Ankara’lı çiftçi fakirleşti göç nedeniyle çevre köyler boşaldı
Güncelleme Tarihi:
İpek ARIOĞUL
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2007 00:00
CHP’nin Ankara 2. Bölge milletvekili adayı olan Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, tarımla uğraşanların giderek fakirleştiğini, Nallıhan’dan Akyurt’a Ankara ve çevresindeki köylerin boşaldığını belirtti. Günaydın, köylerdeki gençlerin işsizlikten kente göç ettiğini, burada çok kötü şartarda yaşadığını belirterek, "Köylerde yaş ortalaması 70. Gençler hasat zmaanı gelip, ürünü satıp gidiyor" dedi.
ZİRAAT Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, son dört yıldır iç ticaret hadlerinin tarım aleyhine geliştiğini, tarımla uğraşanların giderek fakirleştiğini belirterek, "Ankara ve çevresinde de köyler boşaldı. Tarım bitme noktasında" dedi.
CHP’nin Ankara 2. Bölge milletvekili adayı olan Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Günaydın, Ankara Hürriyet’e yaptığı açıklamada kuraklık ve iktidarın yanlış politikaları nedeniyle Ankara ve çevre ilçelerde tarımın bitme noktasına geldiğini açıkladı. Seçim öncesi Nallıhan, Kalecik, Beypazarı, Akyurt gibi ilçe köylerini gezen Günaydın, köylerin işsizlikten boşaldığını, yaş ortalamasının 70’e yükseldiğini belirterek, şunları kaydetti:
GENÇLER HASATA GELİYOR
Türkiye’de 20 milyon yoksulun önemli miktarı kırsal alanda yaşıyor. Bu, Cumhuriyet döneminde görülmemiş bir köyden kente yol açıyor. Kentsel ve kırsal alan arasında uçurum var. Hatta kentte Pursaklar ile Çayyolu arasında bile bir uçurum söz konusu. Kente gelenler çok kötü koşullarda, büyük bir fakirlik içinde yaşıyor. Köyde kalanlar ise genelde yaşlılar oluyor. Gençler, hasat zamanı geliyor, ekilenleri biçip satıyor, şehre dönüyor. İnsanların ilk sorunu işsizlik. Zamanında gereken önlemler alınmadığı için bu seneki kuraklık da sıkıntılara tuz biber ekti.
HUBUBAT, ŞEKERPANCARI, SEBZE
Ankara ve çevresinde dört tarımsal faliyet sürdürülüyor. Hububat, şekerpancarı, meyve-sebze ve hayvancılık. Hububat üretimi sulama yapılamadığı için azaldı. Şekerpancarı ise ekilemiyor, çünkü her yıl kotalar daraltılıyor. Sebze-meyve ise daha çok Ayaş, Beypazarı, Nallıhan koridorunda, sulanabilen çok kısıtlı alanlarda yapılabiliyor. Hayvancılıkta ise etin maliyetinin karşılanamaması, süt fiyatlarının düşük olması hayvancılıkla uğraşan köylüyü vurdu. Orman köylüsü zaten hep fakir.
YATIRIM VE PAZARLAMA EKSİKLİĞİ
Tarım sektöründe büyük sıkıntı var. Son 4-4.5 yıldır bu insanlar ürettiklerine ya alıcı bulamadılar. Ya girdiler arttığından, ya da yatırım, örgütlenme ve pazarlama eksiğinden dolayı insanlar işsiz kaldı. Bu sene yaşanan ciddi kuraklık da üretimi müthiş zorladı. Fiyatlarda da önemli farkılıklar yaşanıyor. Köyde 150 milyona satılan domates, 70 kilometre yol gelince Ankara’da 1 milyona satılıyor. Kötü bir eski zaman filmi çekiliyor sanki.
Pazarlarda ve halde gıda denetimi yok
ZİRAAT Mühendisleri Odası Başkanı Günaydın, kent pazarları ile Ankara Hali’nde hiçbir gıda denetimi olmadığına, buralarda ziraat mühendislerinin mutlaka denetim yapması gerektiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti: "Ankara Hali’nde hiçbir gıda denetimi yapılmıyor. Buraya giren ürünü denetleyecek, hormonu olup olmadığına bakacak bir laboratuvar yok. Pazarlarda ise sadece zabıta görev yapıyor. Vatandaşın, aldığı ürünün içinde ne olduğunu bilmeye hakkı var. "
GÜNAYDIN, "Genetiği Değiştirilmiş Ürünler" (GDO) konusunda da bir denetim olmadığını, bebek mamasından helvaya, hazır çorbadan baklavaya Türkiye’de yaklaşık 800 ürün yelpazesinde genetiği GDO kullanıldığını belirtti. ABD’de bir üründe 1000’de 9’dan fazla GDO hammaddesi varsa "Dikkat GDO’lu hammadde" uyarısı yer aldığını belirten Günaydın, Türkiye’de böyle bir uyarı yapılmadığını, GDO’lu ürünlerin serbestçe Türkiye’ye girdiğini ifade etti. Günaydın, "Tüketici malesef aptal yerine konuyor" diye konuştu.
CHP’nin Ankara 2. Bölge milletvekili adayı olan Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Günaydın, Ankara Hürriyet’e yaptığı açıklamada kuraklık ve iktidarın yanlış politikaları nedeniyle Ankara ve çevre ilçelerde tarımın bitme noktasına geldiğini açıkladı. Seçim öncesi Nallıhan, Kalecik, Beypazarı, Akyurt gibi ilçe köylerini gezen Günaydın, köylerin işsizlikten boşaldığını, yaş ortalamasının 70’e yükseldiğini belirterek, şunları kaydetti:
GENÇLER HASATA GELİYOR
Türkiye’de 20 milyon yoksulun önemli miktarı kırsal alanda yaşıyor. Bu, Cumhuriyet döneminde görülmemiş bir köyden kente yol açıyor. Kentsel ve kırsal alan arasında uçurum var. Hatta kentte Pursaklar ile Çayyolu arasında bile bir uçurum söz konusu. Kente gelenler çok kötü koşullarda, büyük bir fakirlik içinde yaşıyor. Köyde kalanlar ise genelde yaşlılar oluyor. Gençler, hasat zamanı geliyor, ekilenleri biçip satıyor, şehre dönüyor. İnsanların ilk sorunu işsizlik. Zamanında gereken önlemler alınmadığı için bu seneki kuraklık da sıkıntılara tuz biber ekti.
HUBUBAT, ŞEKERPANCARI, SEBZE
Ankara ve çevresinde dört tarımsal faliyet sürdürülüyor. Hububat, şekerpancarı, meyve-sebze ve hayvancılık. Hububat üretimi sulama yapılamadığı için azaldı. Şekerpancarı ise ekilemiyor, çünkü her yıl kotalar daraltılıyor. Sebze-meyve ise daha çok Ayaş, Beypazarı, Nallıhan koridorunda, sulanabilen çok kısıtlı alanlarda yapılabiliyor. Hayvancılıkta ise etin maliyetinin karşılanamaması, süt fiyatlarının düşük olması hayvancılıkla uğraşan köylüyü vurdu. Orman köylüsü zaten hep fakir.
YATIRIM VE PAZARLAMA EKSİKLİĞİ
Tarım sektöründe büyük sıkıntı var. Son 4-4.5 yıldır bu insanlar ürettiklerine ya alıcı bulamadılar. Ya girdiler arttığından, ya da yatırım, örgütlenme ve pazarlama eksiğinden dolayı insanlar işsiz kaldı. Bu sene yaşanan ciddi kuraklık da üretimi müthiş zorladı. Fiyatlarda da önemli farkılıklar yaşanıyor. Köyde 150 milyona satılan domates, 70 kilometre yol gelince Ankara’da 1 milyona satılıyor. Kötü bir eski zaman filmi çekiliyor sanki.
Pazarlarda ve halde gıda denetimi yok
ZİRAAT Mühendisleri Odası Başkanı Günaydın, kent pazarları ile Ankara Hali’nde hiçbir gıda denetimi olmadığına, buralarda ziraat mühendislerinin mutlaka denetim yapması gerektiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti: "Ankara Hali’nde hiçbir gıda denetimi yapılmıyor. Buraya giren ürünü denetleyecek, hormonu olup olmadığına bakacak bir laboratuvar yok. Pazarlarda ise sadece zabıta görev yapıyor. Vatandaşın, aldığı ürünün içinde ne olduğunu bilmeye hakkı var. "
GÜNAYDIN, "Genetiği Değiştirilmiş Ürünler" (GDO) konusunda da bir denetim olmadığını, bebek mamasından helvaya, hazır çorbadan baklavaya Türkiye’de yaklaşık 800 ürün yelpazesinde genetiği GDO kullanıldığını belirtti. ABD’de bir üründe 1000’de 9’dan fazla GDO hammaddesi varsa "Dikkat GDO’lu hammadde" uyarısı yer aldığını belirten Günaydın, Türkiye’de böyle bir uyarı yapılmadığını, GDO’lu ürünlerin serbestçe Türkiye’ye girdiğini ifade etti. Günaydın, "Tüketici malesef aptal yerine konuyor" diye konuştu.