Güncelleme Tarihi:
Prof. Dr. Ortaylı sunumunda, kendilerinin öğrenciliği döneminde Türk-Alman dostluğundan değil, Türk-Alman kardeşliğinden söz edildiğini kaydetti. 1. Dünya Savaşında Türk-Alman müttefikliği ve dayanışmasıyla ilgili örnekler veren Ortaylı, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Türk-Alman ilişkilerinin daha da ileriye gittiğini söyledi.
Ortaylı, “60’lı yılların başındaki iş gücü göçü ise ilişkilerin son aşamasıdır. Bu noktada Almanya ile Türkiye arasında çok yakın bağlar kurulmaya başlamıştır.” dedi. 70’li yıllarda AB’ye girmeye karşı olanların askerlerle İslamcı gruplar olduğunu kaydeden Ortaylı, “Enteresan olan bugün Türkiye’de İslamcı parti tekrar AB taraftarıdır. Bu politika analiz edilecek bir mantığa sahip değildir.” dedi.
Günümüz Türkiyesi’nde Alman kültürünün etkisinin artık olmadığı tespitini yapan Ortaylı, “Türk-Alman ilişkileri artık sadece ekonomik ve iş hayatı üzerinden yürümekte. İki ülkenin politika ve ideolojileri çok karşı karşıya. Türkiye’de gerçekten Alman karşıtı bir akım var. Burada da Türk karşıtı bir akım, bir rüzgar var.” dedi.
"TÜRKİYE’DE ALMAN DİL VE KÜLTÜRÜNÜ YAYGINLAŞTIRMALIYIZ"
Almanya’da Türk karşıtlığının tarihi olmadığını vurgulayan Ortaylı, "Gerçi Almanlarda Rönesanstan sonra Türk imparatorluğuna karşı bir haçlı zihniyeti de mevcuttu ama çok yaygın değildi. Alman imparatorluğu ve toplumunda Türk kültürü ve Türk karakterine hep değer veriliyordu. Benim görüşüm, bizim Alman kültürü ve dilini Türkler arasında yaygınlaştırmamız lazım. Bu noktada Almanya’da okuyan akademisyenlere büyük görev düşüyor. Bunun için Alman hukuku da okunmalı. Alman hukuku dünya tarihinde bir enstitüdür. Bakın İsrail’deki hukukçuların hepsi Alman hukuk fakültelerinde eğitim görmüştür." dedi.