Gözler Merz’e çevrildi

Güncelleme Tarihi:

Gözler Merz’e çevrildi
Oluşturulma Tarihi: Şubat 24, 2025 11:50

Almanya’da dün yapılan erken genel seçimlerde alınan sonuçlar aslında hiç de sürpriz olmadı. Çünkü aylardır yapılan kamuoyu yoklamaları, sistematik olarak bu yönde sinyaller veriyordu.

Haberin Devamı

Gözler Merz’e çevrildi
2021 yılında yapılan genel seçimleri son birkaç haftadaki gelişmeler sayesinde kazanıp Yeşiller ve FDP ile ortaklık ederek başbakanlık koltuğuna oturan SPD’li Olaf Scholz, bu seçimlerde de aynı gelişmeyi yaşamanın hayalini kuruyordu. Seçim gününe kadar “2021’de olduğu gibi bu seçimleri de kazanıp başbakan olarak göreve devam edeceğim” diyordu.
Ama Şansölye Olaf Scholz, seçim akşamı sandıklar açılır açılmaz tam bir hayal kırıklığı yaşadı.
Aslında Scholz, seçimleri kazanarak eşi Britta Ernst’e görkemli bir doğum günü partisi düzenlemek istiyordu.
Ama olmadı...
Dün 46 yaşına giren SPD Eş Başkanı Lars Klingbeil da doğum gününde umduğunu bulamadı.
Çünkü temelleri 1863 yılında atılan SPD, tarihinde en büyük yenilgisini aldı.
Alman Anayasası’nın kabulüyle 23 Mayıs 1949’da kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti döneminde de bu SPD için tarihi bir yenilgiydi.
Çünkü yılların ‘Halk Partisi’ ancak yüzde 16.4 alarak, sağ popülist Almanya için Alternatif’in (AfD) bile gerisinde kaldı.

Haberin Devamı

‘KATLANILABİLİR ORTAK SPD’
Evet...
SPD ‘Halk Partisi’ konumunu yitirdi.
Ama yine de gözler seçimlerden en güçlü kanat olarak çıkan CDU/CSU’nun başbakan adayı Friedrich Merz ile ilk tercihi olmasa ‘katlanılabilir ortak’ SPD’ye çevrildi.
Çünkü Almanya’da köklü partilerin hiçbiri de sağ popülist AfD ile ortaklık yapmak istememektedir.
CDU/CSU federal düzeyde Sol Parti ile de ortaklığa karşıdır.
‘Kardeş parti’ CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder, “Yeşiller’le kesinlikle ortaklık etmeyeceğiz” diyor.
İşte bu yüzden de 2005-2009 ve 2013-2021 yıllarında olduğu gibi her ne kadar ‘büyük koalisyon’ konumunu kaybetmiş olsa da en makul alternatif CDU/CSU ile SPD’nin ‘büyük koalisyon hükümeti’ oluşturmasıdır.
Nitekim öyle de olacaktır...

İŞİ HİÇ DE KOLAY OLMAYACAK
CDU’lu Şansölye Angela Merkel’in 16 yıl ortaklık ettiği SPD ile muhafazakâr kanadın başbakan adayı Friedrich Merz de Paskalya Yortusu’na (20-21 Nisan) kadar SPD ile ‘siyah-kırmızı koalisyonu’ kurup ‘Almanya’nın 10’uncu Başbakanı’ olarak koltuğa oturmayı planlamaktadır.
Friedrich Merz’in işi de tıpkı Olaf Scholz gibi hiç de kolay olmayacaktır.
Çünkü Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü savaş, Orta Doğu’daki sürtüşmeler ve ABD Başkanı Donald Trump’ın çıkışları Merz’in başını ağrıtacaktır.
*
Son yıllarda Almanya’da ekonomik alanda yaşanan durgunluğu gidermek, işverenlerin Almanya’dan kaçışını ve her geçen gün artmakta olan işsizliği durdurmak, Almanya’ya düzensiz göçü, sığınmacıların ülkeye girmesini engellemek de öyle.
*
“Made in German” (Alman yapımı) markasını korumak için Alman otomotiv sanayini yeniden canlandırmak da kolay olmayacaktır.
*
Enerji fiyatlarında indirim, dar ve orta gelirlilerin vergi yükünü azaltmak, ekonomik alanda yatırımların artırılması için işletmelere yüzde 25’e varan vergi kolaylığı sağlamak gibi vaatlerini yerine getirebilse de “Gelecek seçimlerde CDU/CSU’yu da geçeceğiz” tehdidinde bulunan, aralarında faşistlerin de yer aldığı AfD’nin önünü kesmek de kolay olmayacak gibi gözükmektedir.
*
Her ne kadar “İktidara geldiğimizde Scholz döneminde hayata geçirilen ve çifte vatandaşlığa imkân kılan Modern Vatandaşlık Yasası’nı iptal edeceğiz” dese de SPD buna kesinlikle sıcak bakmayacağı için bu alanda değişiklik ‘Koalisyon Sözleşmesi’ne bile girmeyecektir.
*
CDU/CSU her ne kadar Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyeliğine sıcak bakmasa da Friedrich Merz, Türkiye’nin, Almanya için hem ekonomik hem de siyasi açıdan önemli bir ortak olduğunu ve NATO üyesi olarak Türkiye’nin bölgesel güvenlik açısından da büyük bir rol oynadığının bilincindedir.
O nedenle de “Almanya ve Türkiye arasındaki siyasi ve ekonomik bağları daha da güçlendirmek için çalışmalıyız” demektedir.
*
Almanya’da yaşayan ve yarıdan fazlası Alman vatandaşı olan Türkiye kökenlilerin iki ülke arasında her alanda köprü görevi üstlendiklerinin, her iki ülkeye de çeşitli alanlarda çok önemli katkılarda bulunduklarının bilincinde olduğu için de ‘ikili ilişkileri’ geliştirmeye özen gösterecektir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!