Kadınlar Günü kaldırılsın!

Güncelleme Tarihi:

Kadınlar Günü kaldırılsın
Oluşturulma Tarihi: Mart 08, 2021 10:03

Sevgili okuyucular... Ön yargılı davranıp hemen “Bu maço da ne diyor?” demeyin. “Bu goca Gonyalı ne istiyor?” da demeyin. Evet, bu başlığı ben yazdım. Ama bunu söyleyen de yazan da ben değilim.

Haberin Devamı

Kadınlar Günü kaldırılsın
BUNU söyleyen de, kendisinin çıkardığı kadın dergisi ‘Emma’nın internet sitesinde yazan da ve isteyen de Alice Schwarzer’dir.
Schwarzer, Almanya’nın en önde gelen feministlerindendir.
Yani tam bir kadın hakları savunucusu.
Hem de yıllardır.
Almanya’da yayımlanan haftalık Stern dergisinin 6 Haziran 1971 tarihli sayısında, ‘Ben kürtaj yaptırdım’ başlıklı ve çok fotoğraflı bir haber çıktı.
Ülkede ‘218. madde’ olarak bilinen ve kürtajı yasaklayan yasaya ilk ciddi isyandı bu.
Hem de 374 kadının isyanı.
Öncülerinden biri de Alman kadın gazeteci Alice Schwarzer’di.
Sonradan 1977 yılında piyasaya çıkan ve günümüzde iki ayda bir yayınlanan kadın dergisi ‘Emma’nın başına geçti.
Hâlâ da başında.
78 yaşındaki Alice Schwarzer, Almanya’da 1970’li yıllarda görünür hale gelen ‘kadınlar hareketi’nin de öncülerindendir.

*

Haberin Devamı

İşte bugün yine Dünya Kadınlar Günü.
Kadınlar ilk kez çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve eşit ücret ödenmesi için 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentindeki bir dokuma fabrikasında greve gitti.
Yazılanlara göre işveren kapıları kilitleyip dışarı çıkmalarını engelledi.
Grev sırasında fabrikada çıkan yangında 129 kadın can verdi.
Bu korkunç olay kadınlar arasındaki dayanışmayı körükledi.
Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) üyesi olan barış aktivisti ve kadın hakları savunucusu, sosyalist-komünist Clara Zetkin, 27 Ağustos 1910’da Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da düzenlenen Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Uluslararası Kadınlar Günü kutlanmasını önerdi.
Nitekim bir yıl sonra 19 Mart 1911’de ilk kez Kadınlar Günü kutlandı.
Aynı gün Almanya’da, Avusturya’da, Danimarka’da, İsviçre’de ve ABD’de kadınlar seçim hakkı için sokaklara döküldü.
Ve Almanya’da kadınlar nihayet oy kullanma hakkını 1918’de, seçilme hakkı da 1919’da kazandı.
1921’de Moskva’da düzenlenen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda (3. Enternasyonal Komünist Partililer Konferansı), Uluslararası Kadınlar Günü’nün 8 Mart’ta kutlanması ve adının da ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ olması kararlaştırıldı.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu da 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ı Dünya Kadınlar Günü ilan etti.

*

Haberin Devamı

Aradan yıllar geçtiği halde kadınlar dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi çoğu Avrupa ülkelerinde de hala eşit haklara bir türlü sahip olamadı.
Anayasası’nın 3’üncü maddesinde kadın-erkek eşitliği büyük harflerle yazılan Almanya’da da.
Demokratik hukuk devleti Federal Almanya Cumhuriyeti’nde 1962 yılına kadar kadınların kendi adına bankada hesap açtırma hakkı bile yoktu.
1969 yılına kadar eşleri izin vermeden herhangi bir iş yerinde çalışma hakları da yoktu.
Kadınlar başta olmak üzere onların yanında yer alan erkekler ve bazı partiler, kadınların eşit haklara sahip olmaları için yıllardır mücadele ettikleri halde Almanya’da bu hedefe hâlâ ulaşılamadı.
Tabii birçok Avrupa ülkesinde de öyle.
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde aynı işi yapan ve aynı iş yerinde çalışan kadınlara erkeklerden ortalama yüzde 14 daha az ücret ödenmektedir.
Almanya’da ise bu oran yüzde 19’u bulmaktadır.
Borsada işlem gören şirketlerin Denetleme ve Yönetim Kurulu’ndaki kadın üye sayısı ise hâlâ beklenenin çok altındadır.
Yönetici konumundaki kadın sayısı ise yok denecek kadar azdır.
İşte hâlâ hedeften çok uzak olunduğu için Alice Schwarzer, “Dünya Kadınlar Günü kaldırılsın” demektedir.
Almanya’nın 16 eyaletinden sadece Berlin’de 2019’dan beri resmi tatil olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü bir ‘lütuf’ olarak değerlendiren sıkı feminist Alice Schwarzer, bunu gönül okşamak için alınan sembolik bir karar olarak görüyor.
Kadın-erkek eşitliğinin her alanda sağlanması için ciddi önlemler almak yerine Alman politikacıları ‘göz boyamakla’ suçluyor.
Haksız da sayılmaz.
Zira Yeşiller ve Sol Parti, en az yüzde 50 kadın kontenjanı kararıyla ‘eşitliği’ politikada yıllar önce gerçekleştirdiler.
Almanya genelinde de yasal düzenlemelerle başka alanlarda bu ‘eşitliğin’ gerçekleştirilmesi neden mümkün olmasın?

 

 

BAKMADAN GEÇME!