Almanya’da gündemi sarsan Türk

ŞENER Şahin Almanya doğumlu. 44 yaşında. Anne ve baba Malatyalı. Kendisi Bavyera Eyaleti’ndeki Nördlingen kasabasında doğup büyümüş. Burada okula gitmiş. Burada amatör spor kulüplerinde top koşturmuş. Sozyalizasyonunu tamamen Almanya’da tamamlamış. Çevresinde “İyi bir futbolcu” ve “İyi bir antrenör” olarak tanınıyor.
Her çalıştırdığı amatör takımı bir sonraki sezon üst lige çıkaran Şener Şahin, geçen yıl Bavyera’nın en başarılı antrenörü seçildi. Hürriyet gazetesi olarak arkadaşımız Nihat Ertuğrul geçen yıl, yılın başarılı antrenörüyle bir röportaj yaptı.
Şahin, aynı zamanda bir iş insanı. Makine ticareti yapıyor. Eşinin babası İtalyan, annesi Alman. İki çocukları var. Çevrede tanınan, sayılan ve sevilen biri.
Aile, 3 bin 500 nüfuslu Wallerstein kasabasında yaşıyor.

‘MÜSLÜMAN ADAY İSTEMEYİZ’
Wallerstein’da 15 Mart’ta belediye seçimleri var. Geçen yılın sonunda Belit Onay’ın bir Türkiye kökenli olarak Hannover Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesinden de etkilenen Bavyera’nın iktidar partisi Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU), Şener Şahin’e belediye başkanı adayı olması için teklif götürüyor.
Futbol kurallarını çok iyi bilen Şahin, kendilerine, “Siz önce parti teşkilatıyla konuşun. Eğer benim Türk ve Müslüman olmam onlar için bir sorun yaratmazsa, aday olurum” diyor.
Buraya kadar her şey iyi.
Ancak olay tam da buradan sonra patlıyor.
Parti içinden, “Biz Müslüman bir aday istemeyiz. Müslüman biri Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi’ni temsil edemez” diye tepkiler geliyor. Bunun üzerine Şener Şahin, aday olmaktan çekildi.
Şener Şahin, Almanya’ya iyi uyum sağlamış biri.
Bavyera’da doğup büyüdüğü için Almancayı da Bavyera aksanıyla konuşuyor. Görünüş olarak Türk’ten çok Alman’a benziyor.
Türkçe konuşurken, ifadelerine sözcük bulamadığında hemen Almancaya geçiyor.

NEREDE O DEĞERLER?
Almanya’da Hıristiyan Demokrat Partiler her fırsatta övgüyle Hıristiyan hoşgörü değerlerinden, Avrupa hümanizminden ve Alman Anayasası’ndaki inanç özgürlüğünden bahsediyorlar. Ama sadece Müslüman ve göçmen kökenli olduğu için Şener Şahin’in adaylığına tepki gelmesi, bu değerlerin ne kadar özümsendiği sorusunu da gündeme getirdi.
Şahin’le yaşadığı bu olayı konuştum.
CSU Lideri Markus Söder ile Genel Sekreter Markus Blume, Şener Şahin’i kararından vazgeçirmeye çalıştılar. Ama o, vazgeçmedi.
Şener Şahin’i bu kadar yaralayan neydi?
Kendisine bunu sordum. Aldığım cevap çok bilgeceydi:
“Beni burada herkes çok iyi tanıyor. Sevilen, sayılan biriyim. Kimseden bir saygısızlık görmedim. Ama aday olunca, bana açıkça şunu dediler: ‘Kusura bakma, sen iyi birisisin. Ama bizim senin dininle sorunumuz var.’ Bu tepkiler parti içinden gelen tepkiler. Halk arasında da böyle düşünenler var ama herkes böyle düşünmüyor elbette.
Bana CSU’dan belediye başkanlığı için teklif gelince, kendilerine, ‘Eğer benim belediye başkanı olmamı istiyorsanız, partinin toptan destek vermesi lazım’ dedim. ‘Bu bir takım işi. Futbol takımı gibi. Maçı kazanmak istiyorsanız, tüm takımın ortak mücadele etmesi gerekir. Eğer ekip ruhu uymazsa, beraberlik yoksa, o zaman başarılı olamayız’ dedim. Baktım Müslüman olduğum için karşı çıkanlar var. En az 40 kişiden 10’u bana karşı. O zaman, ‘Ben bu takımla seçime çıkamam. Kusura bakmayın ben çekiliyorum. Ben sizin içinize ayrılık düşmesin diye, sizin için çekiliyorum’ dedim. Biraz da utansınlar istedim.”

‘BENİM ADIM ŞENER OLMASA’
Tepkilerden dolayı düş kırıklığı yaşıyor musunuz?
“Ben iyi entegre olduğumu düşünüyorum. Burada çocukluktan beri top oynadım. 10 senedir bu çevrede antrenörlük yapıyorum. En başarılı antrenörlerden biriyim. Benim eşimin annesi Alman, babası İtalyan. Yani Hıristiyan bir aileden geliyor. Ben entegre değilim de kim entegre?
Benim adım Şener Şahin olmasa, hiç anlamazlar. Türkiye’ye gidiyoruz. Benim hanım İtalyan kökenli, herkes Türkçe bir şey konuşmak istediğinde beni Alman, hanımı Türk sanıp onunla konuşmaya çalışıyorlar. Ben Türkçe cevap verince, bu kez de ‘Aaa, biz sizi ecnebi zannettik’ diyorlar.
Siyasi parti yöneticilerinin Müslüman birisinin aday olmasıyla bir sorunu yok. Halkın belki yüzde 70’inin de böyle bir sorunu yok. Ama böyle düşünenler de var. Ben insanların düşüncelerine saygı duyuyorum. Kimseye de kızmıyorum. Beni üzen, Almanya’da insanların belediye başkanlığına bir Müslümanın aday olabilmesini tam hazmedebilmesi için herhalde 20-30 yıl daha beklemesi gerekiyor.
Bana birkaç kişi mail gönderdi: ‘Biz bir sakallı, kapkara saçlı biri bekliyorduk. Ama resminizi görünce şaşırdık’ diye yazıyorlar.”

‘SEVGİ YOKSA OLMAZ’
CSU Lideri Söder ile Genel Sekreteri Blume, adaylıktan vazgeçmeyin diye uğraştı. Neden bu kadar kararlısınız?
“Genel sekreter Blume gelecek ve üyelere, ‘Şener Şahin’i seçin. Biz böyle dışlayan bir parti değiliz. Biz herkese açığız. Her dine açığız’ diyecek. Nitekim bir seçim var. partinin imajı söz konusu. O zaman üyelerin hepsi ‘Tamam’ deyip kabul edecek, ama içten bir kabul olmayacak bu. Bir şeyi aşkla, sevgiyle yapmak lazım. Bana aşkla, sevgiyle oy vermeyeceklerine göre, ben de size aşkla, sevgiyle hizmet yapamam, kusura bakmayın, kararlıyım aday olmayacağım dedim.
Oysa aday olup seçilseydim, insanlar arasında köprüler kurmaya ağırlık verecektim. ‘Biz biriz, bir aileyiz’ mesajları verecektim. İlk başta insanları dinleyecektim.”