Anne aday adayı olmak!

İnsan yaşadığı her yeni gün bir şey öğreniyor. Yaşım bu oldu, şu oldu, artık geç, bu saatten sonra gibi sözcükler ise her öğrenilen şeyde anlamını yitiriyor.

Doğumumdan bu yana geçen 6 yıl boyunca tekrar hamile kalmanın benim için ne kadar zor olabileceğini hiç düşünmemiştim mesela... O kadar haber yapıyoruz, onbinlerce okura destek oluyoruz, hamilelik dergimiz Hamileyiz.Biz’in okurları ile iletişim halindeyiz... Buna rağmen benim başıma da bunun gelebileceğini, böyle bir stres yaşayacağımı düşünmemişim hiç.

Oysa şu an ben de ülkemizdeki yüzbinlerce "hamile olmaya çalışan" kadından biriyim.

Oğlumun bir kardeşi, hatta iki veya üç kardeşi olması için çıldırıyorum. Buna uğraşan tüm hanımlar gibi ben de acele ediyorum. Kadın milleti kafasına koyunca hemen olsun ister ve beklemekten nefret eder ya, aynen o durumdayım. Hem bu iş tamamen doğal yollardan olsun istiyorum, hem sabredemiyorum.

İşte şimdi bana yazan, anne olmanın ne demek olduğunu bilen ama bir türlü hamile kalamadığını söyleyen, kimi zaman yolda kimi zaman alışveriş merkezinde yolumu çeviren kadınları anlıyorum. Sıkıntılarını bana anlatırken, içlerinden neler geçtiğini biliyorum.

"Neler hisseder anne aday adayları?" diye sorusu olanlara kısaca açıklamak isterim, ki bizi anlayın. Hor görmeyin, "kadın delirdi" diye etiketlemeyin, anlayışlı davranın.

Hamile kalmak için uğraşan bir kadın;

Her ay kendini hamile sanır. Gaz yüzünden karnı şişer, karnını sever, o durumdadır.

İnternette her şeyi araştırır, gerekli gereksiz her şeye inanır. Tuhaf sorular sorar. Acayip şeylere takar.

İçki ve ilaç içmeyi keser. Başı ağrıdan çatlasa bile ağrı kesici kullanmaz.

Yumurtlama günlerini hesaplamak için test yapar. Her gün sürekli test yapabilir. Her sabah idranını bir test için kullanabilir.

Vücudundaki tüm gelişimleri, değişimleri, kiloyu, şişkinliği takip eder ve tüm bunları gebeliğe yorar.

Regl dönemi her yaklaştığında 3 veya 5 gün önceden test yapmaya başlar. Çizgiyi tek gördüğü her testi bir hışımla çöpe atar. Çöpe attıklarını ise gidip gelip kontrol eder.

Şayet regl olursa, işte o an bittiği andır. Tüm o ay dua etme, uğraşma, didinme hepsi boşa gitmiştir. Ağlar. Sinir olur. Ağlar. Kendine kızar. Başkasına kızar. Tüm o "eğer hamileysem" diye hesaplanan muhtemel doğum tarihleri, planlar, bebeğin burcu falan değişmiştir. Şimdi yine sil baştan başlamak gerekecektir. Bir yarım gün falan yer kendini.

Silkelenir. Toparlanır. Aynaya bakar.

Aslında yüzü de şiş değildir. "Neden dün böyle düşündüm acaba?" diye düşünür.

Ama hemen kendini toparlar. Kısaca geçen ay yapılanlar tekrar edilecektir.

Şu anda sadece her şeyde bir hayır vardır diye düşünülmesi gerekir.

Not defterine yazılır, beş gün içinde eczaneye gidilip yeni bir yumurtlama testi alınmalıdır...

Bebeğinizin seslere tepkisi çok önemli

Yeni doğan bebeklerdeki işitme kaybının olumsuz sonuç doğurmaması için erken teşhis şart... Uzman Eğitim Odyoloğu Ayşenur Küçük Ceyhan, "Anne babalar, bebeklerin seslere karşı tepkilerini dikkatli şekilde gözlemeli" diyor.

Bebeklerde işitme kaybının olup olmadığı çoğu zaman fark edilmiyor. Yüksek sesleri duyan bir bebeğin, daha düşük sesleri duymaması, anne-babanın dikkatinden kaçabiliyor. Uzman Eğitim Odyoloğu Ayşenur Küçük Ceyhan, bebekteki işitme kaybının nasıl anlaşıldığını şöyle anlatıyor:

"3 aylık bir bebek, konuşma şiddetindeki seslere, özellikle annesinin sesine tepki gösterir, gürültüde uyanır. 6 aylık bebek sesin geldiği yöne bakar. 9 aylık bir bebek ismi söylendiğinde döner. 1 yaşında artık konuşmaları dinler, basit komutları anlar, konuştuğu en az bir-iki kelime olur. Bizim için ailelerden gelen tepki birinci kriter olmasa da ipucu sayılabiliyor. Bu ipuçlarından yola çıkarak, işitme kaybını çok net yöntemlerle anlayabiliyoruz. Zaten artık hastanelerde bebek doğar doğmaz işitme testi yapılabiliyor."

Çocuğunuzdaki işitme kaybını erken dönemde fark edemezseniz, belirli bir yaştan sonra normal şekilde konuşamadığını görürsünüz. Çünkü çocuk duyduğu sesleri taklit ederek konuşmaya başlıyor. Sesleri duymuyorsa, konuşma çağına gelince konuşamıyor.

Yetişkinler, sonradan işitme kaybı ortaya çıkarsa, bazı sesleri duymasa da geçmiş bilgilerine dayanarak sesleri tamamlar ama çocuk bunu yapamaz. Onun kelimeleri tam olarak duyması gerekiyor. Ayrıca çocukta belli derecede işitme kaybı olduğunda, konuşmada ses hataları ortaya çıkabiliyor. O nedenle işitme kaybının erken dönemde yakalanıp, tedavisinin yapılması gerek. Eğer çocuğunuzdaki böyle bir sorundan şüphe ediliyorsa, mutlaka bir hekime başvurmalısınız.

Çocuğun davranışları da bozulabilir

İşitme azlığı şikayeti ile gelen çocuklarda, öncelikle nedenin tespit edildiğini belirten Uzman Eğitim Odyoloğu Ayşenur Küçük Ceyhan, nedenleri şöyle sıralıyor:

"İşitme azlığı, orta kulak enfeksiyonlarına bağlı olarak gelişebiliyor. O dönemde çocuk, eskiden tepki verdiği seslere dönüp bakmayabiliyor, televizyonun sesini çok açıyor. Enfeksiyon tedavi edilirse, problem de ortadan kalkıyor. Orta kulak iltihabı çok ileri derecede işitme kaybı yapmıyorsa da eğer sık tekrarlıyorsa problem oluyor. Tek kulağın duymadığı vakalarla da karşılaşıyoruz. Bu durumda çocuk sesin nereden geldiğini ayırt edemiyor. Özellikle kalabalık ortamlar, bu çocuklar için sıkıntı yaratıyor. İşitme kaybı doğuştan ya da sonradan geçirilen bir hastalıkla ilgili de olabiliyor. Birden ya da yavaş gelişen işitme kayıpları görülebiliyor. Yavaş yavaş geliştiği durumlarda baştan anlaşılmıyor. Çocukta eğer böyle bir sorun varsa, özellikle gürültülü ortamlarda dikkati dağılmaya başlıyor. Okula giden çocuk, öğretmenini takip edemiyor, arkadaşlarının ne söylediğini anlayamıyor. Bu nedenle, aileler çocuklarında okul başarısının düşmesi, arkadaşları ile uyumsuzluk gibi durumlarda işitme kaybı olabileceğini de akıllarına getirmeli. Böyle durumlarda çocuklarda davranış problemi de olabildiğinden psikiyatr desteği gerekebiliyor."

Prenses Yapboz Kitabı

Çocuklara prenseslerin eğlenceli dünyasının kapısını aralayan "Prenses Yapboz Kitabı", Prenses Parıltı’nın küçük kız kardeşi Prenses Çobanpüskülü için ormanda düzenlediği sürpriz doğum günü partisini anlatıyor. Prenses Çobanpüskülü hayatının en güzel gününü yaşıyor. İş Kültür Resimleyen: Carol Lawson

Güz Sanat

İzmir’de Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ilk tiyatro ve drama kursu olan Güz Sanat’ta, okul çağındaki ve okul öncesi dönemdeki çocuğunuz için yaratıcı drama çalışmalarının yanında resim, tiyatro, müzik, diksiyon ve yazarlık eğitimleri de veriliyor. Bu çalışmalar, çocuklarınızı çok eğlendirecek ve geliştirecek.Ayrıntılı bilgi için: (232) 247 75 75

Pi Atölye

Pi Atölye, hobi çalışanlarına yeni yaklaşımlar kazandırmayı hedefliyor. Atölyede eğitmenlerle en fazla 6 veya 8 kişi ile aynı anda çalışacak ve keyifli dakikalar geçireceksiniz. Hedef ve motivasyon teşkil edecek ve yıl sonunda yapılacak sergiler. Ayrıntılı bilgi için: (212) 236 68 53

Ağustos çılgınlığı başlıyor

Çocuklara renkli bir dünyanın kapılarını açan Joker/Maxitoys mağazalarında yarın "Ağustos Çılgınlığı" fırtınası başlıyor. Bebek ve çocuklara yönelik zengin ürün yelpazesine sahip Joker/Maxitoys mağazalarında yüzlerce ürün çılgın fiyatlarla satışa sunuluyor. Kampanyada, yeni eğitim öğretim dönemi öncesi kırtasiye, okul araç gereçleri ve tekstil ürünlerinde de önemli fırsatlar var. 31 Ağustos tarihine kadar geçerli olacak "Ağustos Çılgınlığı" fırtınasından faydalanmak için Joker/Maxitoys’un 17 mağazası ve www.joker.com.tr adresi ziyaret edebilirsiniz.
Yazarın Tüm Yazıları