Güncelleme Tarihi:
Geçen kasım ayında SPD, FDP ve Yeşiller’den oluşan koalisyonun dağılması nedeniyle erken seçimler için pazar günü sandık başına giden Almanya’da siyasi sahne yeni bir sayfa açıyor. Hıristiyan Birlik partileri CDU/CSU’nun zaferiyle sonuçlanan yarışta aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) ikinci oldu, Şansölye Olaf Scholz’un Sosyal Demokrat Partisi SPD ise oy kaybıyla seçimleri üçüncü sırada tamamladı.
SEÇİME REKOR KATILIM
Rusya’nın Ukrayna’da yürüttüğü savaş ve ABD’de Donald Trump yönetiminin Avrupalı ortaklarıyla kurduğu zorlu ilişkinin yarattığı atmosferde kurulan sandıklara Alman seçmen büyük ilgi gösterdi. 61.2 milyon seçmenin bulunduğu ülkede yüzde 82.5 ile 1990 yılından bu yana en yüksek katılım sağlandı. Yüzde 5’lik seçim barajını beş parti aşmayı başarırken, yüzde 4.97 oranına kalan popülist solcu BSW partisi sonuçlara itiraz edeceklerini açıkladı. CDU/CSU yüzde 28.5 oy oranıyla birinci, aşırı sağcı AfD yüzde 20.8 ile ikinci, SPD yüzde 16.4 ile üçüncü, Yeşiller yüzde 11.6 ile dördüncü ve Sol Parti yüzde 8.8 ile beşinci sırada yer aldı. Bu sonuçlarla geçen yılki seçim reformu sonrası 630 milletvekiline düşen Alman meclisinde hiçbir parti çoğunluğu sağlayamazken, CDU lideri Merz’in en muhtemel koalisyon ortağı SPD olarak görülüyor.
SANDIK ÜÇÜNÜ YEDİ
Dağılan koalisyonun üç ortağı sandığın kaybedenleri oldu. SPD’nin 2021’e göre yüzde 9.3 oranında oy kaybının yanı sıra Yeşiller yüzde 3, FDP ise yüzde 7 oy kaybetti. Sonuçlar üç partinin de başbakan adayları ve liderlerinin radikal kararlar almasına neden oldu. SPD lideri Scholz aktif siyasete devam etse de koalisyon görüşmelerinde yer almayacağını ve yeni kurulacak hükümette bakanlık görevi üstlenmeyeceğini açıkladı. FDP lideri Christian Lindner aktif siyaseti bıraktığını duyurdu. Koalisyonun dağılması süreci Maliye Bakanlığını yürüten Lindner ve Scholz arasındaki bütçe anlaşmazlığıyla başlamıştı. Yeşillerin başbakan adayı Robert Habeck de bundan sonraki süreçte parti yönetiminde yer almayacağını açıkladı.
TEK KAZANAN YOK
CDU/CSU 2021’e göre oylarını yüzde 4.4 oranında arttırarak ipi birinci göğüslemiş olsa da aşırı sağcı AfD yükselişini sürdürerek yüzde 10 puanlık bir artışla ikinci parti konumuna geldi. Sol Parti de oylarını yüzde 3.9 oranında arttırarak sürpriz yaptı. Siyasi dengeleri değiştiren seçim, Almanya’nın Avrupa’daki lider pozisyonunun da dönüş sinyallerini beraberinde getirdi. CDU lideri Merz, seçimlerin hemen ardından diğer parti liderleriyle katıldığı açık oturumda, Avrupa-ABD arasındaki son dönem ilişkilerine dair değerlendirmelerde bulunurken Washington yönetimini eleştirdi.
AVRUPA’YA LİDERLİK HEDEFİ
ABD Başkanı Trump’ın geçen haftaki açıklamalarından sonra Amerikalıların bir bölümünün Avrupa’nın kaderine kayıtsız kaldığını söyleyen Merz, haziranda NATO zirvesine kadar sürecin nasıl ilerleyeceğini merak ettiğini belirterek, “Hâlâ mevcut haliyle NATO’dan bahsediyor olacak mıyız? Ya da çok daha hızlı bir şekilde bağımsız bir Avrupa savunma kabiliyeti oluşturmak zorunda mı kalacağız” ifadelerini kullandı. Merz, ABD’li milyarder Elon Musk’ın AfD’den yana tavır almasını da “tekil bir olgu” olarak da nitelerken, “Washington’dan gelen müdahaleler, Moskova’dan gördüğümüz müdahalelerden daha az dramatik, sert ve nihayetinde çirkin değildi. Dolayısıyla iki taraftan da öylesine büyük bir baskı altındayız ki şu anda benim mutlak önceliğim Avrupa’da bir birlik oluşturmak” dedi.
MİLYONER ŞANSÖLYE ALMANYA’YI KURTARIR MI
1955’te Kuzey-Ren Vestfalya eyaletinin Brilon kentinde doğan evli ve 3 çocuk babası Merz, hukuk eğitimi aldıktan sonra yargıç ve avukat olarak çalıştı. 1989-1994 yıllarında Avrupa Parlamentosunda, 1994-2009 döneminde de Federal Mecliste milletvekilliği yaptı. Daha önce eski Başbakan Angela Merkel’e parti içi rakip olmaya kalkmış, başarılı olamayınca da özel sektöre geçip multi- milyoner olmuş bir isim. Büyük şirketlerin yönetim kurullarında yer alan Merz’in cesur kararlar alabileceği beklentisi hakim. Öte yandan pilot lisansı bulunan kendi uçağını kullanan Merz’in varlıklı hayatıyla orta direğin gerçeklerinden uzak olduğu eleştirileri de var. Merz, Ukrayna’nın desteklenmesi konusunda eski Başbakan Scholz’a göre daha şahin, göç politikalarında daha katı, ekonomide ise daha liberal eğilimli.
View this post on Instagram
BERLİN’DEN SEÇİM NOTLARI
AŞIRI SAĞ, İKİNCİ PARTİ
Almanya’da yapılan genel seçimlerde bir ilk yaşandı ve sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) toplam oyların yüzde 20.8’ini alarak CDU/CSU’nun ardından ‘en güçlü ikinci parti’ konumuna yükseldi. AfD böylece Federal Meclis’te ana muhalefet konumunu garantiledi. Böylece meclisteki oylamalarda etkisini artırma ve daha fazla konuşma süresi hakkı da elde etti. Şansölye Olaf Scholz, ikamet ettiği başkent Berlin yakınlarındaki Potsdam kentindeki seçim bölgesinde adaylar arasında en fazla oy olarak doğrudan Federal Meclis’e milletvekili olarak girerken, AfD Eş Başkanı Alice Weidel kendi seçim bölgesinde seçilemedi. Baden Württemberg eyalet listesinin ilk sırasından parlamentoya girdi.
BATI SİYAH - DOĞU MAVİ ÜLKE İKİYE BÖLÜNDÜ
Almanya’da 18-24 yaş grubu gençlerin yüzde 25’i Sol Parti’yi, yüzde 20’si AfD’yi desteklerken, 60 yaş üzeri seçmenler ise CDU/CSU ile SPD’yi tercih etti. AfD aynı zamanda eski Doğu Almanya sınırları içinde oluşturulan yeni eyaletlerin hepsinde de en yüksek oy alan parti oldu. 30 yaş altı kadınlar Sol Parti’yi daha çok desteklerken, aynı yaş grubu erkekler ağırlıklı olarak AfD’yi tercih etti. Neticede Batı Almanya ağırlıklı olarak CDU/CSU’nun siyah renklerine, doğu Almanya ise AfD’nin mavi rengine büründü.
SPD İLE ‘BÜYÜK KOALİSYON’
Almanya’da seçim aritmatiğine göre CDU/CSU’nun SPD ile ‘büyük koalisyon’ kurması bekleniyor. Ancak iki parti ekonomik alanda yaşanan durgunluğun giderilmesi, Almanya’ya düzensiz göçün ve sığınmacı akınının engellenmesi, başvuruları kabul edilmeyen sığınmacıların derhal sınırdışı edilmesi gibi konularda farklı görüşlere sahip. CDU/CSU, Scholz hükümeti tarafından hayata geçirilen ve çifte vatandaşlığı da içeren Modern Vatandaşlık Yasası’nı iptal etmek istiyor. SPD ise karşı. Ancak Paskalya Yortusu’na (20-21 Nisan) kadar yeni hükümeti kurmayı hedefleyen Merz’in “küçük ortak” SPD’ye bazı alanlarda taviz vererek hedefe ulaşmasına da kesin gözüyle bakılıyor.
19 TÜRKİYE KÖKENLİ VEKİL MECLİSE GİRDİ
ALMANYA’daki erken seçimlerde meclise girmek için yarışan Türk kökenli 53 adaydan 19’u başarıya ulaştı. Böylece Alman meclisindeki Türk kökenli vekil sayısı 2021 seçimlerine göre bir kişi artmış oldu. SPD ve Sol Parti 7’şer ismi meclise göndererek en çok Türk kökenli siyasetçinin milletvekili seçildiği partiler oldu. Yeşiller’den ve CDU’dan 2’şer, CSU’dan ise bir Türk kökenli isim milletvekili seçildi. Daha önceki yıllarda da birçok Türk kökenli siyasetçinin görev aldığı SPD ve Sol Parti’den milletvekilleri meclise girmişti ancak CSU’dan bugüne kadar ilk kez Türk kökenli bir isim seçilmiş oldu.