Kadına şiddete HAYIR

Güncelleme Tarihi:

Kadına şiddete HAYIR
Oluşturulma Tarihi: Kasım 28, 2020 11:48

25 Kasım ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ydü. Dünyanın çeşitli kesimlerinde olduğu gibi Almanya’da da Türkiye’de de bir dizi etkinlikler düzenlendi. Hatta kadına şiddeti protesto gösterileri de.

Haberin Devamı

Kadına şiddete HAYIR
ALMANYA’nın başkenti Berlin’deki Eyalet Parlamentosu’nda kadına yönelik şiddete karşı kararlı bir tutum sergilendiğini herkesin görmesi için bayrak yarıya indirildi.
Brandenburg Eyaleti’nin başkenti Potsdam’daki Eyalet Parlamentosu’nun önüne de ‘Kadına şiddete hayır’ yazılı bir bayrak asıldı.
Almanya’nın başka eyaletlerinde de.
Kadına şiddet dünyanın her yerinde ve her zaman vardı.
Hz. Muhammed’in, “Cennet annelerin ayakları altındadır” buyruğuna rağmen İslam ülkelerinde de.
Neden 25 Kasım?
Dominik Cumhuriyeti’nde 1930’lı yıllarda iktidara gelen diktatör Rafael Trujillo’nun yönetim biçimine ‘Mirabal Kardeşler’ olarak tarihe geçen üç kız kardeş yıllar sonra isyan bayrağı açtı.
Ancak diktatör Trujillo’nun “Ülkede iki tehlike var: Kilise ve Mirabal Kardeşler” diyerek hedef göstermesi üzerine, üç kız kardeş Dominik Cumhuriyeti Askeri Gizli Haberalma Servisi tarafından 25 Kasım 1960 tarihinde kaçırılarak, saatlerce işkence yapıldıktan sonra hunharcasına öldürüldüler.
Her ne kadar ‘Mirabal Kardeşler’in bir trafik kazasında yaşamlarını yitirdikleri ileri sürülse de, rejim karşıtları sokaklara döküldü.
Ve bir yıl sonra da diktatör Trujillo’yu iktidardan uzaklaştırdılar.
1981 yılında da Latin Amerikalı kadın hakları savunucuları, 25 Kasım’ı ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ ilan ettiler.
Birleşmiş Milletler (BM), 1993 yılında bu yönde hazırlanan bir deklarasyonu kabul etti ve 1999 yılında da 25 Kasım’ı ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ ilan etti.
*
Yıllardır bu alanda ciddi bir biçimde mücadele verildiği ve başta demokratik ülkelerde oldu gibi birçok ülkenin anayasalarında ‘kadın-erkek eşitliği’ büyük harflerle yazıldığı halde, ne yazık ki kadına yönelik şiddet sistematik olarak artmaktadır.
Son yıllarda dünya genelinde her yıl 85 binin üzerinde kadın cinayeti işlenmiştir.
Geçen yıl 87 binden fazla kadın öldürülmüştür.
Türkiye’de de kadın cinayeti her geçen yıl artmaktadır.
2019 yılında Türkiye’de 474 kadın öldürülmüştür.
Bu yılın ilk 9 ayında da cinayet kurbanı kadın sayısı 369’a ulaşmıştır.
Bu cinayetlerin büyük bir bölümü eşler, eski eşler, sevgililer veya birlikte yaşadıkları erkekler tarafından işlenmektedir.
Çocukları, babaları, kardeşleri, akrabaları tarafından öldürülen kadınlar da vardır.
*
Almanya gibi gelişmiş bir sanayi ülkesinde de geçen yıl 117 kadın ve 32 erkek, eşleri veya eski eşleri tarafından öldürülmüştür.
Yani her üç günde bir kadın ‘aile içi şiddet’ yüzünden yaşamını yitirmiştir.
Almanya’da geçen yıl 301 kadına ve 93 erkeğe dönük olarak eşleri tarafından öldürmeye teşebbüs suçu işlenmiştir.
Federal Kriminal Dairesi’nin verilerine göre, Almanya’da ‘aile içi şiddet’ her geçen yıl artmaktadır.
Geçen yıl Almanya’da 141 bin 792 ‘eş-partner şiddet suçu’ işlenmiştir.
Bunların 115 bini kadınlara dönüktür.
Bunlardan 69 bin 12’si hafif, 11 bin 999’u ağır yaralama vakasıdır.
Cinsel taciz ve tecavüz suçlarının yüzde 98.1’i de kadınlara dönüktür.
Federal Aile Bakanı Franziska Giffey, bu verilerin ve gelişmelerin tedirgin edici olduğunu söylüyor haklı olarak.
Hatta, “Birçok kadın, erkek için de kendilerini iyi hissetmeleri gereken evleri, konutları ‘tehlikeli bir yer’ hale gelmiştir” diyor.
Yapılan araştırmalara göre, Almanya’da ve birçok Avrupa ülkesinde Covid-19 belası yüzünden ‘aile içi şiddet’ büyük ölçüde artmıştır.
Çocuklara dönük olarak bile.
İnsanların en çok sevdiklerine dönük şiddeti anlamak da kabullenmek de mümkün değildir.
Olmamalıdır da.
İşte o yüzden hep beraber “Aile içi şiddete HAYIR” diyelim.
“Kadına şiddete HAYIR” diyelim.
“Çocuklara, çocuklarımıza, geleceğimize yönelik şiddete HAYIR” diyelim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!