Olası koalisyon hesapları

Yapılan kamuoyu yoklamalarına göre CDU/CSU’nun yüzde 30, sağ popülist AfD’nin yüzde 20, SPD’nin yüzde 15, Yeşiller’in yüzde 14 civarında oy alarak yüzde 5 barajını rahatça aşacakları, bazı kamuoyu yoklamalarına göre ise FDP’nin yanı sıra Sol Parti ile partiyi terk edenlerin kurduğu Sahra Wagenknecht İttifakı’nın (BSW) yüzde 5 barajını zar zor aşmalarının veya daha az oy alarak baraja takılmalarının beklendiği yönünde sinyallerin artması üzerine, olası koalisyon modelleri de gündeme yerleşti.
Seçimlerden ‘en güçlü parti’ olarak çıkmasına kesin gözüyle bakılan CDU/CSU’nun başbakan adayı Friedrich Merz’in tercihi FDP olsa da liberaller yüzde 5 barajını aşsa bile ‘ikili ortaklık’ mümkün olmayacaktır.
Çünkü bu veriler ışığında CDU/CSU ile FDP’nin 630 sandalyeli Federal Meclis’te çoğunluğu sağlamaları mümkün değildir.
Böyle bir durumda CDU/CSU ile FDP’nin ya SPD’yi ya da Yeşiller’i de yanlarına alarak ancak ‘üçlü koalisyon’ oluşturarak iktidara gelmeleri mümkün olacaktır.
Yani Almanya’da federal düzeyde ilk kez ya bir ‘Almanya Koalisyonu’ CDU/CSU, SPD ve FDP’nin (Alman bayrağının renklerine göre siyah-kırmızı renkli) ya CDU/CSU, SPD ve Yeşiller’in ‘Kenya Koalisyonu’ (siyah-kırmızı-yeşil renkli) ya da CDU/CSU, Yeşiller ve FDP’nin ‘Jamaika Koalisyonu’ (siyah, yeşil, sarı renkli) koalisyon hükümeti oluşturulacak.

ÜÇLÜ KOALİSYON HİÇ KOLAY OLMAYACAK
Ancak bu partilerin ‘üçlü koalisyon’ oluşturmaları hiç de kolay olmayacak.
Neden mi?
Çünkü muhafazakâr ‘kardeş partiler’ CDU ile CSU arasında Yeşiller’le ortaklık konusunda ciddi bir görüş ayrılığı yaşanmaktadır.
CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder, aylardan beri Yeşiller’in yanlış politikalarda ısrar etmesi yüzünden Alman ekonomisin çöktüğünü söyleyerek ve düzensiz göç ile sığınmacı sayısında büyük ölçüde artış olduğuna dikkati çekerek “Bu partiyle kesinlikle ortaklık olmaz” diye bas bas bağırmaktadır.
Her ne kadar CDU lideri ve CDU/CSU’nun başbakan adayı Friedrich Merz, “Şu andaki Yeşiller’le ortaklık olmaz” dese de seçimlerden sonra biraz tutum değiştirmeleri durumunda, Yeşiller’le ortaklık etme kapısını açık bıraksa da Söder’in buna onay vermesi beklenmemektedir.
Ayrıca SPD ve Yeşiller’le oluşturdukları üçlü koalisyon hükümetini yaşanan görüş ayrıkları ve sürtüşmeler nedeniyle terk eden FDP Genel Başkanı Christian Lindner de “Yeşiller’le ortaklık olmaz” dediği için ‘Jamaika Koalisyonu’ oluşturulması da kolay olmayacaktır.
FDP yüzde 5 barajını aşamaması halinde ise Friedrich Merz’in işi daha kolay olacaktır.
Toplam oy oranları yüzde 43’ün üzerinde olup mutlak çoğunluğu sağlamaya yeteceğinden Friedrich Merz’e hem SPD hem de Yeşiller’le ortaklık etme yolu açılacaktır.
Merz, ister SPD ister Yeşiller’le ‘ikili koalisyon hükümeti’ kurarak iktidar koltuğuna oturacaktır.
Bu alternatiflerin hepsinde de Friedrich Merz, Şansölye Scholz’un koltuğuna yerleşecektir.

BAKANLIKLAR BİLE PAYLAŞILIYOR
Nitekim CDU/CSU’da bakanlıklar daha şimdiden paylaşılmaya bile başlandı.
CDU/CSU Federal Meclis Grubu Genel Sekreteri Thorsten Frei ile CDU Genel Sekreteri Carsten Linnemann’ın ve ‘kardeş parti’ CSU Federal Meclis Grup Başkanı Alexander Dobrindt’in olası yeni kabinede bakan olarak görev alacakları daha şimdiden ilan edildi.
Ancak Almanya’da FDP, Sol Parti ve BSW’nin yüzde 5 barajını aşarak Federal Meclis’e girmeleri durumunda, SPD ile Sol Parti ve BSW’nin Yeşiller’le bir araya gelerek ‘dörtlü koalisyon’ (kırmızı-kırmızı-mor-yeşil) oluşturabilecekleri yönünde hesaplar bile yapılmaktadır.
Böyle bir durumda da “Ben seçimlerden sonra başbakanlık görevimi sürdürmek istiyorum” diyen Şansölye Scholz’a koltuğunu koruma yolu açılacaktır.
Aritmetik olarak mümkün olsa bile böyle bir olasılığa ihtimal verilmemektedir.
Tabii teorik olarak CDU/CSU’nun sağ popülist AfD ile ortaklık etmeleri, SPD ve Yeşiller’in de aynı partiyle ‘üçlü koalisyon’ oluşturmaları da mümkündür.
Ancak köklü partilerin hiçbiri de zaman zaman ‘faşist’ olarak niteledikleri ve Alman mahkemelerin bazı üyelerine ‘faşist’ denilmesine izin verdiği AfD’yle kesinlikle iş birliği yapmayacağı için ırkçı, yabancı düşmanı, sığınmacı düşmanı, İslam düşmanı AfD’nin iktidarda söz sahibi olması kesinlikle mümkün olmayacaktır.
En azından bu seçimlerden sonra.
Ya 2029’da?