Atlas’ın açtığı yolda, Kara Harp Okulu da yürüyor

ATLAS Dergisi’nin Nisan sayısında kapak konusu olarak da sunulan çalışma, Mustafa Kemal’in Çanakkale Savaşı içerisindeki en önemli ve hayati inisiyatifine, bir anlamda onu ‘kader adamı’ yapan olaya ışık tutmuştu.

Haberin Devamı

Arazi uzmanları ve tarihçilerden oluşan uluslararası bir ekip, Mustafa Kemal’in 25 Nisan 1915 tarihinde, meşhur Anzac çıkarmasını karşılamak üzere katettiği güzergahı, dünyada ve Türkiye’de ilk kez açığa çıkardı. Şimdiye kadar sadece teorik olarak bilinen bu güzergah; Atlas ekibi tarafından bire bir, yani o tarihte Mustafa Kemal ve 57. Alay’ın geçtiği yol ve patikalar olarak tesbit edildi.

Önce detaylı haritalar ve tarihi belgeler üzerinde çalışan ekip; bu tarihi parkuru, daha sonra bu bilgiler ışığında arazide kesin olarak tesbit etti. Yaklaşık 3 ay süren çalışmanın sonuçları, ayrıntılı harita ve arazi bilgileri eşliğinde, aktüel fotoğraflar ve tarihi fotoğrafların bileşkesinde, Atlas Nisan sayısında ‘Mustafa Kemal’in İlk 4 Saati’ başlığı altında, Gürsel Göncü imzasıyla yayınlandı.

TARİHİ BELGELER

Dolayısıyla şimdiye kadar genel olarak hamaset edebiyatı ve asılsız efsanelerle beslenen Çanakkale muharebeleriyle ilgili; hakiki, bilimsel, arazi etüdüne ve tarihi belgelere dayalı çalışmaların Türkiye’de de yapılabildiği kanıtlanmış oldu. Bu çabalarımızın bir meyvesi olarak, Kara Harp Okulu öğrencilerinin bu güzergahı eğitim programlarına aldığını ve geleceğin komutanlarının, Büyük Komutan Atatürk’ün geçtiği yoldan yürüyerek coğrafi ve tarihi detayları bizzat öğrendiklerini haber aldık.

Kara Harp Okulu tarafından ‘Saygı Yolu’ olarak adlandırılan ve selamlanan bu tarihi parkur, Mustafa Kemal Atatürk’ün şahsında Türk askerinin Çanakkale’deki inanılmaz performansının da nişanesidir. Yıllarca çalışmalarını bizzat Gelibolu Yarımadası’nda yaşayarak devam ettiren Gürsel Göncü’yü tebrik etmek gerekiyor.

İki Müslüman ülke

ŞERİAT ülkesi olan Suudi Arabistan’ın petrol krallarından birinin düğünü Çırağan’da yapılıyor. Bu parababası petrolcunun halkının başı açık, gelin kızın başı açık, türban yok. Arabistan’dan gelen misafirlerin de başları açık. Son derece modern bir görünüm sergiliyorlar. Hemen yanıbaşlarında bir görüntü daha, ‘laik’ Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün hanımının başı kapalı. Misafir olan Türklerin bir çoğu da öyle. İki Müslüman ülke birisinde demokrasinin esamesi okunmuyor; diğeri ise laik ve demokrasiyi sindirmiş tek modern İslam ülkesi... Bu ne yaman bir çelişkidir? Fatoş G.

Haliç tersanesi müze olamaz

İstanbul’un en önemli simgelerinden biri olan Şehir Hattı gemilerinin bir çoğu, gemi mühendislerimizin projeleriyle kamuya ait Haliç Tersane’mizde inşa edilip onarımları yapılmaktadır. Günümüzde Haliç Tersanesi İDO’nun bağlı olduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmiştir. Bugün tersanelerimiz, gemi inşa mühendislerimizin tasarımlarıyla yurtdışına ihraç da edilen her türlü yerli gemi üretimi ve onarım imkanlarına sahiptir. Kamu yararına çalışmak durumunda olan Belediye’nin elinde bütün bu imkanlar varken yurtdışından gemi veya deniz otobüsü alımının düşünülmesini kamu yararı ile bağdaştıramamaktayız. Tersanelerimiz Norveç’e gemi ihraç ederken, Norveç veya benzeri çok pahalı işçilik ücretleri ve gemi maliyetine sahip (bu yüzden gün geçtikçe tersaneleri kapanan) ülkelerden İstanbul’umuzun iklimine, kültür ve yaşantısına uymayan teknelerin ithalatı düşüncesi artık tamamen terk edilmelidir.

GEMİ YAPILMIYOR

Kent içi ulaşımda %5’lik payı olan Denizyolu, Şehir Hatları İşletmesi’ne 1988’den beri yeni gemi yaptırılmaması neticesinde ekonomik ömrünü doldurmak üzere olan gemilere bırakıldı. Bu gemilerin çoğunu yapan Haliç içindeki iki tersanemiz yeni Galata Köprüsü’nün 4 yıldan fazla süre ile açılamaması sonucu atıl kaldı. Son zamanlarda, özel yolcu gemileri dahil yüzlerce gemi inşa etmiş olan Haliç Tersanemizin müzeye dönüştürülmesinin dahi düşünülmekte olduğunu üzülerek duymaktayız. Haliç Tersanemizin cari değeri 70 milyon, ikame değeri 200 milyon doların üzerinde olup 800 kişiye doğrudan, 4.000 kişiye dolaylı iş imkanı yaratabilecek kapasitededir. Ülkemiz tersanelerinin tamamen dolu çalıştığı ve yeni tersane yatırımı alanlarının arandığı bugünlerde yeni gemi yapmaya hazır ama atıl olarak bekleyen Haliç Tersanesi’nden acilen yararlanılmalı ve İDO’nun ihtiyacı olan tüm gemiler burada inşa edilmelidir.

YAŞAYAN BİR TARİH

Gemi Mühendisleri Odası
olarak, gerek ulusal gemi inşa sanayiimizin çıkarları gerek ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum göz önüne alındığında yeni gemi siparişlerinin yurtiçinden sağlanmasının doğru ve gerekli olduğu görüşünü savunuyoruz. Söz konusu gemi yapımlarının belediyenin Haliç Tersanesi’nde gerçekleştirilmesi gemi inşa yan sanayiimizin de yararına olacağı gibi; 550 yıllık tarihi ve aktif bir tersanenin sıradan bir müze düzeyine indirgenmek yerine yaşayan bir tarihsel üretim tesisi olarak gelecek nesillere aktarılmasına da vesile olacaktır. İşsizlik sorunu yaşayan ülkemize müzelerden önce çalışan sanayi tesisleri gereklidir. Ayrıca geçmişte değişik yolcu gemilerini başarıyla inşa etmiş ve şu an boş bekletilen Camialtı Tersanesi’nin tezgahları, kızakları ve atölyeleri böyle projeler için kolayca ve kısa sürede tekrar işler hale getirilebileceği de dikkate alınmalıdır.

Metin KONCAVAR

Gemi Mühendisleri Odası Genel Başkanı


Saklı cennetler

MAVİŞEHİR, Sedef, Öğretmenler, Sarıkum... Didim
’in henüz turizmle tanışmamış tatil beldeleri. Masmavi denizi, ince kumlu plajları, çay bahçeleri ve gazinolarıyla birkaç sene içinde Didim’in meşhur Altınkum’una kafa tutabilecek yerler. Ancak belediye ilgisiz. Topu topu 5-6 koyumuz var. Belediye, koyların temizliğini üstlense, biraz daha beldelerini tanıtsa buradaki turizm potansiyeli açığa çıkar. Yörede İngiliz ve Fransızlar oldukça fazla. Çoğu burada ev, villa almış. 1-2 sezon ev kiralayan turistler bir sonraki gelişlerinde ev alıyorlar. Altınkum eskisi kadar temiz değil. Su yağlandı, rengi bulandı. Elbiselerle, donlarla denize girenler Altınkum’u mahvettiler. Umarım buraların da kaderi Altınkum gibi olmaz. Mavişehir, Sedef, Öğretmenler ve Sarıkum keşfedilmeyi, yöre halkı da belediyeden biraz ilgi bekliyor...

T.S

Bizans sarayı nasıl satılır?

HÜRRİYET’in perşembe günkü ‘Yaşam Emlak’ ekinde görmüşsünüzdür. Bizans sivil mimarisinin en önemli yapılarından biri olan Bizans İmparatoru 1. Konstantin’in elçileri kabul edip, toplantılar düzenlediği Magnaura Sarayı, 12 milyon dolara satılıyor. Satışı yapacak emlak firmasının açıklamasında göre saraya talip olanlar arasında sarayı nikah veya düğün salonu olarak kullanmak isteyenler ağırlıkta. Sizin anlayacağınız Bizans’ın Magnaura Sarayı bundan böyle düğün sarayı olarak hatta belki de bilinmez sünnet sarayı olarak kullanılabilir!

(Batı’dan gene fırça yersek hiç şaşırmayalım.)

Lale ÖZER

Eskiye rağbet olsa

TÜRKİYE’de son yıllarda bir davranış biçimi iyice yerleşti. Avrupa’da eskimiş, ‘sonbahara’ girmiş ne kadar müzisyen, şarkıcı, futbolcu, artist varsa birileri bunlara büyük paralar verip Türkiye’ye getiriyor. Neden bu şahıslara ülkenin paralarını verip duruyoruz, anlaşılır gibi değil. Biz de yükselen değerlerin, genç ve dinamik olanların peşinde olabiliriz. İkinci sınıf sanatçı, futbolcu ile yetinmek zorunda mıyız? Birilerinin sokağa atacak parası varsa fakir fukaraya, işsizlere versin. Anlaşılan, hoşlanıyoruz.

Abdullah ŞEVKİ

ÖĞRENDİM Kİ...

Öğrendim ki... İnsanların başına ne geldiği değil, o durumda ne yaptıkları önemli. Öğrendim ki... Kahraman dediğimiz insanlar, bir şey yapılması gerektiğinde yapılması gerekeni şartlar ne olursa olsun yapanlar.

Öğrendim ki... Para ucuz bir başarı.

MESAJ PANOSU

İNCİRLİK’
ten bir grup esnaf yazıyor: Londra’da meydana gelen saldırılardan sonra işlerimiz tamamen durdu. ABD’li askerler Atatürk Caddesi’nde park halinde olan her araca şüpheli bakıyorlar. Ayrıca İncirlik Kavşağı’nda eylem yapan sivil toplum örgütleri de ekmeğimizle oynuyor. Gerekli güvenlik tedbirlerin alınmasını istiyoruz.

METEOROLOJİ Müdürlüğü’nün yan tarafı çöp yuvası oldu. Aşırı sıcakla beraber sokak çok kötü kokuyor. Belediyeye defalarca müracaat ettik ama hálá çöpler kaldırılmadı.

Betül AYTAÇ ÇANAKKALE

SAĞLIK
Bakanlığı’na soru: Bakanlığınızın denetimindeki sağlık ocakları cumartesi-pazar günleri neden kapalı? Bakanlığınıza bağlı hastanelerdeki doktorların hasta haklarından haberi yok mu?

İskender ÖZSOY

Biliyor musunuz?

DEVLET Bakanı Nimet Çubukçu’ya bağlı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’ne Rizeli valilerimizden merhum İsmet Gürbüz Civelek’in eşi Esengül Civelek’in atandığını... Civelek’in son 2 yıldır Türkiye Kalkınma Bankası Genel Müdür Yardımcılığı ve Genel Müdür Vekilliği görevlerinde bulunduğunu...

YAŞ kararlarıyla bu yıl emekli olanlar arasında 28 Şubat’ın önemli isimlerinden Tümgeneral Doğu Silahçıoğlu ile eski Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Engin Alan’ın bulunduğunu...

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

Haberin Devamı

"Güzel olan sevgili değil, sevgili olan güzeldir"

(Tolstoy)

Yazarın Tüm Yazıları