Uğur Meleke

Koç ve Kartal’ın dar vizyonlarının bedeli

23 Nisan 2024
Süper Kupa’ya çıkmamayım, rotasyon yapayım derken F.Bahçe momentum kaybetti.

Sivas, büyükler için ligin zorlu sınavlarından. Geçen hafta Trabzonspor’la oynadıkları maçı izleyenler zaten Sivasspor’un dünkü stratejisini öngörmüşlerdir. Beş artı dört kişi, dokuzlu bir blokla doğru duruyorlar, kolay kolay pozisyonlarını yitirmiyorlar. Bordo-mavililer geçtiğimiz hafta topa yüz 71’le sahip olmalarına rağmen bu direnci kıramamışlardı. Sivas’ın diğer Anadolu takımlarından farkı, kuş sürüsü misali bir bütünlük içinde hareket etmeleri.

Ve temaslı oynamalarına rağmen kolay faule başvurmamaları. Dün ilk 45 dakikanın sonundaki faul sayıları fantastik: Fenerbahçeliler 6 kez faul yaparken, Sivas’ın faul sayısı 0’dı ilk yarıda.

BENZER STRATEJi

Sivas, ligde hem Galatasaray, hem de Fenerbahçe’ye puan kaybettirebilen tek takım. Benzer stratejiyle Beşiktaş ve Trabzon’a karşı da duvar örüp yendiler her iki ekibi. Ancak ben Fenerbahçe’nin esas probleminin son 1-2 aydaki momentum kaybı olduğunu düşünüyorum.

Ben bir Türk sporsever olarak hâlâ Fenerbahçe’nin Olympiakos deplasmanında maça Fred-İsmail-Ferdi’siz başlamasına ve rövanşta Fred-İrfan-Dzeko’nun erken çıkarılmasına anlam veremiyorum mesela. Ali Koç’un Avrupa’da final oynamış başkan, İsmail Kartal’ın finalist teknik adam apoletlerini takmak varken konsantrasyonlarının Sivasspor ya da Karagümrük olmasına inanamıyorum. Zaten Fred de perşembe akşamı oyundan çıkarılırken inanamamıştı bu vizyonsuzluğa. Zico, 2008’de Devler Ligi çeyrek final ilk maçı öncesi soyunma odasına girdiğinde “kupa için beş maçımız kaldı çocuklar” demiş Fenerbahçeli sporculara. İsmail Kartal’sa Fred’e saha kenarında bir Avrupa kupası hedeflemek yerine neden onu Sivas’a saklamak istediğini anlatıyordu!

ViZYON SiVAS MAÇI 

Ben Fenerbahçeli futbolcuların Urfa’daki Süper Kupa’yı oynamak istediklerine, Konferans Ligi’nde de yarı finale çıkmayı hedeflediklerine eminim. Ancak Ali Koç ve İsmail Kartal’ın vizyonları Sivas’ta kazanmakla sınırlıydı belli ki. Süper Kupa’ya çıkmayayım, Olympiakos’a rotasyon yapayım derken momentum kaybetti Fenerbahçe takımı. Ve o dar vizyonun sonucudur bence sarı-lacivertlilerin şu an içinde bulunduğu durum.

Yazının Devamını Oku

Icardi’nin ufkunda Hagi’yle Alex var

22 Nisan 2024
1990’lar Hagi’nin, 2000’ler Alex’in yıllarıydı, 2020’ler de Arjantinli’nin seneleri olacak gibi.

Pendikspor, Ivo Vieira döneminde bir sporsever için daha fazla seyretmeye değer bir takımdı. Topu talep ediyorlardı, büyük takım davranışı gösteriyor, iyi oyunla kazanmaya çalışıyorlardı puanları. Zaten Pendikspor’un bu sezon hanesinde yazan 30 puanın 22’sini Vieira kazandı; hem de Beşiktaş, Kasımpaşa, Adana Demir ve Samsun gibi iyi takımları yenerek... Ligin devre arasında Thiam ve Umut transferleri yapılınca takımını 4-4-2 oynatmaya başladı, üstelik genç Erencan’ı da kesmedi. Vieira’lı 19 müsabakada 6 galibiyeti var Pendik’in. Vieira’sız 14 maçtaysa tek bir galibiyetleri var (İstanbulspor’a karşı 90+7’de geldi o da). Vieira’yı kim beğenmeyip gönderdiyse o çok iyi anlıyor belli ki futboldan!

ÜZÜLMEZ’iN ÖNCELiĞi MÜCADELE

İbrahim Üzülmez’inse önceliği mücadele. Pendik’i sert ve temaslı oynayan bir takıma dönüştürdü. Dün de maça temaslı başladılar, Galatasaray’ı 30 dakika boyunca yıprattılar ikili mücadelelerde. Ancak 30’da bir uluslararası yıldız girdi devreye: Mauro İcardi... Galatasaray’ın ikinci-üçüncü bölge geçişinde sıkıntı yaşadığını görünce derine gelerek oynamaya başladı Arjantinli. 30’la 40 arası Galatasaray’ın maçta üstünlük kurma ve hatta fişi çekme sebebi, İcardi’nin santrfor rahatlığını bozup, derinde oyun kurucu rolüne bürünmesi.

67 MAÇTA 70 GOLE KATKI YAPTI

Maçın ilk golünü o attı ama öncesinde pozisyonu orta sahadan hazırlayan da kendisiydi. İkinci golde de korneri kazandıran yine İcardi idi. Eğer yanlış hesaplamıyorsam, İcardi’nin Galatasaray’la iki sezonda 67 resmi maçta toplam 70 gol katkısı oldu (50 gol, 20 asist). Bu istatistik, Hagi seviyesi-Alex seviyesi. İcardi’nin Galatasaray’la 3 yıl daha kontratı olduğu ve enerjisini ekonomik kullanmayı çok iyi bildiği hesaba katılırsa, Arjantinli’nin beş senenin sonunda Türk futbolunda Hagi ya da Alex gibi müstesna bir yer edinmesi olası.

Hep söylerim, Türk futbolunda 90’lar Hagi’nin yıllarıydı. 2000’ler Alex’in. İcardi bu performans seviyesini korur ve Galatasaray’la mevcut kontratını tamamlarsa, 2020’leri de İcardi seneleri olarak anmamız hiç uzak bir ihtimal değil.

Yazının Devamını Oku

Mendilibar’ın aklı Aston Villa'daydı, İsmail Kartal'ın aklı Sivas'taydı

20 Nisan 2024
Türk futbolunun kronik sorunlarından biri perşembe akşamı devreye girdi: Kendi kozamızın içine sıkışmışız. Bu kozayı koskoca bir galaksi zannediyoruz. Süper Lig şampiyonluğunu bir Avrupa Kupası’nın önüne koymak ancak Türklerin yapacağı türden bir şey. Lig kupasından her sene bir tane daha veriliyor, ancak 68 senelik UEFA kupaları tarihinde Türk futbolunun yarı final sayısı sadece 3 (yazıyla üç).

Olympiakos’la Fenerbahçe kalite olarak birbirinden olağanüstü uzak takımlar değil. Evet, sarı lacivertli kadro belki birkaç tık daha kaliteli ama arada bir sınıf farkı var diyemeyiz. Yani Olympiakos rotasyonlu bir kadroyla Fenerbahçe’yi geçemeyeceği gibi, temsilcimizin de as/yedek karışımı kadrosu Yunan ekibini eleyemez. Bence bu turun sonucunu zaten kalite farkı değil, iştah ve niyet farkı belirledi.

1- ALi KOÇ’UN GÜNDEMi SÜPER KUPA

Fenerbahçe Kulübü, ilk günden beri Avrupa Konferans Ligi çeyrek finalinden çok Süper Kupa kurgusuna ve lige odaklı göründü. Ben futbolcuların önceliğinin bu olduğunu düşünmüyorum, onlar hem Süper Kupa finalini oynamak hem de Avrupa’da devam etmek istiyorlardı. Ancak başkan Ali Koç başta olmak üzere Fenerbahçe yönetimi, kulübün gündemini maalesef saha içinden çok saha dışına kanalize etti.

2- KARAGÜMRÜK-SiVASSPOR HATTI

Olympiakos'la oynanan ilk maça İsmail Kartal’ın Fred-İsmail-Ferdi’siz başlaması da konsantrasyonun nerede olduğunun kanıtı. Olympiakos maça en güçlü kadrosuyla ve yüzde yüzle çıkmış. Kartal’sa kadrosunu ekonomik kullanmaktan ve Karagümrük maçından bahsediyor! Benzer bir durum İstanbul’daki rövanşta da yaşandı, normal sürenin sonlarına doğru oyundan çıkan üç star oyuncu da mutsuzdu. Fred adeta gözleriyle yalvarıyordu yarı finale çıkmak için. Ama Kartal’ın aklının bir kısmı maalesef Sivas’taydı.

3- OLYMPiAKOS’UN FANTASTiK TAKViMi

Fenerbahçe’nin takvimine değinmişken, Olympiakos’unkine de değinmek gerek. Yani Mendilibar’ın hangi koşullarda önceliği Avrupa’ydı, onu da bir hatırlamak lazım. Olympiakos, Yunan Ligi’nde liderin sadece 3 puan gerisinde şampiyonluk yarışı veriyor. Mendilibar iki ay önce göreve geldi. Bu iki ayda 6 Avrupa maçına çıktı. Ligde de PAOK, Panathinaikos ve AEK ile karşılaştı. Önlerinde Aston Villa ve PAOK’la iki, Panathinaikos ve AEK’le birer maç daha var. Yani üç ay içinde 8 Avrupa maçı, 7 de derbi oynamış olacaklar. Ama hâlâ Fenerbahçe maçına yüzde yüz konsantre durumdaydılar. As kadroyla çıktılar. 120 dakika savaştılar.

30 YAŞIN ALTINDAKi TÜRKLER SADECE BiR KEZ AVRUPA YARI FiNALi GÖRDÜ

Yazının Devamını Oku

Tur değişikliklerden sonra gitti

19 Nisan 2024
Dzeko, İrfan Can ve Fred’siz takım daha renksizdi ve Olympiakos’u ortak etti oyuna.

Fenerbahçe-Olympiakos eşleşmesini ilk 60, sonraki 120 ve uzatmalardaki 30 dakika olarak üç parçada ele almamız gerek. Pire’deki ilk 60 dakikada sahada adeta tek bir takım vardı, o da Olympiakos’tu. Kartal’ın Fred-İsmail’i kulübede oturtup maça Krunic-Zajc’la girmesi, kâbus gibi bir devre oynanmasına rağmen ikinci yarıya da bu ikiliyle başlaması büyük bir hataydı. Yunanistan’da 60’ta İsmail-Fred girdikten sonra Fenerbahçe bu eşleşmeye dahil oldu adeta. Sarı-lacivertlilerin 3-0 geride başladığı, üstelik de bu dezavantajı çözmek için yalnızca 120 dakikasının olduğu bir tura dönüştü bu.

KONTROLÜ HiÇ BIRAKMADI AMA... 

Ferdili-Fred’li-İsmail’li sonraki 120 dakikada iki takım vardı artık sahada. Pire’de 60’ta rüzgârı kendi lehine çeviren sarı-lacivertli temsilcimiz, dün gece normal sürenin bitimine kadar hemen hemen hiç bırakmadı kontrolü. Sebebi de basitti: Olympiakos’un oyun ve oyuncu yapısı topa muhtaç. Çift santrforla (El Kaabi ve Jovetic’le) ve iki hücumcu kanatla (Fourtounis- Masouras/Podence) oynuyorlar. Arkalarındaki Chiquinho da aslında bir on numara. Bu kaliteli ön grup, topa sahip olduğunda herkese problem çıkarabilir.

Ama meşin yuvarlağı siz talep ederseniz, siz önde baskı yaparsanız, siz cesur olursanız topsuz oyunu kusursuz oynayabilecek bir takım değil Olympiakos. Fenerbahçe dün maça as kadroyla çıktı, 90 dakika boyunca büyük takım davranışı gösterdi, topu talep etti, o yüzden de adeta 3 sayı geride başladığı eşleşmeyi uzatmalara taşımayı başardı zaten.

BiRi YA DA iKiSi KALAMAZ MIYDI?

Dün normal süre 1-0 sonuçlandıktan sonra ise apayrı bir müsabaka başladı Kadıköy’de. Sarı-lacivertliler daha yorgun gözüktüler bu son otuz dakikada. Daha kopuk bir futbol vardı sahada. Üçü de üzgün bir biçimde oyundan çıkan Dzeko, İrfan ve Fred’siz takım daha renksizdi ve Olympiakos’u ortak etti oyuna. Bu futbolcuların hiç olmazsa biri ya da ikisi acaba 120 dakikayı tamamlayamazlar mıydı? Fred’in çıkmak istemediği netti vücut dilinden. Zira onlar sahadayken hem Fenerbahçe daha iyi oynuyordu, hem de penaltılarda kalitelerine ihtiyaç duyuldu bu isimlerin.

Yazının Devamını Oku

Zico'nun vizyonuna dönülmeli

18 Nisan 2024
“4 maç kaldı” dedi Brezilyalı teknik adam soyunma odasında futbolcularına coşkuyla. “Şampiyonlar Ligi finaline 4 maçımız kal dı. Sekiz müsabakayı başarıyla geçtiniz, kalan 4 müsabakayı da coşkuyla oynamak ve Moskova’daki finale gitmek hedefimiz”.

Bundan 16 sene önce Fenerbahçe, Brezilyalı vizyoner futbol adamı Zico yönetiminde kulüp tarihindeki ilk ve son Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline çıktı. O günkü Fenerbahçe kadrosu kaliteli bir oyuncu grubuydu ama bugünkü kadar derinliği olduğunu da düşünmüyorum doğrusu. İlk 11’de Maldonadolar, Önderler, Vedersonlar, Uğurlar gayet iyi iş çıkarıyorlardı, kulübede de Semih’i, Yasin’i, Colin Kazım’ı vardı Zico’nun. Ama Brezilyalı teknik adamın vizyonu netti, Lampard’lı, Ballack’lı, Terry’li, Essien’li, Drogba’lı Chelsea’yi elemek.

KONUŞTU, TÜYLER DİKEN DİKEN OLDU

O günlerde Fenerbahçe yardımcı antrenörü olan değerli futbol adamı dostum Önder Özen’den dinlemiştim: “Zico soyunma odasına girip konuşmasını yaptığında hepimizin tüyleri diken diken olmuştu. Ben bile o anda sahaya çıkıp tutabilirdim Lampard’ı! Kendisinin futbolculuk döneminde FIFA Kulüpler Kupası finalinde Liverpool’u nasıl yendiklerini anlattı çocuklara. Ve siz de Chelsea’yi yeneceksiniz dedi”

TERİM'LE ZICO'NUN SIRRI AYNIYDI

Galatasaray, UEFA Kupası’nı kazanma yolculuğunu yaparken birçok maçta stattaydım. F.Bahçe’nin de Şampiyonlar Ligi 2008 çeyrek final maçlarını yerinde izledim. Terim’le Zico’nun sırrı aynıydı. Öncelikleri o günkü Avrupa maçıydı. Ve tüm maçları kazanmak için çıktılar. Zico’lu F.Bahçe, 2 Nisan 2008’de İstanbul’da Chelsea’yi de çok iyi bir oyunla yendi. Londra’da da maçın sonlarında biraz şanslı olsalar uzatmalara götüreceklerdi eşleşmeyi. Çünkü hedefleri buydu. Hafta sonu ligde oynayacakları Karagümrük maçını değil, Chelsea’yi elemeyi düşünüyorlardı sadece. O vizyonu da ortaya koyan adam Zico’ydu.

OLYMPIAKOS ELENMEYECEK TAKIM DEĞİL

Olympiakos, Fenerbahçe için elenmeyecek bir rakip değil. Mendilibar ilk maça son derece cesur bir 11 çıkardı: İki santrfor Jovetic-El Kaabi, iki hücumcu kanat Masouras-Fourtounis’in arkasında bir de Giresunspor’dan 10 numara olarak tanıdığımız Chiquinho vardı. Bu hücumcu ekip, top ayağında olursa etkili. Hücum pres yaparsa etkili. Zaten ilk bir saatte de o yüzden skoru 3-0’a taşıdılar.

FENERBAHÇE ÇOK KOLAY GOL ATABİLİR

Yazının Devamını Oku

Bu bir Okan Buruk başyapıtı

16 Nisan 2024
Galatasaray teknik direktörü devre arasında yaptığı hamlelerle maçın yıldızı oldu. 

Alanyaspor, Süper Lig’in müstesna takımlarından. Fatih Tekke ile Aralık’tan beri oynadıkları 19 maçın sadece üçünde mağlup oldular. Beşiktaş’ı ve Trabzon’u oyun farkıyla yendiler, Fenerbahçe’yi durdurdular. Bunların hiçbiri boşuna değildi, zira tarif edilebilir bir oyun anlayışları var. Özellikle rakiplerinin tamamlayamadığı hücumlarda topu hızla iki taç çizgisine çıkarıyor ve etkili geçişler yakalıyorlar. Bu geçişlerde açıklar Yusuf ve Oğuz başroldeler. Bence Euro 2024 uçağı için de aday bu iki genç adam, dün de takımlarının hücumda kalbiydiler. Özellikle ilk 45’te Victor Nelsson üç ayrı pozisyonda durdurdu kanat akınlarını. Ancak ikinci yarının başlangıcıyla birlikte Okan Buruk çok doğru hamleler yaptı oyuna. Kanatlardaki 4 rolün üçünü yeniledi, yeni sağ kanat Kaan-Ziyech ve yeni sol çizgi Köhn-Barış oyunun akışını değiştirdiler tamamen. Tek devrede iki bekin asist, iki açığın gol katkısı vermeleri zaten yaptığı doğru hamlenin canlı kanıtı.

NELSSON DURUM 0-0’KEN KRiTiK MÜDAHALELER YAPTI

Hamlelerıyle maçın yıldızı olan Okan Buruk’un yanına günün iyileri olarak birkaç isim daha eklemek mümkün: Nelsson, durum 0-0’ken yaptığı kritik müdahalelerle ön plana çıktı. İlk 45’te durağan görünen Kerem Demirbay, ikinci devrede üçüncü bölgeye peş peşe etkili girişlerle yine galibiyette önemli rollerdendi. 56’da ilk golde topu o getirdi, 58’de de bir kafası çizgiden çıkarıldı. Mertens her zamanki gibi her olumlu atağın içinde.

KENARDA SAKiN KALMAK ÖNEMLi

Son bir parantezi de Alanyaspor’un başarılı hocası Fatih Tekke için açmak gerek. Eğer Süper Lig’de resmi bir ‘yılın teknik direktörü’ ödülü olsaydı, muhtemelen sezon sonunda 5 adaydan ikisi ellerindeki kısıtlı kadrolardan maksimum verim alan Markus Gisdol ve Tekke olabilirlerdi. Ancak çıkıştaki kariyerine çok saygı duyduğum Fatih Tekke’ye bir hatırlatma yapmak isterim: Kenarda sakin kalmak, yani öfke yönetimi de teknik direktörlüğün bir parçası.

TEKNiK ALANI 7-8 METRE TERK ETTi 

Maçın kaderine tesir etmekten çok uzak bir ofsayt itirazı için teknik alanını 7-8 metre terk edip yardımcı hakemin yanına gitmesi ve 18’inci dakikada atılması lüzumsuz.

Yazının Devamını Oku

Dokuz buçuk numara Dzeko

15 Nisan 2024
F.Bahçeli futbolcu, Kane’in Tottenham’da Rooney’nin ManU’da oynadığı rolü üstlendi.

Dün Olimpiyat Stadı’ndaki iki perdeli bir maç izledik. İlk 45’te işler Karagümrük’ün istediği gibiydi, Fenerbahçe’nin tamamlayamadığı hücumlarda başarılı geçişler yaptılar. İki kez Can’la, bir kez de Güven’le yarattıkları pozisyonlardan bir gol çıkardılar. Bu noktada Tolunay Kafkas’ı da tebrik etmek lazım; Şota’nın yarattığı toz bulutundansa Alpaslan Erdem’in denemiş/başarmış modeline döndü. Solda Levent-Mendes’li, sağda Can’lı, önde Eysseric-Güven’li model, Karagümrük’ün kalan 6 haftada ligde kalma şansını artırır.

MiCHY BATSHUAYi GiRiNCE YAPBOZ TAMAMLANDI

İkinci perdedeyse daha etkili bir Fenerbahçe vardı sahada. Sebebi de çok basit: Dzeko haftalardır çok derine gelerek adeta oyun kurucu gibi oynuyor. Kane’in Tottenham’da, Rooney’nin ManU’da oynadığı “dokuz buçuk numara” rolü gibi bu stil. Ancak bu stilde bir dokuz buçuk numarayla oynuyorsanız, bir de onun yarattığı fırsatları değerlendirecek golcüye ihtiyacınız var. 46’da Batshuayi girince yapboz tamamlandı ve sonuç geldi Fenerbahçe için.

HAKEMiN YERLiSi-YABANCISI YOK, iYiSi-KÖTÜSÜ VAR 

Bir parantezi de yabancı VAR uygulamasına açmak lazım.

1- Futbolcunun, hocanın veya hakemin yerlisi-yabancısı yok, iyisi-kötüsü var. Eğer Portekiz’den-İspanya’dan elit seviye hakem getireceksek faydası olur. Ama dünkü VAR Narciso, bu sezon Avrupa’da sadece ön elemelerde görev yapmış. Bugün Alanya-Galatasaray maçında VAR’da oturacak Melo’nun da Avrupa’da yine ön elemede tek bir maçı var. Portekiz’in orta sınıf hakemlerini getirmek için miydi bütün bu gürültü?

2- TFF, resmi açıklamasında yabancı VAR’lara “kritik maçlarda” görev vereceğini bildirmiş. Peki Ankaragücü-Gaziantep kritik de, Pendik-Başakşehir veya Hatay-İstanbul değil mi diye bir soru işareti yarattı tabii bu konu. Oysa o “kritik” sözcüğü kullanılmasaydı, her hafta 3 maçta yabancı VAR görevlendirilecek dense daha sağlıklı olurdu. 

3- Sahi hakem performanslarını ölçmek için bir ihtiyar heyeti kurulmuştu, ne oldu onlara? İçinde Karlsson (74), Snoddy (69), Young (67), Larsen (68) olan o heyetin çoğu yeşil sahada maç yönetirken geri pas serbestti! VAR dönemiyle hiçbir alakaları da olmadı tabii yaşları itibariyle.

Yazının Devamını Oku

Beşiktaş’ın önünde Polonya gerçeği vardı

14 Nisan 2024
Siyah beyazlı yönetim, Fernando Santos’la yollarını ayırarak hem bu yılı hem de geleceği kurtarma adına doğru bir hamle yaptı.

Beşiktaş’ın geçen hafta Başakşehir’e karşı ortaya koyduğu performans, siyah beyazlı taraftarları pek tatmin etmemişti haliyle. Beşiktaş sahaya 5 forvet özellikli oyuncuyla çıkmış ama üçüncü bölgeye baskıya hiç gitmemiş, oyunu tamamen kendi yarı alanında kabul etmişti. Başakşehir topa yüzde 70’le sahip olmuş, 1-0’dan sonra oyunu tamamen domine etmiş, sonunda da geliyorum diyen gol gelmişti.

YiNE BiR FERNANDO SANTOS KLASiĞi

Başakşehir’deki görüntü iki gerekçeyle problemliydi: Hem Beşiktaş’ın önlem alan değil aldıran taraf olma geleneği açısından sıkıntılıydı o oyun. Hem de sahaya bu kadar çok ofansif özellikli futbolcuyla çıkıp onlara yarı sahayı geçirtmemek mantıksızdı. Santos, Samsun önünde ya oyuncuları ya da oyunu değiştirmeliydi.

Oyuncuları büyük ölçüde değiştirmedi. Ama ilk devrede oyunda farklılıklar vardı bu kez. İlk 45’te ön alana daha kalabalık giden ve daha çok deneyen Beşiktaş, golü de buldu bu mantaliteyle. Ancak ikinci yarının başlamasıyla bir Fernando Santos klasiği izledik yine. Emre’nin golüne kadar, yani 46 ile 68 arası topla yüzde 60 oynayan ve daha çok risk alan Samsunspor hak ederek buldu beraberlik sayısını.

GÖREVE GETiRiLMESi HATAYDI

Beşiktaş’ın sabit fikirli ve tek planlı Santos’u göreve getirmesi zaten büyük bir hataydı. Bu hatadan geç de olsa dönüldü. Santos, son görevinde Polonya’yla Euro 2024 elemelerinde felaket bir performans göstermiş, Moldova ve Arnavutluk’a yenilmiş, Faroe’yi ancak 75’te bir penaltıyla çözebilmişti. Santos’u gönderen Polonya’nın kaderi o gün değişti ve sonrasında iyi sonuçlarla Euro 2024 vizesi almayı başardılar. Beşiktaş da Santos’la yollarını ayırarak hem bu yılını hem de gelecek sezonunu kurtarma adına doğru bir hamle yaptı bence.

Yazının Devamını Oku