Avrupalılar Türkiye'de tatile iştahlı

Güncelleme Tarihi:

Avrupalılar Türkiyede tatile iştahlı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 24, 2022 12:18

Pandeminin etkisinden kurtulmaya başlayan turizm sektörü bu kez de Rusya-Ukrayna savaşının sıkıntılarıyla karşı karşıya kaldı. Tüm sınırlamalara rağmen özellikle aile ziyareti ya da tatil için Türkiye’ye gitmekten vazgeçmeyen Avrupalı Türkler için Anadolu’daki havalimanlarına seferlerini sürdüren Corendon Havayolları’nın kurucularından Yıldıray Karaer, Avrupa’da, Türkiye’de tatil için çok büyük bir ‘iştah’ olduğunu söyledi. Kısa zamanda dünyanın 65 ülkesinde 165 havalimanına uçan bir havayolu şirketi haline gelen Corendon’un Yönetim Kurulu Başkanı Karaer, 2022 sezonunu Hürriyet’e anlattı...

Haberin Devamı

CORENDON, ilk olarak Hollanda’da kurulan bir turizm şirketi. Ancak son zamanlarda ‘ana pazar’ olarak Almanya’nın öne çıktığı görülüyor. Bu noktaya nasıl geldiğinizi anlatır mısınız?
Grubumuzun turizmde üç ayağı var. Hollanda ve Belçika’da başladığımız tur operatörlüğü, havayolu taşımacılığı ve otelcilik. İlk olarak 1997’de Hollanda ve Belçika’da tur operatörü olarak işe başladık. Neredeyse 25 yıl oldu. Şu anda Hollanda ve Belçika ile birlikte 1 milyon turist taşıyoruz. Bunun ağırlıklı tarafı ise Türkiye. Türkiye’nin yanı sıra 21 ülke daha var. Yunanistan, Bulgaristan, İspanya, Tunus, Fas, Mısır, Gambiya... Hollanda ve Belçika’da bir numaralı Türkiye tur operatörüyüz. Havacılık faaliyetlerimiz de 2005 yılında başladı. Corendon Airlines’ı 2005’te Türkiye’de kurduk. 2011’de Hollanda’da bir başka havayolu şirketini, ‘Corendon Duch Airlines’ı, 2017’de de Malta’da ‘Corendon Airlines Europe’u kurduk. Yani 2005’ten bu yana havayolu taşımacılığı yapıyoruz. Bu sene 18’inci senemiz. Boeing 737 tipi uçaklarla uçuyoruz. Şu anda filomuzda toplam 38 uçak var. Dışarıdan kiraladığımız uçakları da eklersek, 2022’de 60 uçakla operasyon yapmış olacağız. Tur operatörü olarak Hollanda ve Belçika bizim ana pazarımız. Ama havayolu taşımacılığında ana pazarımız Almanya. İlk olarak kendi tur operatörümüzün yolcularını taşıyarak başlamıştık. Daha sonra genişledik ve farklı ülkelerde, farklı tur operatörlerinin yolcusunu taşımaya başladık. Şimdi ise kendi programımızı kendimiz yapıyoruz, kendi riskimizle planlanan uçuşları, farklı kanallarla piyasada satışını gerçekleştiriyoruz. Farklı kanallar dernek, klasik tur operatörleri, dinamik tur operatörleri, seyahat acenteleri, on-line seyahat acenteleri, kendi web sitemiz ve Skyscanner gibi ‘meta arama’ kanalları üzerinden satış gerçekleştiriyoruz.

Avrupalılar Türkiyede tatile iştahlı

Haberin Devamı

TURİSTİK VE ETNİK UÇUŞLAR OLABİLİYOR
Almanya’da 22 havalimanından Türkiye’ye uçuyoruz. Ağırlıklı uçuşlarımız yaz-kış Antalya bölgesine. Ayrıca yaz döneminde Bodrum ve Dalaman seferlerimiz var. Yine yaz-kış olarak İzmir ve Anadolu uçuşları yapıyoruz. Ankara ve Kayseri’de uçak bulunduruyoruz. Bunun yanı sıra Almanya’nın beş ve İsviçre Basel’de olmak üzere toplam altı havalimanında uçaklarımız var. Oralardan hem Türkiye’ye hem Mayorka’ya hem Yunanistan Girit’e, Rodos’a ve Mısır’a uçuyoruz. Yani biz diğer bölgelere de Almanya’dan uçuşlar gerçekleştiriyoruz. Örneğin Düsseldorf’ta dört uçağımız var. O uçakların kendi programları var. Türkiye’ye de İspanya ve Fas gibi diğer ülkelere de uçuyorlar. Türkiye’ye olan uçuşlar hem turistik hem de ‘etnik’ uçuşlar olabiliyor.
‘Etnik uçuşlar’ kavramını açar mısınız?
Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızın Anadolu’ya yaptıkları seyahatleri için planladığımız uçuşlar. Bölgenin özelliğine göre değişiyor. Örneğin, Düsseldorf’tan ağırlıkla Zonguldak uçuşlarımız var, çünkü oralara zamanında daha çok Zonguldak’tan maden işçileri gitmiş. Yine Belçika’daki vatandaşlarımızın neredeyse tamamı Emirdağlı, onlar için de Eskişehir uçuşları var. Amsterdam’dan da Konya ve Kayseri uçuşları ağırlıklı. Yani Zonguldak’tan Eskişehir’e, Trabzon’dan Diyarbakır’a Anadolu’nun 15-16 şehrine uçuşlar yapıyoruz.
Bunların hepsi direkt uçuşlar değil mi?
Evet. Bu etnik uçuşlar ağırlıkla pandemi döneminde elimizdeki kapasiteyi doldurmak amaçlı başladı. Bunu severek yaptık. Şu anda da yaz ve kış sezonlarında devam ettirmeye çalışıyoruz. Çünkü biz bu uçuşları turistiğin yanında bizi güvende tutan bir segment olarak görüyoruz. Bunu da her geçen gün geliştirerek, arttırarak devam ettirmeye çalışıyoruz. Mesela Kayseri’den Almanya’daki 7-8 havalimanına uçarken, bunu 10-12’ye çıkarmaya çalışıyoruz. Düsseldorf’tan Kayseri’ye haftada üç kere uçarken, bunu beşe çıkarmaya çalışıyoruz.

Avrupalılar Türkiyede tatile iştahlı
İSTANBUL’DA REKABAT ÇOK FAZLA
Tanıtımlarınızda “Direkt uçuşun keyfi” vurgusu öne çıkıyor. En büyük havalimanlarının bulunduğu İstanbul’a uçmuyorsunuz?
İstanbul’da rekabet çok fazla. Aslında 2005 yılında havayolunu kurduğumuzda ilk olarak İstanbul pazarına girmiştik. Hatta Sabiha Gökçen Havalimanı’nı kullanmaya başlayan ilk havayolu biziz. O zaman hiç hava trafiği yoktu. Kendi uçağımızla seferlere başladık. Hollanda’dan İstanbul turizmini geliştirmek ve artırmak amaçlı bir çalışma yaptık. İkincil havalimanlarını kullanmaya başlamıştık. Sabiha Gökçen de hiç kullanılmayan bir havalimanıydı. O zaman Hollanda’da Amsterdam Havalimanı ise zor ve yoğun bir havalimanıydı. Onun yerine Eindhoven Havalimanı’ndan başladık. Her gün Eindhoven’dan Sabiha Gökçen’e bir sefer vardı. Bu 2005-2006 yıllarındaydı. Daha sonra Amsterdam’dan haftada dört, Brüksel’den üç kere Sabiha Gökçen seferlerini başlattık. O dönemde bir uçağımızı tamamen İstanbul seferlerine ayırmıştık. Daha sonra Pegasus’un Sabiha Gökçen’de yoğunluğunu artırması, arkasından THY’nin tekrar Sabiha Gökçen’e gelmesi üzerine ortaya çıkan ciddi rekabet bizi İstanbul pazarından çıkmaya zorladı.
Avrupalılar Türkiyede tatile iştahlı


PANDEMİ DÖNEMİZ ÇOK ZORDU
Pandemi dönemini nasıl atlattınız? Sanki o dönemden hiç zarar görmemiş, büyük bir atılım gibisiniz.
İki sene çok zordu. Bu pandemi dönemi sadece Türkiye’ye özel bir kriz olsaydı, atlatmak kolay olmazdı. Çünkü bizim çok ciddi uçak ve ekip maliyetlerimiz var. Bu dünya krizi olduğu için uçak sahipleri de havayollarına töleranslı davrandı. Kiraları öteleme yöntemiyle hatta kiralarda kesinti yaparak havayollarını bir çeşit sübvanse ettiler. Tabii personel tarafında da devletin çıkarmış olduğu kısa çalışma ödenekleri bize biraz can suyu oldu. Ayrıca kamu bankalarından devlet garantili kredilerle birlikte bu iki yıllık dönemi geçirmeye çalıştık. Pandemi sonrasında insanların uzun zaman evde kalmaları nedeniyle çok yoğun bir seyahat arzularının olacağını düşünerek geniş bir program yapıp tanıtım faaliyetlerine başladık. İnsanların tatil ya da memleket özlemlerini gidermek için yoğun bir biçimde seyahat edeceklerini düşünüyorum. Buna geçen senenin temmuz ayında başlamıştık. Pandemi döneminde neredeyse her ülkede farklı koronavirüs koşulları olduğu için ciddi bir kargaşa yaşanıyordu. Haziranın sonuna kadar adım atamamıştık. İnsanlar ülkeden ülkeye değişen pandemi sınırlamalarının neden olduğu kaos ortamında ‘Bir yere giderim, orada pozitif olur kalırım’ korkusuyla seyahat edemedi. Ama Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımız ne olursa olsun Türkiye’ye gitmek, ailelerini görmek istedi. Böylece Temmuz 2021 itibarıyla bu uçuşları artırdık ve pandeminin biraz yumuşamasıyla birlikte bu etnik uçuşların çok hızlı bir talep gördüğünü izledik. 2022’de Türkiye’ye yoğun bir talep olacağını düşündük. O yüzden yoğun bir tanıtım programıyla çalışmaya başladık.
Avrupalılar Türkiyede tatile iştahlı

Haberin Devamı

AVRUPALILAR AVANTAJA ÇEVİRDİ
Ukrayna’daki savaş sizi nasıl etkiliyor?
Sezon başladığında Ukrayna’daki bu savaş biraz canımızı sıktı. Pandemiden çıktık, savaş ortamına girdik. Bayağı bir dertlendik aslında. Fakat zamanla gördük ki, savaş Avrupa’da kanıksandı. Artık orada bir savaş yürüyor, haberlerde karşımıza çıkıyor ama Avrupa’daki insanlar seyahatlerine devam ediyor. Bizim bir ayağımız da otelcilik. Antalya’da iki otelimiz var. Rusya-Ukrayna savaşının uçak pazarında, uçak aktivitelerinde olmadı ama Antalya tarafında çok ciddi negatif etkisi oldu. Çünkü Antalya’ya normal zamanda 14 milyon uluslararası turist gidiyor. Bunun 6.3 milyonu Ukrayna ve Rusya’dan. Yani yüzde 45’lik bir pazara hitap ediyor. Bu yüzden Antalya bölgesi çok ciddi etkilendi. Bu turizmin otelcilik tarafı. Ancak uçak tarafında sezon başındaki endişelerimiz azaldı. Durum pozitife dönüyor. Şu anda pek etkisi yokmuş gibi. Hatta Rusların gelmediğini bilen Avrupalıların sanki daha yoğun bir ilgi gösterdiği izlemi var. Bunun iki nedeni var. Birincisi; Avrupalılar Ruslarla aynı otellerde olmak istemiyor. İkincisi; Yoğun bir Rus turist olması durumunda otel fiyatları yükseliyor. Çünkü Ruslar otellere daha yüksek fiyat ödüyordu. Şimdi Avrupalılar Ruslar gelmeyeceğinden dolayı daha avantajlı bir tatil yapacağını düşünüyor. Bu yüzden yaşanan bu durumdan sanki memnunlar ve bunu bir avantaja çevirmek ister gibi halleri var. Şu anda Almanya, İsviçre, Hollanda, Belçika olsun, diğer ülkeler de dahil tur operatörlerine baktığımızda Türkiye’de tatil için çok büyük bir iştah olduğunu görüyoruz. Bu da bizi memnun ediyor.

Avrupalılar Türkiyede tatile iştahlı


‘TÜRKİYE’DEN VAZGEÇEMEZ OLDULAR’
Almanya’da Türkiye’ye yönelik olumlu bir durumun söz konusu olduğunu söylediniz. Türkiye–Almanya arasındaki siyasi ilişkiler son zamanlarda eskisi gibi olmasa bile halen sorunlu. Bunun size bir etkisi oluyor mu?
Biz negatif bir etki hissetmiyoruz. Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin daha olumlu olması tabii ki turizme daha olumlu olarak yansır. Eskiden, 1993, 1994, 1995 senelerinde Türkiye’de bir patlama olduğunda biz oturur harita üzerinde uzun uzun, “Antalya burası, patlamanın olduğu yer burası. Avrupa’da olsa aradan dört tane ülke geçersin!” gibi durumu anlatmaya çalışıyorduk. Ancak artık Alman turist, hatta Avrupalı turist diyeyim, uzun yıllar gide gele Türkiye’yi iyi tanıdı. Türkiye’nin diğer tatil destinasyonlarına çok önemli avantajları var. Birincisi Allah vergisi doğa güzelliği, ikincisi Türk insanın misafirperverliği, üçüncüsü de otellerdeki her şey dahil sisteminin en iyi şekilde uygulanması ve otel ürün kalitesinin çok iyi olması. Bu nedenlerle insanlar ne olursa olsun ister politik gerginlik, ister patlama-çatlama Türkiye’den vazgeçemez oldu. Biz farklı ülkelere turizm yapan bir organizasyon olarak Yunanistan’daki, İspanya’daki tesisleri de görüyoruz. Arada çok büyük fark var. Onun için bu kaliteli tesislere, bu hizmet ve ürün kalitesine sahip olmak, bizim için çok büyük bir avantaj. Pandemi gibi çok büyük sorunlar olmadıkça bu kalite Türkiye turizminin her gün giderek yükseleceğini, sürekli gelişeceğini gösteriyor.
Avrupalılar Türkiyede tatile iştahlı
39 EURO’YA DA VAR 339 EURO’YA DA
65 ülkede 165 havalimanına uçtuğunuzu açıklıyorsunuz. Bu aktüel rakam mı?
Evet. Bir yandan Almanya’da kendi riskimizle 22 tane havalimanına uçarken, mesela İskandinav ülkelerinde oranın belli başlı tur operatörleriyle çalışıyoruz. Orada ufak tefek onlarca havalimanı var. Oralara da uçuyoruz. Aynı zamanda İran’a, Rusya’ya da uçuyoruz. İsrail’e de uçuyoruz, diğer Ortadoğu ülkelerine yaptığımız uçuşlar da var. Romanya gibi Doğu Avrupa ülkeleri de var. Oralardaki küçük ve büyük birçok meydana uçuyoruz.
Son zamanlarda çok ucuz bilet fiyatlarıyla ilgili duyurular görülüyor. Özellikle Türkiye’den Almanya’ya uçuşlarda var. Bu neden kaynaklanıyor?
Bu yapılan indirimler sezona bağlı olarak ve satışın açıldığı zamana bağlı olarak değişiyor. Örneğin; 2023 sezonunun, yani önümüzdeki sezonun uçuşlarını açıyorsunuz ve fiyatlamaya en düşük seviyeden başlıyorsunuz. Eğer çok erken alıyorsanız, çok ucuza alma imkânınız oluyor. Ama şimdi temmuz ayı fiyatlarına baktığınızda, uçaklarda doluluklar yükseldikçe fiyatlar da artıyor. Zaman zaman düşük fiyattan şikâyet ederken, gün geliyor yüksek fiyattan da şikâyet eder oluyoruz. Bazen öyle bir sezon oluyor ki, Türkiye’den Avrupa’ya gelişler çok yoğun oluyor. Dolayısıyla fiyatlar da artmış oluyor. Ama aynı uçağın Türkiye’den Avrupa’ya giden tarafı çok rağbet görmediği için çok daha düşük fiyattan satılıyor. Bizim için tabii o uçağın gidişte ve gelişte yarattığı gelir önemli. 39 Euro’ya da sattığımız bilet de oluyor 339 Euro’ya sattığımız da. Biz ikisinin ortalamasına bakıyoruz.
Avrupalılar Türkiyede tatile iştahlı


KAYSERİ’YE UÇUŞLAR ARTIYOR
Anadolu’ya olan uçuşlarda Kayseri’nin ağırlığının arttığı görülüyor.
Almanya ve Hollanda’da Kayseri civarı şehirlerde yaşayan çok vatandaşımız var. Artık havacılık 12 aya yayıldı, yaz-kış ayrımı kalmadı. İnsanlar uygun fiyatı buldukları zaman okul tatili demeden, ihtiyacına binaen uçağa biniyor, geliyor. Artık öyle oldu, yani mesafeler kısaldı. İşte 3.5– 4 saatte Almanya’nın bir yerinden Kayseri’ye ya da civarındaki kentlerdeki yaşlı anne-babalarını ziyarete geliyorlar. Buraya bazen sağlık hizmeti almaya geliyorlar. Biliyorsunuz Avrupa’da sağlık hizmetleri son derece kısıtlı. Hollanda’da öyle. Almanya’da da... Bacağınız kırılsa ki, benim kızımın geçen ay bacağı kırıldı, hastaneye bile giremedik. “Bunun bir şeyi yok” deyip, geri gönderdiler. Ertesi sabah pılıyı pırtıyı toplayıp geldik Türkiye’ye. Hemen müdahale edildi, çocuğun bacağı alçıya alındı. Bu diş tedavisinde de bir MR çektireceğinizde de böyle. Uçak biletleri uygun olduğunda insanlar buraya gelip noter hizmetlerini de alıyorlar. Aile birleşimleri de oluyor yaşlıları da görüyorlar. O yüzden Kayseri ve etrafı önemli. Eskiden yoğunluk Ankara’ydı. İnsanlar önce Ankara’ya gelir oradan Anadolu’ya dağılırdı. Şimdi Ankara’nın yanında başka odak noktaları var, Kayseri, Konya, Diyarbakır. Artık Anadolu’nun birçok kenti çok önemli olmaya başladı. Kayseri bunların en önemlilerinden.
Bir de kış turizmine artan talep de var galiba.
Biz yıllarca Hollanda ve Belçika’dan tur operatörü olarak Kartalkaya’da, Palandöken’de kış turizmi yaptık. Bu sene Erciyes’te de yapacağız. Bir de Kapadokya’nın yakınlığı da ayrı bir cazibe noktası. Yani aile birleşimi, etnik uçuşlar, dağ-kayak ve Kapadokya kültür seyahatleriyle beraber Kayseri uçakları önem arz ediyor.
Dünyada iklim kriziyle ilgili bilinç gelişiyor. Özellikle Avrupa’da. Örneğin Almanya’da kökeni çevreci hareketten gelen bir parti hükümet ortağı. Uçak seyahatlerinin hava kirliliğiyle bağlantısı daha yoğun konuşuluyor. Bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu tip çevreci akımlar geliştikçe biz de bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Örneğin Boeing’in MAX 8 model uçağını kullanmaya ilk başlayan, Türkiye’ye getiren ilk firmayız. Bu modelin üç avantajı var. Birincisi ses seviyesi çok düşük. İkincisi yakıt tüketimi çok az. Yani yüzde 15-20 daha az yakıt tüketiyor. Ve en önemli özelliği de karbon emisyonu çok düşük. Biz ilk 2018’de getirmiştik. Bu sene beş tane daha getirerek filomuzdaki MAX 8 uçak sayısını altıya çıkardık.
Avrupalılar Türkiyede tatile iştahlı
ANTALYA’YA
CORENDON STADI
İnternette Corendon’un sosyal sorumluluk çalışmalarıyla ilgili farklı yayınlara rastlıyoruz. Hollanda Milli Takımı’nın ve İngiltere’de bir futbol takımının sponsorluğu gibi klasik projeler öne çıkıyor. Türkiye’de de engelli sporu, kadın sporu konusundaki projeleriniz öne çıkıyor. Burada belirlenmiş bir stratejiniz mi var yoksa gelen tekliflere göre mi ilerliyorsunuz?
Spor aktivitelerinin içinde olmak istiyoruz. Havacılığın dinamizmiyle sporun dinamizmini yan yana getirmek istiyoruz. Kadın sporunu desteklemek istiyoruz. Operasyon yaptığımız bölgelerdeki farklı spor branşlarındaki takımlara sponsorluk yaparak hem sosyal sorumluluk hem orada yerelleşme adına hem de markayı dinamik bir aktiviteyle konumlandırmak adına biz bunları yapıyoruz. Operasyon merkezimiz Antalya olduğu için orada yoğun. Antalyaspor’u destekliyoruz. Mesela önümüzdeki yıl Antalyaspor Stadı’nın adını ‘Corendon Airlines Park’ olarak değiştiriyoruz. Bu takıma vermiş olduğumuz destek ve çalışma. Yine bir turizm merkezi olan Alanya’yı destekliyoruz. En son Kayserispor’un İstanbul’daki Ziraat Kupası maçı için seyahat sponsoru olduk. Almanya’da Nürnberg Futbol Kulübü’nün sponsorluğunu yapıyoruz. Nürnberg, bilindiği gibi Antalya’nın kardeş şehri. Biz de oradaki uçaklarımızdan birini Nürnberg Futbol Kulübü’nün (1. FC Nürnberg), diğerini de Antalyaspor’un renkleriyle giydirdik. Almanya’da ‘Bike Aid’ diye bir bisiklet takımının sponsorluğunu yapıyoruz. Bu takımın özelliği, yoksul ülkelerde veya Afrika ülkelerinde gençleri bulup bisiklet sporunu sevdirmek adına yardım toplamak. Afrika ülkelerine yardımcı oluyorlar. Hatta bir Türk bisikletçisini bu takımın üyesi yaptık. Engelli tenis turnuvalarına destek veriyoruz. Kadın voleyboluna destek veriyoruz.
Avrupalılar Türkiyede tatile iştahlı


Haberin Devamı

KARA KAŞLI KARA GÖZLÜ OLMAK
PEK ENGEL YARATMIYOR

Corendon’un kuruluşuna baktığımızda iki farklı kurucu profili görüyoruz. Siz, Türkiye’de yetişmiş ve oraya sonradan gitmiş bir girişimcisiniz. Ortağınız Hollanda’ya Türkiye’den göç etmiş bir işçi ailesinin orada yetişmiş bir üyesi. Her iki ‘iş insanı Türk’ profili de rol modeli olarak çok ilginç. Geriye baktığınızda bu başarıyı siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Burada Avrupa kültürünü anlamak, benimsemek, Avrupa’da iş yapmanın zorluklarını görmek önemli. Ama bunlar benim için zor konular değil. Ben, Türkiye’de iş yaparken de aynı kafadaydım. 1993’te Frankfurt’a geldim, daha sonra da Hollanda’ya geçtim. Vizyonum, iş anlayışım ve bakışımdan dolayı ne Almanya’da ne de Hollanda’da bir zorluk yaşamadım. Bazen dil konusunda zorlandım. Çünkü Almanya’da da Hollanda’da da kullandığım dil İngilizceydi. Ama mantalite olarak, diyalog kurmak, Almanla, Hollandalıyla iş yapmak konusunda hiçbir zorluğum olmadı. Ortağımın Hollanda’da büyümüş olması, göçmen bir ailenin çocuğu olması da önemli. Kendisini iyi yetiştirmiş, Hollanda’da lokalize olmuş, o kültürü çok iyi biliyor olması, tüm Hollanda’yla, tüm turizm camiasıyla iyi ilişkiler kurması, işlerimizin daha iyi ve hızlı ilerlemesine sebep oldu. Tabii bunlar güzel şeyler. Ortağımın ablası Meral Uslu, çok ünlü bir rejisör. Diğer kız kardeşi Günay Uslu Hollanda’da Kültür ve Medyadan Sorumlu Bakan. Demek ki, kara kaşlı, kara gözlü olmak pek engel yaratmıyor. Önemli olan, sizin vizyonunuz ve yaklaşımlarınız. Ben herkese naçizane şunu söylüyorum; Ben turizmciyim, tur operatörlüğü ve havacılığın yanında otelcilik de yapıyoruz. Türkiye’de turizmi çok iyi yapanlar olduğunu görüyorum. Bu bilgi birikiminizi alın, Almanya’ya, İspanya’ya, bir yerlere taşıyın! Biz bunu yaptık ama biraz geç yaptık. Keşke daha erken yapsaydık. Bizim Hollanda’da şu anda üç tane otelimiz var. Ta Karayipler’e kadar tesislerimiz var. Çok başarılı şekilde işletiyoruz. Diğer otelcilere de bunu tavsiye ediyorum. Geçenlerde Antalya’da bir hastane sahibi ‘Hollanda’da bir sağlık yatırımına girebilir miyiz?’ diye sordu, ‘Hemen. Çok geç kalmışsınız zaten, daha da geç kalmayın. Çok büyük ihtiyaç var’ dedim. Yani Türklerin uzmanlaştıkları hangi konu olursa olsun, Almanya’da, Hollanda’da veya Belçika’da çok başarılı olabileceklerine inanıyorum. Diğer bir örnek; Türkiye’den inşaat firması, Rönesans İnşaat. Hollanda’nın en büyük inşaat firmasını satın aldı. Şu anda havalimanı inşaatının yeni terminalini onlar yapıyor. Yani inşaatçılık, hastane ve otel işletmeciliği olabilir, bizim Türk bakış açısı, biraz da Avrupa vizyonuyla beraber çok başarılı oluyor.


//////////kutu

Haberin Devamı

OTELİN BAHÇESİNE
UÇAK İNDİRDİLER

Corendon Turizm Grubu, 1997’de Yıldıray Karar ve Atılay Uslu tarafından kuruldu. Tur operatörlüğü, havacılık ve otelcilik alanlarında faaliyet gösteren grubun ismi, doğadaki en sert madenlerden biri olan Corendon’dan geliyor ve zor koşullara dayanıklılığı simgeliyor. 2005 yılında Sabiha Gökçen Havalimanı’na ilk yolcu uçağını indiren Corendon, hem çeşitli atılımlar hem hizmetleri açısından havacılık sektöründe ‘ilklerin havayolu’ olarak anılıyor. Almanya’da gerçekleştirilen ‘dünyanın en temiz havayolları’ araştırmasında 4’üncü (Türkiye’de 1’inci) seçilen Corendon, 65 ülkede 165 havalimanına uçuyor. Uçaklarını Hollanda ve Belçika’nın yanı sıra Almanya’da beş (Köln, Düsseldorf, Nürnberg, Hannover ve Münster) ve İsviçre’de bir (Basel) havalimanlarında konuşlandıran Corendon, Türkiye seferlerine İstanbul’la başladı. Ancak artık İstanbul’a uçmuyor. Öte yandan başta Antalya, İzmir, Bodrum, Dalaman, Ankara ve Kayseri olmak üzere Anadolu’nun 18 havalimanına, önemli bölümü yaz-kış yani tüm yıl boyunca olmak üzere seferler yapıyor. Corendon’un sefer yaptığı havalimanları şöyle; Antalya, Adana, Ankara, Almanya, İzmir, Kayseri, Eskişehir, Bodrum, Dalaman, Diyarbakır, Balıkesir, Elazığ, Gaziantep, Konya, Zonguldak, Samsun, Trabzon.
Aynı zamanda tur operatörlüğü yapan grubun Antalya sahillerinde, Hollanda’da ve Karayipler’de (Curaçao Adası) otelleri bulunuyor. Grup, iki yıl önce Amsterdam’daki Benelux bölgesinin en büyük oteli olan Corendon Village Hotel’in bahçesine bir Boeing 747-400 uçağını yerleştirerek tanınmışlığını turizm sektörünün ötesine taşımayı da başarmıştı. Corendon renkleriyle giydirilmiş uçak iki yıldır otelin bahçesinde restoran, kafe, kütüphane, müze ve 5-D uçuş simülatörü olarak kullanılıyor. Türkiye ve Hollanda başta olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde çeşitli spor faaliyetlerinin ana sponsoru olarak görülen Corendon, başka alanlara da destek veriyor. Örneğin; İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencilerince havacılık ve uzay teknolojisi alanında araştırmalar yapmak üzere kurulan APİS Ar-Ge Uydu Takımı’nın çalışmaları Corendon tarafından destekleniyor.

BAKMADAN GEÇME!