Mustafa Aslan ve Hasan Küçükkurt

SİVİL toplum kuruluşlarında “nöbet değişim” mevsimi yaşanıyor.

Haberin Devamı

 

Pandemi nedeniyle ertelenen seçimler genel kurulların serbest bırakılması ile arka arkaya yapılmaya başlandı.
Geçen hafta ESİAD’daki değişimden söz etmiştik.
Bu defa EGİAD ve İZSİAD yönetimleri yenilenme bilgisini paylaşmak istiyoruz.
Ege Genç İş İnsanları Derneği’nde (EGİAD) Mustafa Aslan ve yönetimi, görevi Avni Yelkenbiçer ve ekibine devretti.
EGİAD, unvanında yazan “gençliği” her zaman avantaja dönüştürmüş ve olumlu anlamıyla sinerjinin, ufuk açıcı projelerin, sosyal sorumluluğun simgesi olmuş bir dernektir.
Her dönem birbirinden başarılı yönetimleri ile dernek çizgisini hep yukarıya taşımışlardır.
Mustafa Aslan’ın dönemine dair devir genel kurul sunumunda üç yıl içinde 253 faaliyetin gerçekleştirildiğini öğrendik.
Çok sayıda eğitim programları, söyleşiler, paneller, sosyal sorumluluk etkinlikleri, gerek uluslararası ilişkiler gerekse Danışma Kurulu, komisyon ve muhtelif ortak toplantılarla bu neviden bir dernek yöneticiliğinin ancak bu konsantrasyonda “iş” edinilirse başarılı olabileceğinin göstergesiydi.
Derneğin “EGİAD Melekleri” projesi ile genç yatırımcıları özendirmelerine ve “EGİAD Think Tank” adıyla oluşturdukları yapıda da son derece vizyoner çalışmalara imza attıklarına yine bu dönemde tanık olduk.
Özellikle kamuoyu ile paylaşılan Çin Raporu sayesinde bu ülkenin stratejik anlamda İzmir’i, limanlar marifetiyle ne denli yakından ilgilendirdiğini hepimiz idrak ettik.
Özetle; Mustafa Aslan yönetimi, İzmir sivil toplum dünyasında unutulmayacak bir iz bırakmıştır.
Tabii ki, bu görev bitmiştir, ama sivil toplum yarışında koşmaya devam edeceklerdir.
İZSİAD’da da Hasan Küçükkurt yeniden başkan seçildi.
Hasan Küçükkurt’u uzun uzadıya anlatmaya gerek yok.
O, sivil toplum dünyamızın her daim cömert, çalışkan, iyi kalpli yıldızıdır.
Hasan başkanın yönetimindeki İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İZSİAD) özellikle pandemi ve deprem süreçlerinde en ön saflarda yardım kampanyalarında etkin rol oynamıştır.
Hasan Küçükkurt’un karizmatik ve faydacı yönetim anlayışından İzmir yararlanmaya devam edecektir.
Küçükkurt’u ve yeni yönetimini de bu vesile ile kutluyoruz.

----

Balmumu sevdası

Haberin Devamı

İZMİR giderek bir gastronomi kenti oluyor.
Özellikle Urla ve Çeşme bölgelerinde her yönüyle kaliteyi gözeten üst düzey yeme-içme mabetlerinin sayısı artmaya başladı.
Buralarda kariyerini ispatlamış “şef”ler, genelde Akdeniz mutfağını esas alarak, geçmişten bugüne özel tatlara kendi katkılarını da koyarak müthiş sonuçlar elde ediyor.
Bilbao örneğinde olduğu gibi, yaşadığınız yerlere böylesi bir boyut eklediğinizde tüm dünyanın çekim merkezlerinden biri olabiliyorsunuz.
Pek tabii, İzmir hatta Ege Bölgesi’ni sadece “Yarımada” ile sınırlı varsaymak eksik olur.
Kent içinde tarihi nitelikte çok sayıda esnaf lokantaları kendi kulvarlarının şahikalarıdır.
Yine Ege kasabaları, bilenler için adeta “lezzet esareti” konumunda olurken, bilmeyenler için keşfettiklerinde bir “sürpriz şöleni”ne dönüşür.
Bu genel yazıyı bir somut öneri ile tamamlamak istiyoruz.
Kent içinde, Alsancak, Reyhan Pastanesi’nin karşı sokağında, sadece bir kaç masa ile hizmet veren bir “beş yıldız mabet” gizlidir.
Yerin adı “Balmumu”dur.
Sahibi ve tabii ki, şefi Ahmet Güzelyağdöken’dir.
Ahmet Bey, bu dünyayı takip edenlerin büyük usta sıfatıyla önünü iliklediği bir şeftir.
Onun lokantasında o gün ne uygun malzeme bulunursa o pişer.
Bazen Tire’nin unutulmaya yüz tutmuş bir yemeği, bazen dağlardan toplanmış bir kuzu göbeği, bazen de özel imalat peynirler, lakerdalar, mumlu havyarlar...
Ne diyelim, kent simgeleri sadece “Saat Kulesi” gibi yerlerden ibaret değildir.
Balmumu ve benzeri mekânlar, pamuklara sararak yaşatacağımız özel değerlerimizdir.

Yazarın Tüm Yazıları