Arapların hali

“Ne olacak bu memleketin hali?”den, “Ne olacak bu Arapların hali?”ne geldik. Ama bu arada NATO toplantıları sırasında ABD Başkanı Bush’un yaptığı konuşma sayesinde Araplara ve öteki Müslüman halklara örnek olmaktan resmen kurtulduk.

Haberin Devamı

***

ABD Columbia Üniversitesi Mukayeseli İngiliz Dili ve Edebiyatı Profesörü Filistinli Edward Said(Birkaç ay önce vefat etti) 26 Mayıs 2003 tarihli Ey Hayat (Londra) gazetesinde “Araplar bütün ihtilaflara ve ayrı ayrı ülke ve hükümet olmalarına rağmen tek bir halk sayılırlar. Osmanlı İmparatorluğu’ndan sonra Birinci Dünya Savaşı’yla İngiliz ve Fransızlar Araplara hükmetti. İkinci Dünya savaşındansonra ise, Amerika veİsrail’in hükmü altına girmiş oldular” diyordu.

Edward Sait soruyor: “Neden Araplar resmi olarak destek verdikleri konularda savaşmak için fiili olarak güçlerini birleştirmiyorlar?”

Bunun yanıtını Adonis (Ali Ahmad Sait) veriyor: “Araplar’da rejimler vardır. Arap ülkeleri ne tek tekne de toplu olarak bir ulus olamamıştır!”

Haberin Devamı

Ulus olmanın, ulus-devlet kurabilmenin koşulları belli. AmaEdward Sait “Bugün, özellikle ABD siyasetine aykırı, ancak kendi çıkarlarınahizmet edenhür ve bağımsız kararlar alabilecekgüçlü bir Arap ülkesi bulamıyoruz” diyor.

Bunun da yanıtı belli: Ümmet oldukları ulus olamadıkları için!

***

Edward Sait yazısını şöyle bitiriyor: “Biz aydınlar, bütün siyasi güçler olarak demokratik birgelecek için, sömürü düzenine karşı omuz omuza vermeliyiz ve müşterek düşmanlara karşı seferberlik durumuna geçmeliyiz. Neden işimizi radikallere ve ümitsiz intihar eylemcilerinebırakıyoruz? En büyük problemimiz yönetenlerle yönetilenlerarasındaki derin ayrılıklardır. Gelecekleri büyük tehdit altında olan Araplar artık dahildeki kelepçeleri çözüp birliği sağlamak zorunda” (Zaman, 4 Haziran 2003)

***

Edward Sait Arapların gerçekten özgür olabilmeleri içintek tek Arap devletlerinin demokratikleşmesini, Arap toplumlarının demokrasiyi özümsemelerini salık veriyor.

Bu nasıl olacak? Arap toplumlarını krallar, emirlerveşeyhler, seçimle bir kez gelmiş ve artık ömür boyu gitmeyen despotlar yönetiyor.

Bu yönetimleri ya ABD’nin Irak’a karşı yaptığı müdahale benzerimüdahaleler, ya demokrasi yanlısı hükümet darbeleri ya da halk ayaklanmaları yerlerinden edebilir. Bu yönetimlerin kendiliklerinden demokrasiyi seçmeleri olanaksız.

Haberin Devamı

Halk ayaklanmaları hemen hemen olanaksız!Demokrasi için hükümet darbesini kim yapacak? Ya ordu ya da ordu desteğinde bir grup sivil! Arap dünyası bunun örneklerini son 60 yılda çok yaşadı. Bu da olanaksız. Kala kala ABD türü müdahale kalıyor ki bu da bundan sonraki dönemde ve Irak deneyiminden sonra çok zor.

***

Gazetelerin yazdığına göre Arap aydınları reformlar için “evet”, amaABD istediği için yapılmasına “hayır” diyorlarmış...

Örneğin,Mısır diktatörlerinden Cemal Abdülnasır’ın Kahire Üniversitesi Ekonomik ve Politik Bilimler Fakültesi öğretim üyesi kızı Hoda Cemal Abdülnasır’ıdinleyelim:

Hoda Cemal Abdülnasır da dışardan yapılacak baskılarla bölgeye demokrasi gelemeyeceğini, bunun her ülkenin kendi içinde oluşabileceğini söylüyor. Mısır özelinde elbette daha fazla demokrasiye ihtiyaç olduğunu söyleyen Hoda Cemal Abdülnasır bunun için de öncelikli olarak daha fazla partinin siyaset arenasına çıkması ve sivil toplumun daha akif hale gelmesi gerektiğini belirtiyor.

***

Haberin Devamı

Ama Arap toplumlarının laikleşmeden demokratikleşmesi mümkün mü bunu hiçbir Arap aydın söylemiyor.

Arap toplumları laiklik kavramı ile tanışmadan, onun “ne” olduğunu anlayıp özümsemeden yapılacak her seçimi İslamcı partiler kazanır. Sıradan İslamcı partiler değil “Taliban”a benzer partiler.

Bu nedenle Arap toplumlarının iç ve dış dengelerini iyice ölçüp-biçmedenbu ülkelere müdahale son derece tehlikelidir.

Nitekim, Irak’a demokratik ve laik bir yönetim kurmak için giren ABD sonundadinci ve etnik bir devlet kurmaya razı oldu.

Yazarın Tüm Yazıları