Güncelleme Tarihi:
HABECK’İN ÜZERİNE GİTTİ
Bavyeralı Markus Söder, kafayı Yeşiller’e de taktı.
Seçimlerden sonra Yeşiller’le de kesinlikle koalisyon hükümeti kurma gibi bir niyetleri olmadığını yineleyip durdu.
‘Kardeş parti’ liderini kırmamak için CDU/CSU’nun başbakan adayı Friedrich Merz ise “Şu andaki Yeşiller’le ortaklık olmaz” demeyi yeğledi.
Tabii Yeşiller’in ‘kendisini, politikasını değiştirmesi halinde’ CDU/CSU’nun tutumunu değiştirebileceğini de ima etti.
Ama Söder, Yeşiller’e atıp tutmayı sürdürdü.
Yeşiller’in başbakan adayı Robert Habeck’i “Almanya Federal Cumhuriyeti’nin gelmiş geçmiş en kötü Federal Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı” olmakla suçladı.
Habeck’in yeniden Federal Ekonomi Bakanı olması halinde, bir sanayi ülkesi olan Almanya’nın ekonomisini tamamen çökerteceğini söyledi.
SEÇİMLERDEN SONRA DA DEVAM ETTİ
Söder, bu tutumunu ve Yeşiller’e dönük suçlamalarını seçimlerden sonra da sürdürdü.
5 Mart’ta Bavyera’nın Passau kentinde düzenlenen geleneksel Kül Çarşamba etkinliğinde hem Yeşiller’e hem de Robert Habeck’e verdi veriştirdi.
“Bitti. Trafik ışığı koalisyonu (SPD, FDP, Yeşiller/kırmızı-sarı-yeşil) tarih oldu. Seçimleri Birlik Partileri (CDU/CSU) kazandı. Seçimlerin kazananı CSU oldu. Sevgili Prusyalılar, artık Almanya’da Bavyera’sız bir şeyin yürümeyeceğini anlayın” dedi.
Seçmenlerin faturayı özellikle Yeşiller’e özellikle de Federal Ekonomi Bakanı Habeck’e kestiğini vurguladı.
Habeck’e “Goodbye, gute Reise, auf Nimmerwiedersehen!” (Güle güle, iyi yolculuklar, bir daha asla görüşmemek üzere” diyerek veda etti.
*
Ama CDU/CSU ile SPD arasında yeni koalisyon hükümetini oluşturmak hedefiyle başlatılan nabız yoklaması görüşmeleriyle birlikte durum değişti.
Çünkü müstakbel ortaklar, Almanya’nın savunma sisteminin geliştirilmesi ve ekonomik alanda yeniden canlılık yaratılması için borç freninin gevşetilerek 500 milyarı alt yapı yatırımlarına olmak üzere 800 milyar Euro kredi alınmasında uzlaşmaya varınca, Yeşiller’e ihtiyaç duyuldu.
Seçimlerden önce borç freninde ısrar eden ve taze borç alınmasına karşı çıkan CDU/CSU’nun tutum değiştirmesiyle, borç freninin gevşetilmesi için Anayasa’da değişiklik gerekiyordu.
Bu da ancak Federal Meclis’teki milletvekillerinin 2/3’ünün desteğiyle mümkündü.
Yani Yeşiller’in desteğiyle...
*
Sağ popülist AfD seçimlerden ‘ikinci güçlü parti’ olarak çıktığı ve Sol Parti’nin de milletvekili sayısı arttığı için yeni yasama döneminde 2/3 çoğunluğun sağlanmasının mümkün olmayacağını bilen CDU/CSU, anayasa değişikliğinin şu anda, yani Scholz hükümeti döneminde gerçekleşmesi için harekete geçti.
Ve “Denize düşen yılana sarılır” misali, CDU/CSU yıllardır ‘şeytan’ gözüyle baktıkları Yeşiller’e ‘sarılmak’ zorunda kaldı.
CSU lideri Markus Söder, Yeşiller’e “Ülkemizin güvenliği ve korunması için siyasi sorumluluk üstlenin” çağrısında bulundu.
Yani “borç freninin gevşetilmesine destek verin” dedi.
Daha düne kadar Alman ekonomisini çökertmekle suçladığı Yeşiller’e adeta, “Gelin bize yardım edin” diyerek yalvarmaya başladı.
Yani bir yerde Söder, ‘dünün şeytanlarının’ kendilerinin işine geldiği için ‘birden melek olmalarını’ istedi.