Arkadaşım Erman !

Güncelleme Tarihi:

Arkadaşım Erman
Oluşturulma Tarihi: Şubat 25, 1998 00:00

Devrim SAĞIROĞLU
Haberin Devamı

Tarih: 21 Şubat Cumartesi.. Yer: 19 Mayıs Stadı.. Saat: 20.50.. Şekerspor-Trabzonspor maçından hemen sonra, bana bir mikrofon uzatıldı. Bordo-mavililerin kazandığı penaltı ve Yvos'un kırmızı kart görmesiyle ilgili, görüşümü sordular. Televizyonu seyretmemiş, çıplak gözle bir kez görmüşsün.. Pozisyonu net süzememiş veya değişik bir açıdan bakmışsan, yanılabilirsin. Ertesi gün mahçup olma şansın yüksektir. Bu risklere karşın, görüşümü söyledim ve yüzde yüz isabet sağladım.

Televizyonda 10 kez, ileri, geri, ağır, hızlı oynattırarak kehanette bulunan yorumcumuz, ‘‘son adam’’ lafına takılmış. Bunun ‘‘bariz gol şansı’’ diye belirtilmesi gerektiğini, ifadenin yanlış olduğunu, o bilinen tavrıyla açıkladı ! Kendisi de ‘‘son adam’’ tabirini birçok defa kullanmasına, programı yöneten arkadaşımın ‘‘hepimiz aynı şeyi söylüyoruz’’ şeklindeki iyi niyetli uyarısına rağmen.. Bir hafta önce, Ankaralı değerli bir ağabeyimizin ikazıyla hatasını düzelttiğini unutarak, milyonların gözü önünde kuralı bilmediğimi ima etti !

Artık, sana bir cevap farz oldu Erman ! 28 yıllık meslek yaşamında devamlı araştıran, spor konusunda genel kültürü olan, işine ara verdiği zaman bile mesleki aşk ve şevkini yitirmeyen; seminerler düzenleyen, kendisini sürekli yenileyen birinin, senden öğrenebileceği hiçbir şey yoktur Erman !

OYNATALIM

Bu senin adetindir, Erman ! Kuralları bilmemenden ötürü yazılı sınavda kötü not alıp bir alt klasmana indirildiğin halde, bırakın aynı seviyede tutmayı, seni bir üst klasmana terfi ettiren Hilmi Ok, Ertuğrul Dilek ve Talat Tokat'a yaptıkların ortada.. O Hilmi Ok ki, düzenlediğim bütün seminerlerde, senin aleyhinde konuşanları susturur, ‘‘Erman, Türkiye'nin en büyük hakemidir’’ derdi. Sen, hakemliğini tümüyle borçlu olduğun Ok'u bile yıllarca karalamaya çalıştın.. Sadece onu değil, Ertuğrul Dilek, Talat Tokat, Ahmet Çakar ve bunlar gibi onlarcasını.. Sana arka çıkan, sırtını sıvazlayan herkesi.. Popülariteni korumak için, en yakınların dahil, insanları harcamakta hiçbir sakınca görmedin.. Mazhar-Fuat-Özkan'ın söylediği şekilde, ‘‘Herşeyden sen anlarsın. Sen neymişsin be abi’’ konumuna girdin. Hakemlik hayatında yaptığın fahiş hatalar, kırdığın potlar bini aştı. Hiçbirinde hatanı kabul etmedin, hep suçu başkalarının üzerine attın. Şimdi koltuğuna kurulmuş, teknolojinin tüm olanakları elinde, ‘‘oynatalım’’ deyip ahkam kesiyorsun !

Siyasete atılmanda, futbolculuk, hakemlik, yorumculuk yaşamında paylaştığımız acı-tatlı anılar var, akrabam Erman ! Üzüntüden kahrolduğun geceleri, sarılık olduğun günleri anımsar mısın Erman ? Hilmi Ok bitti, sıra bana mı geldi Erman?

Futbolculuk döneminde Ankaragücü, seni Mersin İdmanyurdu'na sattığı zaman, buna şiddetle karşı çıkmış ve çalıştığım gazetede ‘‘Bir kulüp, kendisine yıllarca hizmet etmiş futbolcusuna, en verimli çağında bunu yapar mı ? Ankaragücü için vefa, İstanbul'daki eski bir bozacının adı mı ?’’ diye yazmıştım.

Aradan 21 yıl geçti.. Bugün düşünüyorum da... ‘‘Vefa, belki onlar için değil ama, senin için gerçekten İstanbul'daki eski bir bozacının adıymış!’’






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!