Layla değil Leyla

Güncelleme Tarihi:

Layla değil Leyla
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 28, 2016 11:24

Leyla Onur, Avrupa Parlamentosu’na Almanya’dan seçilen Türk kökenli ilk milletvekili. Babası İkinci Dünya Savaşı öncesi 1937 yılında yüksek öğrenim yapmak için Almanya’ya gelmiş. Alman bir terzi bayanla evlenip Kuzey Almanya sınırları içindeki Braunschweig kentine yerleşmiş. İkinci Dünya Savaşı’nın 8 Mayıs 1945’te bitmesinden birkaç ay önce de Leyla Onur (Akdağ) bu kentte dünyaya gelmiş. İlk ve orta öğrenimini aynı kentte yapmış. Annesinin mesleğini seçmiş ve meslek eğitimi yaparak diplomalı terzi olmuş. Ancak liseyi bitirdikten sonra inşaat mühendisi Çevik Onur ile evlenip Türkiye’ye yerleşmiş.

Haberin Devamı

Ankara’da Hacettepe Üniversitesi’ne kaydını yaptırıp Alman dili ve edebiyatı ile sosyoloji okumuş. Öğrenimini tamamladıktan sonra yeniden Almanya’ya, Braunschweig’a dönmüş. Doğup büyüdüğü bu kentte yıllarca lise ve meslek okullarında öğretmen olarak çalışmış.

1973 yılında Sosyal Demokrat Parti’ye (SPD) üye olmuş. Aktif olarak görev almış. Uzun süre Braunschweig Belediye Meclisi üyeliği yapmış. İki yıl da Branschweig Anakent Belediye Başkan Yardımcılığı.

Leyla Onur’u ben işte o yıllarda tanıdım. 1989 yılında SPD’den Avrupa Parlamentosu milletvekili adayı olduğu dönemde. 18 Haziran 1989 tarihinde yapılan seçimlerde Avrupa Parlamentosu’na adımını atmak için yarışıyordu. Neler hissettiğini sormuştum. “Çok heyecanlıyım. Seçimlerin bir gün önce yapılıp bitmesini istiyorum” yanıtını vermişti.

Evet, seçimler yapılmış ve Leyla Onur, Almanya’dan Avrupa Parlamentosu’na seçilen 30 SPD’li milletvekili arasında yer almıştı.

Seçim sonuçları kesinleştikten sonra telefon açıp yine “Neler hissediyorsunuz?” diye sordum. Sevinç doluydu. Mutluydu. Tabii ilk kez Türk kökenli bir Alman politikacının Avrupa Parlamentosu’na milletvekili olarak girmesinin gururunu da yaşıyordu.

Leyla Onur, 1994 yılında Avrupa Parlamentosu’na veda edip, aynı yıl Almanya’da yapılan genel seçimlerde Braunschweig 45’inci bölgeden milletvekili adayı oldu. Hem de direkt aday. Ve toplam oyların yüzde 42’sini alarak diğer partili rakiplerini geride bırakan Leyla Onur, Avrupa Parlamentosu’ndan sonra Federal Meclis’e de girdi.

Yeşiller’den Cem Özdemir’le birlikte Federal Meclis’e giren ilk Türk kökenli ikili. Yine telefona sarılıp yine neler hissettiğini sormuştum Leyla Onur’a. Çok çok mutlu olduğunu söylemişti. Leyla Onur, 1998 yılındaki genel seçimlerde yine aynı bölgeden aday oldu. Bu kez toplam oyların yüzde 56.3’ünü alarak diğer partili rakiplerine tam bir hezimet yaşattı.

Haberin Devamı

SAYIN BAŞKAN, TÜRKÇE TELAFFUZ EDEBİLİRSİNİZ

Layla değil Leyla


Haberin Devamı

Federal Meclis’in 2000’li yılların başındaki bir oturumunda yeni Göç Yasası Tasarısı tartışılıyordu. Dönemin Meclis Başkan Yardımcısı SPD’li Anke Fuchs, konuşma sırası SPD’li Leyla Onur’a gelince “Buyrun Bayan Layla Onur. Söz sizde” dedi.

Leyla Onur, kürsüye çıktı ve konuşmasına şöyle başladı: “Sayın Başkan, değerli bayanlar ve baylar. Sayın Başkan’ı düzeltmek bana biraz zor gelecek ama bu kürsüde ve şu anda bunu bilinçli bir şekilde yapıyorum. Benim ismim sizin telaffuz ettiğinizden biraz farklı. Benim ismim bir Türk ismidir. O yüzden rahatlıkla Türkçe telaffuz edebilirsiniz. (Yani Layla -Arapçada olduğu gibi- değil, Leyla) Belki de bu hatırlatma bugünkü konumuza çok uygun olabilir...”

Leyla Onur’un bu sözleri üzerine aynı zamanda parti arkadaşı olan Anke Fuchs, “Teşekkür ederim sayın meslektaşım bu hatırlatmanız için. Sizden özür diliyorum. Ben hiçbir zaman öğrenemeyeceğimi sanıyordum. Ama şimdi anladım. Şahane!” dedikten sonra sözü tekrar Leyla Onur’a bırakmıştı.

Leyla Onur da, Almanya’nın kalifiye göçe ihtiyacı olduğunu içeren bir konuşma yapmış ve yeni Göç Yasası’nın kaçınılmaz olduğunu savunmuştu. Tabii ana muhalefet Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile Hür Demokrat Parti’nin (FDP) bu konudaki olumsuz yaklaşımlarını da sert bir dille eleştirmişti.

Haberin Devamı

EŞİTLİK İÇİN MÜCADELE ETTİ 

Leyla Onur, Almanya’da yaşayan göçmen kökenli insanların, özellikle de kadınların eşit haklara sahip olmaları için yoğun çaba gösterdi. 1998 yılındaki seçimlerden sonra “Bu yasama döneminde nelere ağırlık vereceksiniz?” diye sorduğumda, “Çifte Vatandaşlık önceliğimiz olacak. Tabii yerel seçim hakkı da. Ancak işsizlikle mücadele de önceliklerimiz arasında” demişti.

Nitekim SPD’li Gerhard Schröder baş- bakanlığında Yeşiller ile oluşturulan koalisyon hükümeti, kana dayalı (ius sanguinis) değil, doğulan yere (ius soli) dayalı vatandaşlık için yoğun çaba gösterdi. Ancak Eyaletler Meclisi’nde çoğunlukları olmadığı için herkese çifte vatandaşlık hedefine ulaşamadılar.

Ama yine de 2000 yılından önce Almanya’da doğan ve 10 yaşın altında olan göçmen kökenli çocuklar ile 2000 yılından sonra dünyaya gelenlere çifte vatandaşlık hakkı verilmesini, 18-23 yaşları arasında tek vatandaşlıkta karar kılmaları koşuluyla hayata geçirdiler.

İşte o günlerde Leyla Onur, başta Türk kökenli aileler olmak üzere göçmen kökenli anne-babalara, “2000 yılından önce dünyaya gelmiş çocuklarınızın Alman vatandaşı olabilmeleri için mutlaka 31 Aralık 2000 tarihine kadar başvuruda bulunun” diye bir kampanya başlattı.

“Gelin buranın vatandaşı olun. Sizler aynı zamanda buralısınız. Eşit haklara sahip olmanız için Alman vatandaşı olun” çağrısında bulundu. Bu kampanya etkili de oldu. Tabii Leyla Onur, göçmen kökenli çocukların küçük yaştan itibaren iyi derecede Almanca öğrenebilmeleri için çocukların yuvaya gönderilmesi yönünde yoğun çaba da gösterdi.

Haberin Devamı

İKİ ÜLKE ARASINDA KÖPRÜ OLDU

Leyla Onur, görevi buyunca sosyal politika, işsizlik, istihdam ve göç konularına ağırlık verdi. Türkiye-Almanya ve Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerine de. Her ne kadar Alman bir politikacı olsa da, aynı zamanda Türk vatandaşı ve Türk kökenli olduğu için Leyla Onur, kendisini hep iki ülke arasında bir köprü olarak gördü. Bu görevi de hakkıyla yerine getirdi.

Leyla Onur, 2002 yılında aktif politikaya veda etti. Ama politikadan kopmadı. Gelişmeleri hep yakından izlemeyi sürdürdü. Hem dünyadaki hem Almanya’daki hem Türkiye’deki politik gelişmeleri Tabii hem de Almanya’daki Türklere ve Türk kökenlilere dönük gelişmeleri de...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!