GeriSeyahat Ascot’ta atlar koşuyor şapkacılar kazanıyor
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Ascot’ta atlar koşuyor şapkacılar kazanıyor

Ascot’ta atlar koşuyor şapkacılar kazanıyor

Hürriyet, dünyanın en ünlü at yarışlarının yapıldığı, dünya sosyetesinin uğrak yeri Ascot'ta kraliyet tribününe girdi. Tanınmış İngiliz film yıldızı Joan Collins'in bile kapıdan geri çevrildiği kraliyet tribününde gizli kamerayla Ascot'un ilk gününde fotoğraf çeken Hürriyet muhabiri Rehati Başar’ın fotoğraf makinesine güvenlik görevlileri el koydu.

300 YILLIK GELENEK

300 yıldır yapılan, herkesin girmek isteyip de giremediği Ascot; bürokrasinin halen devam ettiği, sınıf farkının en belirgin olduğu bir ortam. Her yıl Haziran ayında düzenlenen Ascot At Yarışları, 4 gün sürüyor. İngiliz Kraliyet Ailesi'nin katıldığı yarışlar sırasında atlardan çok jet sosyetenin kadınları birbiriyle yarışıyor. Yarışı izlemeye gelen birbirinden şık hanımlar, sadece birkaç saat kullandıkları şapkalara avuç dolusu para döküyorlar. Atlarından çok şapkalarıyla ünlü Ascot'da, 4 milyon TL'den , 2 milyar TL'ye kadar değişen değerlerde şapka görmek mümkün. Aslında Ascot'ta atlar koşuyor, şapkalar yarışıyor, yarışı da şapkacılar kazanıyor. Altı ay önce başlayan şapka siparişleri, yarış gününe yetiştirilmeye çalışılıyor. Jet sosyete, en büyüğünü, en orijinalini, en renklisini giymek için şapkacılara kucak dolusu para ödüyor.

Şapkacılar, modelleri kopya edilmesin diye büyük gizlilikle çalışıyorlar. İddialı hanımlar, dört gün süren yarışlarda ne aynı şapkayı, ne de aynı kıyafeti giyiyorlar. Ascot, böylece binlerce şapkanın, birbirinden şık kıyafetin sergilendiği dev bir moda şovuna dönüşüyor.

Hanımların bu kadar şık olduğu bir yerde, erkekler de boş durmuyor.. Onlar da silindir şapkaları ve fraklarıyla şık hanımlara eşlik ediyorlar. Dünyanın dört bir yanından binlerce insan, yalnız bugünü görebilmek için Londra'ya akın ediyor. Başkente 1.5 saat uzaklıktaki bu güzel kasaba, dört gün boyunca tam 200 bin kişiye evsahipliği yapıyor. At yarışı olur da müşterek bahis olmaz mı? Ascot boyunca milyonlarca sterlinlik bahis oynanıyor.

MİNİ ETEK YASAK

Ascot at yarışları 1711 yılında Kraliçe Anne tarafından başlatıldı. Halen eski görkemini devam ettiren yarışlarda, Kraliçe'nin yarış alanına gelişi de 3 asırlık geleneğe uygun olarak yapılıyor. İngilizler tüm dünyaya gelenek ve göreneklerine ne kadar bağlı olduklarını bu yarışlarla hatırlatıyorlar. Ascot'ta seyirciler üç bölümde toplanıyor.. Kraliyet bölümüne, yalnız Kraliyet mensupları ve soylular alınıyor. Bu bölüme üye olanlar, Ascot'un her bölümüne serbestçe geçip, gezebiliyorlar. Buraya mini etek, omuzları açıkta bırakan kıyafetle girmek yasak. Diğer bölüm ise 'Grand Stand' . Buraya biletlerini 6 ay önce alan normal vatandaşlar, kıyafet kurallarına uymaları koşuluyla girebiliyorlar. Burada da şıklık göz kamaştırıyor. Üçüncü bölüm ise halka açık . Kot pantolon dışında normal kıyafetli herkes bu bölüme girebiliyor. Kraliyet bölümüne girebilmek için Ascot'a üye olmak gerekiyor. Üyelik için en az 10 yıl Ascot mensubu olan bir şahsın tavsiyesi gerekiyor. Ancak yoğun ilgi nedeniyle son 6 yıldır yeni üye alınmıyor.

14:30 başlayan yarışlarda koşan atların sahipleri de oldukça ilginç. Başta Kraliçe olmak üzere ülkenin önde gelen zenginleri, Arap şeyhleri, prensler ve işadamları üzerine titredikleri, özenle yetiştirdikleri saf kan tayları, dünyanın en prestijli at yarışında koşturmak için adeta birbiriyle yarış ediyor. Yarışlardan saatler önce konuklar Ascot'da belirlenmiş araba parklarında yerlerini alıyorlar. Ascot demek, şapka, at, kıyafet, araba ve piknik demek. Kraliyet ve soylulara ait otopark, otomobil fuarlarını andırıyor. Birbirinden gösterişli Mercedes, Rolls Royce, Porshe ve, Jaguar otomobiller de atlar gibi birbirine meydan okuyor. Herkes arabalarının arkasında şampanyalı piknik yapıyor.

SOSYETİK PİKNİK

Beyaz masa örtüleri, kristal şampanya bardakları, gümüş çatal-bıçaklarıyla yemeklerini yiyen İngilizlerin Ascot menüsü şöyle. Yemek füme somon balığıyla başlıyor. Karides ve istakoz ile devam ediyor. Daha sonra buğuda pişmiş somon balığı ve üzerine yenen kremalı çilekle de bitiyor. Hava şartları ne olursa olsun, bardaktan boşanırcasına yağmur bile yağsa İngiliz soylusu hiç keyfini bozmadan, şemsiye altında, pikniğini yapıyor. Saat 14:00'e doğru piknik sepetlerini toplayan İngilizler, yarışların yapıldığı alanda yerlerini alıyorlar. Bu arada ikinci ve üçüncü bölümün mönüsü ise sandviç, haşlanmış tavuk, hamburger ile balık ve çips. İçkileri ise bira. 17:30'da sona eren yarışlar boyunca 6 ayrı koşu yapılıyor.

MARŞLARLA BİTİYOR

En son yarıştan sonra asili, işçisi Grand Stand'de gün boyu çalan Kraliyet Bandosu'nun etrafında toplanıp, marşlar söylüyor ve içki içiyor. Kraliçe ve ailesinin tüm fertlerinin katıldığı yarışlar boyunca, polisin aldığı geniş önlemler de dikkat çekiyor. İngilizlerin Kraliçe'ye olan düşkünlükleri ise inanılmaz. İngilizler tüm milli marşları tamamladıktan sonra, hep birlikte söyledikleri 'God Save the Queen' ''Tanrı Kraliçeyi Korusun' marşıyla günü noktalıyorlar.






False