ANAP'tan DYP'ye birleşme önerisi

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

ANAP Genel Başkan Yardımcısı Agah Oktay Güner'le cumartesi günü ilginç bir sohbet yapıyorum.

Güne dikkat edin.

Cumartesi günü.

ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Türkmenistan ziyareti için yurtdışında bulunuyor.

BAŞKAN VEKİLİ

Onun yerine Agah Oktay Güner vekalet ediyor.

Yani benimle konuştuğu gün, bir anlamda genel başkan şapkasını taşıyor.

Güner'le yaptığım konuşmanın tek cümlelik çarpıcı özeti şu:

ANAP Genel Başkan Vekili, DYP ve MHP'ye birleşme çağrısı yapıyor.

Bu ilginç konuşmanın ana hatlarını bizzat ağzından veriyorum.

Agah Oktay Güner, bu çağrısını 1998 yılı için bir istekte bulunarak dile getiriyor:

‘‘1998 yılı ANAP, DYP ve MHP'nin birleştiği yıl olmalıdır.’’

Evet, sözleri aynen böyle.

Ve devam ediyor:

‘‘Bunun yolu ANAP, DYP ve MHP arasında bir birlik tesis etmektir. Dikkat edilirse, bu üç partinin milli kültür politikaları, muhafazakârlık anlayışları, milli mukaddeslere bakışları, insan haklarına verdikleri değer arasında çok büyük yakınlık ve benzerlikler vardır. Ayrıca ekonomi politikası açısından bu üç parti, serbest piyasa ekonomisini, dışa açılmayı, özel sektör eliyle ekonomik kalkınmayı benimsemişlerdir. Azınlık hükümetleriyle, koalisyonlarla, yönetici kadrolar ne kadar güçlü olursa olsun siyasi istikrarı sağlamakta fevkalade zorlanıyoruz.’’

’98 KRİTİK

Güner, bu çağrıyı Türkiye açısından ‘‘kritik bir dönemde’’ yaptığını hatırlatıyor.

Çünkü Türkiye'nin 1998 yılında tarihi ölçüde önemli kararlar alması gerektiğini söylüyor ve ekliyor:

‘‘Bilen, bildiğini cesaretle uygulayan ve bunun bedelini ödemeye hazır, güçlü siyasi ekipler olmadan bu çetin işlerin başarılması mümkün değildir. Ayrıca hiç kimse kendisini aldatmasın, Türkiye'nin çok iyi yetişmiş insanı da zannedildiği kadar fazla değildir.’’

ANAP Genel Başkan Yardımcısı neye güvenerek bunları söylüyor. Acaba Genel Başkanı Yılmaz'ın bilgisi dahilinde mi konuşuyor?

Bu soruya cevabı şu oluyor:

‘‘Bu tamamen tabanın sesine, tabanın vicdanındaki talebe uygun bir düşüncedir. Ben bu düşüncenin 1998 yılında bir dalgakıran gibi siyasi gelişmelere yön vereceğine inanıyorum.’’

Ama herkes gibi o da, ANAP ve DYP içinde birçok kişinin, en azından şu aşamada böyle bir fikre karşı olduğunu biliyor. Böyle düşünenler hakkındaki görüşleri de şu:

‘‘Arkadaşlarımızın şahsi fikirlerine saygı duyarım. Tek başına iktidar olmak idealdir, ama siyaset ideal âleminde değil, gerçek planında yapılırsa netice verir. Ben bu değerlendirmeyi aynen sosyal demokratlar için de yaparım. Merkez sağ ve sosyal demokratlar aşiret çapında siyaset yapmaktan milli seviyede siyaset yapmaya geçmelidirler.’’

KUYUDAN ÇIKARIR MI

Bu konuşmanın zamanlamasına dikkat ediyorum.

Bir yanda, Başbakan Mesut Yılmaz'la CHP Genel Başkanı Deniz Baykal arasındaki polemik giderek sertleşiyor.

Bir yanda DYP Genel Başkanı Çiller'in anayasal kurumlara karşı açtığı savaş kızışıyor.

Askerler dün Çiller'e, kendisini ‘‘snobe’’ ederek sert bir cevap veriyorlar.

İşte böyle bir dönemde geçen hafta DYP'li Ayvaz Gökdemir, ANAP'a üstü örtülü bir çağrı yapıyor. ‘‘Hükümetten ayrılın, uzlaşalım’’ diyor.

Ama ortada ciddi bir sorun var.

Acaba Başbakan Yılmaz, ocak ayındaki Parsadan kararı ile, şubat ayında yeniden gündeme gelecek olan mal varlığı olayı sonuçlanmadan DYP ile birleşme işareti verir mi?

Yani, Çiller'in bir kere daha ‘‘Kuyudan çıkarılmasına’’ izin verir mi?

İşte Türkiye'nin acıklı hali bu. Mesele geliyor geliyor, bir iki siyasetçinin kadrine takılıp kalıyor.

Arada olan ülkeye oluyor, ama bu kimin umurunda.



Yazarın Tüm Yazıları