AraÅŸtırma Dünyasından

Güncelleme Tarihi:

Araştırma Dünyasından
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 11, 2004 00:00

Aspirin, cinsel davranışlar üzerinde etkiliFarelerle yapılan deneyler, anne farenin gebelik sırasında aspirin alması halinde genç farelerin cinsel davranışlarında deÄŸiÅŸikliÄŸe yol açtığını gösterdi. Baltimore Ãœniversitesi’nden Stuart Amateau, aspirinin, fare yavrusunun beyin geliÅŸimini dolaylı olarak çalıştıran bir enzimin etkinliÄŸini durdurduÄŸunu saptadı. Konuyla ilgili araÅŸtırma yazısı Nature Neuroscience dergisinde yayımlandı. Erkek farelerin seksüel davranışları beyindeki preoptik bölge tarafından ayarlanmakta. Bu beyin bölgesinin geliÅŸimi ise doÄŸumdan kısa bir süre önce ve sonra birkaç maddenin karşılıklı etkisiyle baÅŸlar. Östradiol hormonu, prostaglandin hormonunu etkileyen Cyclooxygenase 2 (COX-) enzimini etkinleÅŸtirir. Prostaglandin ise preoptik bölgede geliÅŸen cinsel davranışları etkiliyor. AÄŸrı kesicinin preoptik bölgenin geliÅŸimi üzerindeki etkisinin saptanabilmesi için gebe farelerin içme suyuna aspirin karıştırılmış. Aspirin ve Paracetamol gibi yaygın olarak kullanılan ilaçların etki ÅŸekli Cyclooxygenase enziminin bloke edilmesine dayanır. Ä°laçlar bu yüzden beynin önemli geliÅŸim safhasındaki reaksiyon zincirini etkileyerek prostaglandin üretimini bozabilirler. Erkek fare yavruları büyüdüklerinde diÅŸilere çok fazla yakınlık göstermedikleri gibi daha geç uyarılarak daha az çiftleÅŸmiÅŸler. Bu farelerin beyinleri yapı olarak diÅŸi farelere benziyordu. DoÄŸumdan hemen sonra prostaglandin hormonu aşılanan diÅŸi farelerde ise erkeksi davranışlar geliÅŸmiÅŸ. DiÅŸi fareler de tıpkı erkek fareler gibi diÄŸer farelerin üzerine çıkmaya çalışmışlar. Aynı etkinin insanlarda da geliÅŸip geliÅŸmediÄŸi henüz bilinmiyor. Bu soru ÅŸimdi Ä°ngiltere’de yapılacak bir araÅŸtırmayla yanıtlanmaya çalışılacak. Evcil kuÅŸlarda da genetik sağırlık Kafeslerde yetiÅŸtirilen kuÅŸlar daha kuvvetli ÅŸakıyorlar. Bilim adamları evcil kuÅŸları sağır eden ve doÄŸada yaÅŸayan türlerine göre daha yüksek sesle ötmelerine neden olan bir gen deÄŸiÅŸimi saptadılar. Hiç kanaryalar arasında tenor ve basların bulunabileceÄŸi aklınıza gelir miydi? Yabani kanaryaları evcil türleriyle melezleÅŸtiren Maryland Ãœniversitesi (ABD) araÅŸtırmacıları kuÅŸlardaki iÅŸitme yetisinin en baÅŸta Z kromozomuyla geçtiÄŸini buldular. Z kromozomu kuÅŸun cinsiyetini belirler. Ä°ki Z kromozomlular erkek, iki farklı cinsiyet kromozomlular ise diÅŸi olarak geliÅŸir. AraÅŸtırmacıların Proceedings of the Royal Society: Biology letters dergisinde de deÄŸindikleri gibi Z kromozomu yavrunun iÅŸitme duyusu üzerinde de etkili. Evcil kuÅŸ yavruları en fazla 4000 Hertzlik frekansları algılayabiliyorlar. (SaÄŸlıklı insan kulağı 20.000 Hertzlik frekansları algılayabilecek güçtedir) Ä°ÅŸitme kaybı nedeniyle yavru kuÅŸlar, yabani erkek kanaryayı kendilerine örnek aldıklarında bile sadece bas seslerini duyuyorlar. Ä°ÅŸte bu nedenle daha kuvvetli ve yüksek sesle ötüyorlar diyor araÅŸtırmacılar. Oysa Z kromozomlarından birini yabani diÄŸerini evcil kuÅŸtan alan kanaryada daha hafif derecede iÅŸitme kaybı geliÅŸmekte. Melez kanaryaların çıkardıkları ÅŸakıma sesinin yüksekliÄŸi yabani ve evcil kuÅŸlarınki arasında yer alıyor. Ä°ÅŸitme yetisinde yüksek frekanslarda ortaya çıkan farklılıkların %90’ı Z kromozomuna dayanıyor diyor bilim adamları. DiÅŸilerin tenorlardan mı yoksa baslardan mı daha çok etkilendikleri henüz bilinmiyor. Fakat yabani ve evcil diÅŸi kanaryanın kendi türlerini tercih ettiÄŸi doÄŸruysa bu durum iki kuÅŸ ırkında yeni alttürlerin geliÅŸmesine neden olabilir. Kızılötesi ışınla içme suyu sterilizasyonu Amerikalı bilim adamları bir pilot araÅŸtırmayla, galyum nitritten üretilen diyotların kızılötesi ışınıyla, içme suyunun sterilize edilebileceÄŸini buldular. Compound Semiconductor online dergisindeki habere göre araÅŸtırmacılar iki diyot sayesinde suyun içindeki E.coli bakterisinin yoÄŸunluÄŸunu yüz bin misli düşürmüşler. Maine Ãœniversitesi bilim adamları, Shuji Nakamura (Kaliforniya Ãœniversitesi)ile birlikte gerçekleÅŸtirdikleri araÅŸtırmada, 50 mikrovatlık enerji veren iki diyot ile içine önemli oranda tehlikeli bakteri aşılanmış su kullanmışlar. AraÅŸtırmacılar ışıklı diyotların yakın bir gelecekte özellikle de üçüncü dünya ülkelerinde içme suyunun arıtılmasında kullanılmasını bekliyorlar. Bu ülkelerde suyun sterilize edilmesinde halen cıva buharlı lambalar kullanılmakta. Amerikan Hydro-Photon firması ÅŸimdi su sterilazyonu için uygun aletler geliÅŸtiriyor. Bağışıklık sistemi solda Beynin sol yarısı sadece dilden sorumlu deÄŸil. Amerikalı bilim adamları bağışıklık sisteminin de aynı bölgede iÅŸlediÄŸini buldular. AraÅŸtırmacılar bu sonuca epilepsi hastalarıyla ulaÅŸtılar. Ä°ncelemeler sol beyin yarısındaki hasarların bağışıklık sistemini zayıflattığını gösteriyor. Annals of Neurology dergisinde yayımlanan araÅŸtırma için Georgetown Ãœniversite KliniÄŸi’nden Kimford Meador, ağır epilepsi nöbetleri yüzünden sol veya saÄŸ beyin yarısının bir kısmı alınan 22 epilepsi hastasını inceleyince sol beyin yarısından ameliyat edilen ve saÄŸ ellerini kullanan hastalarda, lenfosit ve T hücreleri gibi savunma hücrelerinin azaldığını görmüş. Oysa saÄŸ beyin yarısından ameliyat olan hastalarda iki savunma hücresinde de artış söz konusuydu. Ancak bu sonuçlar sadece saÄŸ elini kullananlar için geçerli, aynı etkinin solaklarda ya da iki elini de kullananlarda geliÅŸip geliÅŸmediÄŸi henüz bilinmiyor. Sonuçlar, sol beyin yarısında enfarktüs geçiren hastaların da enfeksiyonlara karşı neden daha duyarlı olduklarını açıklıyor. Meador, bu yüzden sol beyin yarısından ameliyat olan hastaların enfeksiyondan korunmaları için doktorlara daha dikkatli olmalarını önerdi. Bununla birlikte beyin fonksiyonlarının bağışıklık sisteminin reaksiyonunu ne ÅŸekilde çalıştırdığı henüz belirsiz. Stresli kadın daha çok yiyorAmerikalı bilim adamlarına göre stres yaÅŸayan kadın, erkeÄŸe göre daha fazla yiyor. AraÅŸtırmalar siniri yatışan kadının uzun bir süre sonra da yemeye devam ettiÄŸini göstermiÅŸ. Aslında daha önceleri yapılan araÅŸtırmalarla da gerek kadınların gerekse erkeklerin stresli dönemlerde daha fazla yedikleri ortaya çıkmıştı. Fakat bu etkinin stresin atlatılmasından sonra ne ÅŸekilde devam ettiÄŸi bilinmiyordu. AraÅŸtırmasını Journal of Applied Social Psikoloji dergisinde yayımlayan Pennsylvania Devlet Ãœniversitesi’nden Laura Klein, ÅŸimdi bu konuyu mercek altına aldı. YaÅŸları 18-45 arasında deÄŸiÅŸen 63 erkek ve kadın deneÄŸe yoÄŸun stres yaratan ilk deneyden sonra tuzlu kraker, patates cipsi, patlamış mısır, peynir ve çikolata gibi yiyecekler verilmiÅŸ. Daha sonra ise deneklerin ilk deneyde ne kadar stres yaÅŸadıklarını gösterecek bir yap boz görevi verilmiÅŸ. Daha yoÄŸun bir ÅŸekilde strese giren kadınlar daha fazla çerez yedikleri gibi özellikle de cips ve çikolata gibi daha yaÄŸlı yiyecekleri tercih etmiÅŸler. Oysa erkek denekler ne kadar stresli olurlarsa olsunlar hep aynı miktarda yiyerek, yap boz görevini de fazla zorlanmadan yerine getirmiÅŸler. ‘Kadınlar özellikle de stresin ardından daha fazla yeme ihtiyacını duyuyorlar ve bu durum belki de kadınların zorlu bir haftadan sonra (hafta sonları) neden daha fazla yemek yediklerini de açıklıyor’ diyor Klein. Kadın beyni seks sırasında daha etkinKadın ve erkeÄŸin seksten neden farklı bir ÅŸekilde haz aldığını açıklayan yeni bir kanıt bulundu: Kadın beyni, seks ve orgazm sırasında daha fazla etkinleÅŸmekte. Sonuç, Essen Ãœniversitesi Tanısal ve Tedavi Edici Radyoloji Enstitüsü’nün bir araÅŸtırmasına dayanıyor. ‘Bunu aslında hep tahmin ediyorduk ama artık kanıtlandı’ diye konuÅŸtu Michael Forsting. AraÅŸtırmacılar fonksiyonel manyetik rezonansı tomografisiyle erotik film izleyen deneklerin beyin etkinliklerini inceleyerek erkekte büyük beyin kabuÄŸundaki ÅŸakak loplarının, kadında ise bunlara ilave olarak ön beynin saÄŸ kısmındaki diÄŸer bir bölgenin de etkinleÅŸtiÄŸini görmüşler. Fakat bilim adamları etkinleÅŸen alanların ne gibi iÅŸlevleri bulunduÄŸunu henüz bilemiyorlar. Uzmanların tahminlerine göre incelemeler örneÄŸin seksüel suçluların yargılanmasında önem taşıyabilir. Bu kiÅŸiler diÄŸer yetiÅŸkinlere göre daha çabuk uyarılmakta. Ve cinsel suç iÅŸleyen kiÅŸilerin ne zaman serbest bırakılması gerektiÄŸi genelde sorun oluÅŸturur. Forsting suçluların serbest bırakılmasında aranan koÅŸullardan birinin de beyindeki uyarı motifinin beyin tarama (scan) yöntemiyle normale döndüğünün saptanması olabileceÄŸini düşünüyor. Martılar, balık bulamayınca birbirlerini yiyorlarAvlanma yasağı için alınan önlemler martıların besin kaynaklarını tüketiyor. Hayvanları koruma amacıyla avlanma oranı düşürüldüğünde balıkçıların denize attıkları artık balık sayısı da azalınca yeterli balık bulamayan martılar küçük su kuÅŸlarını yemeye baÅŸlıyorlar. National Geographic (Almanya) dergisindeki habere göre bu durumda kendi türleri de tehdit altına girmekte. Shetland adalarındaki küt kuyruklu korsan martısının (Stercorarius pomarinus) kusmuklarını inceleyen çevreci Simone Pfeiffer, bunların içinde üç parmaklı martının (Laurus tridactyla) kalıntılarına da rastlamış. AraÅŸtırmacı ÅŸimdi avlanacak balık miktarının adım adım azaltılmasını öneriyor. Yoksa diyor Pfeiffer, balıklarla birlikte kuÅŸlar da tehdit altına girecektir. Dünya, yeni bir petrol krizine doÄŸru gidiyor National Geographic (Almanya) dergisine göre dünya yeni bir petrol krizinin eÅŸiÄŸinde. Dergideki habere göre bilim adamları dünya genelindeki petrol ihtiyacının yaklaşık on yıl içinde en yüksek seviyeye ulaÅŸacağını hesaplamışlar. Buna paralel olarak da petrol hem azalacak hem de pahalılaÅŸacak. Tabii bu geliÅŸme dünya ekonomisini önemli ölçüde sarsacaktır. Ä°ngiliz bilim adamı David Greene’in öncelemesine göre dünya genelindeki petrol üretimi 2016 yılında en yüksek seviyeye oluÅŸacak. YakındoÄŸu’nun dışında ise bu geliÅŸmenin 2006 yılında yaÅŸanabileceÄŸi sanılıyor. Kimi uzmanlarsa en yüksek seviyenin çoktan aşıldığını düşünüyorlar. Tüm tahminlerde özellikle de YakındoÄŸu’daki petrol ülkelerinin tavrı, alternatif enerji kaynaklarından yararlanma ve petrol tüketimindeki diÄŸer geliÅŸmeler önemli bir rol oynamakta. Buna göre dünya genelindeki petrol tüketimi günde 80 milyon varili bulmakta (1 varil=159 litre). Ve tahminlere göre sadece ABD’deki petrol tüketimi önümüzdeki 20 yıl içinde % 50 oranında artış gösterecek. Çin, insanda ilk Sars aşısını deniyorÇin’de Sars aşısı ilk kez insanlar üzerinde denenmeye baÅŸlandı. YaÅŸları 20-40 arasında deÄŸiÅŸen dört gönüllü kiÅŸi Pekin’de yayımlanan ‘Youth Daily’ gazetesinin açıklamasına göre geçtiÄŸimiz Cumartesi (22.5.04) günü aşılandılar. Aşılanan kiÅŸiler önümüzdeki günlerde Pekin’deki bir hastanede kontrol altında tutulacak. Keçilerde, atlarda ve maymunlarda etkili olan aşının testi için 36 kiÅŸi baÅŸ vurmuÅŸ. Çinli bilim adamları daha önceki bir açıklama sırasında test evresinin üç ay kadar süreceÄŸini bildirdiyseler de uzmanlar Sars’a karşı etkili bir aşının ancak yıllar sonra piyasaya sürülebileceÄŸini söylemiÅŸlerdi. Sars virüsü ilk olarak 2002 yılında Çin’in Guandong bölgesinde görülmüştü. Sars yüzünden geçtiÄŸimiz yıl 800 kiÅŸi yaÅŸamını yitirdi. Kopya boÄŸa kopyalandıBilim adamları kopyalamış oldukları boÄŸayı yeniden kopyalamaya baÅŸardılar. Bilim adamları geliÅŸmeyi haber vermek için dört yıl beklediler. Bu arada kopya torun da yavruladı ama doÄŸal yoldan. Connecticut Ãœniversitesi’nde Xianzhong Yang baÅŸkanlığında çalışan ekibin Nature Biotechnology dergisindeki açıklamasına göre ikinci kuÅŸak kopya hayvanda hiçbir hastalık bulunmuyor. Farklı boylarda ve yaÅŸlarda olan üç hayvanın kalıtımı aynı. Yang ve ekibi çalışmalarına 17 yıl önce evcil siyah Japon boÄŸasıyla baÅŸlamış. Kopya koyun Dolly’de uygulanana benzeyen bir yöntemle, boÄŸadan alınan beden hücrelerinin çekirdekleri ineklerin ayıklanmış yumurta hücrelerine aşılanmasıyla elde edilen embriyolardan G1 nesli olarak adlandırılan dört dana geliÅŸmiÅŸ. Ä°ÅŸte Amerikalı ve Japon bilim adamlarından oluÅŸan ekip bu hayvanlardan G2 neslini kopyaladı. Hayvanlardan biri doÄŸumdan hemen sonra kansızlık ve enfeksiyon yüzünden ölürken ikinci boÄŸa tamamen saÄŸlıklı ve spermasıyla birkaç tane yapay döllenme bile gerçekleÅŸtirildi. Bu ÅŸekilde altı tane saÄŸlıklı dana dünyaya geldi. Fakat G2’den G3 neslini kopyalamaya çalışan araÅŸtırmacılar baÅŸarılı olamadı. Altı kopya embriyoyla geliÅŸen gebeliklerin tümü 100.günden önce sona erdi. Embriyoların neden geliÅŸmediÄŸi henüz bilinmiyor. ‘Seri klonlama’ bugüne deÄŸin sadece farelerde baÅŸarılı olmuÅŸtu. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!