Güncelleme Tarihi:
DENK Partisi dışındaki tüm partilerin desteklediği karar, 1915 yılında Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşanan olayları ‘soykırım’ olarak nitelendiriyor. Ancak Hollanda’daki Türk toplumu, bu kararın tek taraflı bir bakış açısıyla alındığını ve tarihi gerçekleri yansıtmadığını savunuyor. Çağlayan mektubunda, 1915 olaylarının I. Dünya Savaşı’nın karmaşık koşullarında gerçekleştiğini ve Osmanlı İmparatorluğu’nun Ermeni halkını yok etmek için merkezi bir plan yürüttüğüne dair kanıt bulunmadığını belirtti. Çağlayan mektupta, dönemin Ermenilerinin, Aramilerin ve Pontus Rumlarının, Ruslarla iş birliği yaparak Türk topraklarında şiddet eylemleri gerçekleştirdiğini ve birçok sivili öldürdüğünü yazdı. Mektupta, bu grupların faaliyetleri II. Dünya Savaşı sırasında Hollanda’daki NSB (Nasyonal Sosyalist Hareket) üyelerinin işgalci Almanlarla yaptığı iş birliğine benzetildi.
‘TARİHÇİLER DE KARŞI’
1915 olaylarının soykırım olarak nitelendirilebileceğine dair uluslararası bir mahkeme kararının da bulunmadığına dikkati çeken Çağlayan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Perinçek-İsviçre davasındaki kararına atıfta bulunularak, soykırımın çok katı bir hukuki kavram olduğunu ve bu nitelendirmenin yapılabilmesi için bir grubu tamamen veya kısmen yok etme özel kastının kanıtlanması gerektiğini vurguladı. Çağlayan, AİHM’in bu konuda bilimsel bir konsensüs olmadığını belirttiğini de hatırlattı ve Bernard Lewis, Guenter Lewy ve Justin McCarthy gibi tarihçilerin de olayları soykırım olarak nitelendirmenin uygun olmadığı görüşünde olduklarını ifade etti.
KARAR PROTESTO EDİLECEK
Açık mektupta, parlamentonun kararının tarihsel gerçekleri değiştirmeyeceği, ancak toplum içinde düşmanlık ve bölünmeyi körükleyeceği savunuldu. Çağlayan, bu tür tanımaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve sembolik siyasetten öteye geçmediğini belirterek, bunun toplumsal uyuma zarar verebileceği uyarısında bulundu.
Hollanda’daki Türk toplumu, parlamentonun kararını protesto etmek için önümüzdeki günlerde bir dizi etkinlik düzenlemeyi planlıyor. Türk toplumu temsilcileri, tarihi olayların duygusal veya popülist motiflerle değil, sağlam tarihsel ve hukuki araştırmalar temelinde değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor.