Güncelleme Tarihi:
YILLARDIR çocuklara ve gençlere spor yaptırmak için çalıştıklarını belirten Türkgücü Başkanı Hüseyin Adalı, şunları söyledi: “Sahayı Westend takımıyla paylaşıyoruz. Bizden kira bedeli olarak dünyanın parasını alıyor. Frankfurt gibi zengin bir kentte hâlâ toprak sahada oynuyoruz. Soyunma odalarımız yıllardan beri tadilat bekliyor, kapısı yok. Yeterli saha olmadığı için minikler ve gençler takımlarını kuramıyoruz. Ailelerin bu yöndeki taleplerini geri çeviriyoruz. Biz, Gallus mahallesindeki okulların da yararlanabileceği bir spor salonu projesi geliştirmiştik. Bununla alt yapı sorumuzu da çözebilecektik. Ama destek bulamadık. Belediye yetkilileri şimdi de tesislere kriket sahası yapacaklarını söyledi. Artık yeter. Türk gençlerine yatırım yapmak istemiyorsunuz, anladık. Ama elimizdeki sahayı başkalarıyla paylaşmaya zorlamayın.”
‘KENDİNE AİT BİR SAHASI YOK’
İş gücü anlaşmasıyla Almanya’ya 60 yıl önce gelen Türklerin bu ülkeye çok büyük katkıda bulunduklarını kaydeden Adalı, ilk kuşak Türklere herhangi bir eğitim verilmemesine dikkati çekti. Türk toplumunun yıllardan beri hakir görüldüğünü savunan Adalı, ilk gelenlerin özellikle kimya fabrikalarında çalıştırıldıklarını söyledi. Mültecilere uyum kurslarının yaygın olduğunu kaydeden Adalı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim çalışmalarımız sosyal bir ihtiyaç. Gençleri sokaktan alıyoruz. Onları eğitiyoruz. Spor, disiplin, sağlık, sosyalleşme demektir. Spor terbiyesi olmayan ekonomide de başarılı olamaz. Ama yıllardan beri ihtiyaçlarımızın karşılanmasını bekliyoruz. Lokal ve altyapı sorunlarımız hep süregeldi. Çocuk ve genç takımlarını devam ettirebilmek için altyapı şart. Futbolcu, sahası, altyapısı olmayan takıma katılmak istemiyor. Yeni spor salonu projemiz aileleri umutlandırmıştı. Ama ona da destek bulamadık. Frankfurt, Almanya’nın en zengin kenti. Bu kentte hiçbir göçmen takımının, söz sahibi olduğu kendine ait bir sahası yok.”
‘KENDİMİZİ DIŞLANMIŞ HİSSEDİYORUZ’
“Almanya’dan Türkiye’ye futbol eğitimini başarıyla tamamlamış gençler gönderdik. Gençlerimiz de çok yetenekli ve istekli. Türkiye, Berlin ve Frankfurt gibi kentlerde tesisler yapabilirdi. Gençlerin kendi mekânları, Türk takımlarının tesisleri olsaydı, sonuç daha farklı olabilirdi. 40 yıldan beri Alman futbolunun içindeyiz. Bu topluma hep katkıda bulunduk. Ama beklentilerimiz hiç karşılanmadı. Oysa çevremizdeki Alman kulüplerinin tamamının altyapı ve saha sorunları birer birer çözüldü. Türk toplumu kendini dışlanmış hissediyor. Kaldı ki, biz yalnızca bugünü değil, 20-30 yıl sonrasını da düşünmek zorundayız. Bugünden göçmenleri karşı karşıya getirmek istiyorlar. Spor tesislerimizde kriket sahası istemiyoruz. Sorunlarımızın çözümü için acil yardım bekliyoruz.”