Almanya'da demokratik hak hırsızlığı

Güncelleme Tarihi:

Almanyada demokratik hak hırsızlığı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 11, 2025 09:57

Son verilere göre Almanya’nın 18.017.520 kişinin yaşadığı en yoğun nüfuslu eyaleti Kuzey Ren Vestfalya’da (KRV) geçen ay yerel seçimler yapıldı.

Haberin Devamı

Almanyada demokratik hak hırsızlığı

Eyalette oy kullanma hakkına sahip 16 yaşın üzerinde 15.302.088 kişi vardı.

Bunlardan 12.953.199’u Alman vatandaşıydı.

2.348.889’u da Alman vatandaşı olmayan göçmen kökenli.

Bunlardan 799.508’i Avrupa Birliği (AB) üyesi ülke vatandaşıydı.

1.549.381’i de AB üyesi olmayan ülkelerden gelenlerdi.

Alman vatandaşlıkları olmasa da, AB ülkelerinden gelen ve 16 yaşın üzerinde olanlar oy kullandılar.

Hem de seçimlerden 16 gün önce bölgede ikamet kaydı yaptırmış olsalar bile.

Ama aralarında yüzbinlerce Türk’ün de bulunduğu “üçüncü ülkelerden gelen 1.5 milyondan fazla kişi bu haktan yine mahrum bırakıldı.

Haberin Devamı

Hem de Ruhr havzasındaki maden ocaklarında yıllardır çalışıp, çelik fabrikalarında kızgın alevlerin karşısında gece gündüz demeden saatlerce ter döktükten sonra emekli olup Almanya’yı vatan edinen “Gastarbeiter” (Misafir İşçiler) de…

Burada doğup büyüyen, tüm sosyalizasyonu burada alan, ama Alman vatandaşı ve AB vatandaşı olmayanlar da…

Seçimlerden aylar önce emekli öğretmen Bahattin Gemici’nin başkanlığını yaptığı “KRV Seçim Hakkı Girişimi” bu ülkede yaşayan herkesin seçim hakına sahip olması için “Kommunales Wahlrecht für alle!” sloganıyla bir kampanya başlattı.

İnsanlar “Bizler de oy kullanmak istiyoruz! Yerel seçim hakkı istiyoruz!” diye sokaklara döküldüler.

Ama politik sorumlular daha önceki yıllarda da olduğu gibi yine görmezde, duymazdan geldiler.

Almanya Federal Cumhuriyeti Anayasası’nın 3’üncü maddesindeki “Bütün insanlar yasa önünde eşittir. Erkekler ve kadınlar eşit haklara sahiptirler. Devlet, kadın ve erkeklerin eşitliğinin gerçekten sağlanmasını teşvik eder ve mevcut dezavantajların giderilmesi için çaba gösterir. Cinsiyeti, soyu, ırkı, dili, yurdu ve kökeni, inancı, dini veya siyasi görüşleri dolayısıyla hiç kimse mağdur edilemez ve hiç kimseye imtiyaz tanınamaz. Hiç kimse engelliliği nedeniyle mağdur edilemez” içerikli “eşitlik ilkesi” yine ayaklar altına alındı.

Haberin Devamı

Bile bile “demokratik hak hırsızlığı” yapıldı.

Aslında bu Almanya’da hiç de yeni bir olgu değildir.

Almanya’da yabancılara yerel seçim hakkı 1970’li yılların ortalarından beri gündemdedir.

İlk kez Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) ağırlıklı olduğu Schleswig Holstein Eyalet Parlamentosu, 14 Şubat 1989 tarihinde eyalette en az 5 yıldır yasal olarak yaşayan yabancılara yerel seçimlere katılma hakkı verilmesi yolunu açtı.

Ancak en az 5 yıldır eyalette ikamet eden Danimarka, İrlanda, İsveç, İsviçre ve Hollanda vatandaşlarıyla sınırlı tutuldu.

20 Şubat 1989’da da SPD ve Hür Demokrat Parti’nin (FDP) desteğiyle Hamburg Eyalet Parlamentosu en az 8 yıldır yasal olarak yaşayan tüm yabancılara yerel seçim hakkı verilmesini kararlaştırdı.

Haberin Devamı

Tabii Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) buna karşı çıktı ve Federal Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.

Federal Anayasa Mahkemesi yargıçları, 31 Ekim 1990’da iki eyaletin kararını da “Anayasa’nın 20. maddesi ile bağdaşmıyor” gerekçesiyle devre dışı bıraktı.

Alman Anayasası’nın 20. maddesinde, “Almanya Federal Cumhuriyeti demokratik ve sosyal bir federe devlettir. Egemenlik tümüyle halkındır. Halk egemenliğini seçimler ve oylamalar aracılığıyla ve yasama, yürütme ve yargı yetkileriyle donanmış özel organlar eliyle kullanır” denilmektedir.

Alman yargıçlar, “Alman Anayasası’na göre halk Almanlardan, Alman vatandaşlarından oluşuyor” görüşünü savunmuşlardır.

Haberin Devamı

Onlara göre, bu egemenlik haklarından ancak Alman vatandaşı olanların oluşturduğu ‘halk’ yararlanabilir.

Ama hiç de öyle olmadı…

Federal Anayasa Mahkemesi’nin bu kararından 15 ay sonra 7 Şubat 1992 tarihinde Avrupa Konseyi tarafından imzalanan Maastricht Sözleşmesi ile AB vatandaşlarına yaşadıkları üye ülkelerdeki yerel seçimlere katılma hakkı verildi.

Almanya’da yaşayan ve AB üyesi ülkelerden gelenler 1994 yılından beri Almanya’daki yerel seçimlere katılma ve hem seçme hem de seçilme haklarına sahiptir.

Yani Maastricht Sözleşmesi ile Federal Anayasa Mahkemesi’nin kararı devre dışı kalmıştır.

Ama nedense Federal Anayasa Mahkemesi yargıçları da, politik sorumluluk taşıyanlar da adeta sessizliğe gömülmüş ve “Bu Alman Anayasası ile bağdaşmıyor” diyen olmamıştır.

Evet…

Haberin Devamı

İşte 1994 yılından beri Türklerin de aralarında bulunduğu ‘üçüncü ülkelerden gelen’ milyonlarca insan ayrımcılığa uğramaktadır.

Özgürlükçü, demokratik hukuk devleti Almanya’da bu insanların temel hakları ayaklar aktına alınmaktadır.

Alman Anayasası’nın 3. maddesindeki “eşitlik ilkesi” çok açık biçimde ihlal edilmektedir.

27 AB ülkesinin 14’ünde milliyet ayırımı yapılmadan “yabancılara” da yerel seçimlere katılma hakkı verilmektedir.

Almanya, Avusturya, Bulgaristan, Fransa, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, İtalya, Letonya, Polonya ve Romanya ise yalnız AB üyesi ülkelerden gelenlere seçimlere katılma hakkı vererek, “üçüncü ülkelerden gelenleri” dışlamaktadır.

Hem de hepsinin anayasalarında “EŞİTLİK” büyük harflerle yazılı olduğu halde…

İşte bu da “‘çağdaş Avrupa’ya da ‘çağdaş Almanya’ya da hiç yakışmamaktadır.

BAKMADAN GEÇME!