında düzenli olarak konserler, operalar, pop şovları ve festivaller düzenleniyor. Şehrin bu 2.000 yıllık simgesinde akşam etkinliklerinin tadını çıkarabilirsiniz. Fotoğraf düşkünlerine bir öneri: Arenanın en güzel fotoğrafı için, buraya ışığın en güzel olduğu gün batımından hemen önce gitmelisiniz. (Amfitiyatroyu içeriden ziyaret edebilirsiniz, ancak prensip olarak binaya hemen hemen her taraftan kolayca erişilebildiği için, önemli olan her şeyi dışarıdan da görebilirsiniz). Ben arenanın altında bulunan müzeyi de gezebilmek ve tarihe dokunabilmek için Arena’ya giriş yaptım tabii ki.
ALTIN KAPI
Eski şehrin en önemli noktası, şehrin yerlilerin “Zlatna Vrata” (Altın Kapı) adını verdiği zafer kapısı . Sekiz metre yüksekliğindeki bu kemer, Hz. İsa'nın doğumu sırasında inşa edilmiş. Bu kapıyı Salvia Postuma Sergia, kocası ve kardeşlerinin onuruna yaptırmış. Ancak “Altın Kapı” o zamanlar Pula’daki tek kapı değilmiş. Pula bir zamanlar tamamen surlarla çevriliymiş. O zamanlar şehre erişim, toplam on kapıdan yalnızca birinden mümkünmüş. Bugün, geriye kalan sadece çift kapı ile Giardini Meydanı arasındaki bu duvarın kalıntıları. Bunlardan bahsetmişken Giardini Caddesi'ni çevreleyen ağaçlı caddelerin, Avusturya İmparatoriçesi Sisi onuruna dikilmiş olduğunada değinmek isterim çünkü bu bilgiyi şehrin yerlilerinden öğrendim . Maalesef Sisi suikasta uğradığı için, onuruna düzenlenen caddeleri göremeden ölmüş. Bu cadde, Pulanın sıcağından kaçan şehrin yerlilerin uğrak yeri…Ulica Sergijevaca caddesinin en heyecan verici yanı mükemmel mimarisi. Tüm cadde tarihi cephelerle kaplı. Bu caddede yürürken Altın Kapı’nın hemen arkasında ki "Caffe Uliks"te bir mola vermeye değer. Kafe, Pula'da uzun yıllar yaşamış İrlandalı şair, James Joyce'un adını taşıyor kafenin önünde bir heykeli bile var. Ulica Sergijevaca sokağının sonunda otomatik olarak Şehir Sarayı’nın bulunduğu meydana varacaksınız. Meydan, eski şehrin bir anlamda odak noktası. Burası Roma antik çağında şehrin idari, politik, ekonomik ve dini merkeziymiş. Bugün, bu meydanda birçok kaldırım kafesinin yanı sıra 13. yüzyıl sonunda inşa edilen Şehir Sarayı ve 6 Korint sütunuyla son derece gösterişli olan Augustus Tapınağı'nı bulacaksınız. Eski şehrin merkezinde bulunan ilgi çekici bu yapı, ilk Roma imparatoru Augustus döneminde inşa edilen ve Hırvatistan'ın ayakta kalan en eski yapısı.. Pula Market: Art Nouveau mimarisinin ve Habsburgların Pula'daki eski varlığının en güzel örneklerinden biri de şehir marketi. İnşaatı 1902'de başlamış ama yeni şehir marketi Ekim 1903'te açılmış. Özellikle demir ve cam olmak üzere o dönem için son derece modern malzemeler kullanılılan bu market, 1997'de yenilenerek bugün hala Istria'nın en büyüğü olan ‘Pula Market’e ev sahipliği yapıyor…Pula Kalesi: Pula Kalesi'nde, Pula'nın en güzel kuşbakışı manzarasıyla karşılaştım. Kale, Pula'nın en yüksek tepesinde, merkeze yakın bir yerde bulunuyor. Kısa bir tırmanıştan sonra ulaşıyorsunuz.
İpucu: Burada özellikle gün batımında mükemmel bir atmosfer oluyor. Benim de yaptığım gibi eski şehir merkezinden soğuk bir içecek alıp yerel halkın yaptığı gibi günü burada sonlandırabilirsiniz …
VERUDELA YARIMADASI'NDA MUHTEŞEM PLAJ
Pula'nın sadece birkaç kilometre güneyinde, denize doğru uzanan ve her biri çeşitli fiyat kategorilerinde olan Park Plaza Histria, Park Plaza Verudela ve Hotel Brioni tatil köylerine ev sahipliği yapan Verudela Yarımadası yer alıyor. Bu Tesisler, yemyeşil çiçek tarlaları ve Akdeniz bitkileriyle süslü ormanlarının arasında yer alıyor . Tesisler boyunca uzanan sahil şeridi, her biri açık denizin muhteşem manzarasına sahip çok sayıda küçük plaja sahip. Verudela Plajı'ndaki bu yol boyunca uzanan küçük koyların pastoral dinginliğini yaşamanızı ve özellikle bu plajların en ünlülerinden biri olan Hawaii Plajı’na gitmenizi tavsiye ederim. Bu plaj, Pula'nın en güzel plajlarından biri ve Verudela Yarımadası'nın güney tarafında, Verudela Kalesi ve Park Plaza Oteli arasında bulunuyor. Hawaii Plajı, muhteşem turkuaz denizi, denize doğru hafifçe eğimli çam ormanlarının arasında beyaz çakıl taşlarıyla kaplı inanılmaz güzel bir koyda bulunuyor. Yalnız tabii ki bu kadar ünlü olması nedeniyle de çoğunlukla oturmaya bile yer bile bulamayacağınız kadar kalabalık bir plaj. Bu yüzden benim önerim bu plaja, ya sabahın çok erken saatlerinde ya da akşam serinliğinde gitmeniz.
BRIJUNI MİLLİ PARKI
Brijuni Milli Park’ı, Pula kıyılarında toplam 14 adadan oluşan küçük bir takımadadan oluşuyor . Pula'ya uçakla geliyorsanız gözlerinizi dört açın , Pula’ya yaklaştıkça bu adaları açıkça görebilirsiniz. Bu Adaların ve tüm takımadaların hem Hırvat hem de İtalyan isimleri var örneğin, Brijuni ve Brioni. Bunun nedeni ise adaların sürekli değişen yöneticilerle çok çalkantılı bir tarihe sahip olması ve İstria adalarına 400 yıldan fazla bir süre sahip olan Venedik'e yakın oluşları. Pula’nın olmazsa olmazları: Eğer ilginizi çekiyorsa, kıyı boyunca uzanan koyları ve mağaraları kanoyla keşfetmek için harika turlar var. Ama Kano ile değil de tekne turu ile gezmek istiyorum diyorsanız özellikle gün batımı tekne turlarına katılmanızı öneririm. Bu turlarda bir çok seçenek var yemekli, yemeksiz olanı sınırsız içkilisinden tutun da sadece yunus balığı gözleme turlarına kadar. Ama bu turlara katılmak isteyenlere önerim kesinlikle pazarlık yapmayı unutmayın. Hırvatistan’da genelde hiç bir yerde pazarlık yapamıyorsunuz ama nedense Pula tekne turlarında bu mümkün…