Şimdi yerelde seneye ülkede

GEÇTİĞİMİZ hafta bu köşeden bir çağrı yaptım: Gelin Türkiye’yi 1 günde temizleyelim!

Haberin Devamı

Twitter ve Facebook sayfamdan da paylaştığım bu kampanya çağrısı milyonlarca kişiye ulaştı. Binlerce destek mesajı geldi. Sivil toplum kuruluşları, taraftar grupları, öğrenci kulüpleri ‘Biz de varız!’ dedi. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar Hoca, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç bunlardan sadece birkaçı. Benim temiz bir Türkiye geleceğine olan inancım bir kat daha arttı.

BİZDEN ÇOK ÇÖPÜ OLANLAR NASIL ÇÖZDÜ
Evet, çöp modern yaşamın kaçınılmaz bir parçası. Tükettiğimiz her ürünle sonuçta ‘çöp’ diyeceğimiz bir çıktı da üretiyoruz. Türkiye’de de son dönemde bu kadar çöp olmasının nedeni işte bu tüketim alışkanlıklarındaki değişim. Eskiden suyu çeşmeden içiyorduk, şimdi pet şişeden içiyoruz. Eskiden elimizi yıkıyorduk, şimdi ıslak mendil kullanıyoruz. Eskiden bisküviyi kilo ile alıyorduk şimdi minicik ambalajlarda alıyoruz... Listeyi uzatmaya gerek yok. Sorun bu ürünlerin tüketilmesi değil elbette. Öyle olsa tüm modern ülkeler çöpten geçilmezdi. Bizdeki sorun modern yaşamın tüketim kalıplarına uygun çevre bilincinin oluşmamış olması. Geri dönüşümden söz ediyorum.

Pek çok ülke, bir taraftan tüketim artarken çöpü azaltmanın yolunu arıyor. Ücretli poşet uygulaması bunun bir örneği. Ama bu yetmez. Asıl yapılması gereken çöpü kutuya atıp oradan ekonomiye geri kazandırmak. Bakın yukarıda saydığım ürünlerin hepsini geri dönüşüm ile ekonomiye geri kazandırılabilecek ürünler.

GERİ DÖNÜŞÜMLE ÇÖPTE SERVET VAR
Rakamlarla anlatayım. Expert Market hesaplamasına göre Almanya 106 milyon metreküp çöp üreterek Avrupa’da zirvede. Ama Almanya bu çöpü dağa taşa atmayıp geri dönüşümle ekonomiye geri kazandırdığı için her sene doğaya yalnızca 169 bin metreküp çöp kontrollü bir şekilde gidiyor. Peki biz ne kadar çöpü doğaya atıyoruz? Tam 33 milyon metreküp! Almanya bizden üç kat fazla çöp üretiyor ama doğaya attığı çöpe bakarsak bizdekinin yüzde 1’i bile değil. Size bir şey daha söyleyeyim, Almanya’nın yaptığını sadece çevreyi koruma çerçevesinde değerlendirmeyin. Çöpte servet var. Geridönüşümün ekonomik getirisi büyük. Yani biz hem çevreyi mahvediyoruz hem de ekonomiyi...

CİDDİ BİR MİLLİ MESELE DEMELİYİZ
İlk yapmamız gereken karşımızda ciddi bir milli mesele olduğunu kabul etmek. Rakamları yukarıda verdim. Almanya kadar nüfusumuz var ama Almanya’nın üçte biri oranında çöp üretiyoruz. Bu şu demek, önümüzdeki yıllarda Türkiye de kalkındıkça daha çok çöp üreteceğiz. Yani şu gördüğünüz çöp dağları birkaç yıla kadar iki hatta üç katına çıkarsa şaşırmayın. Ben iş o boyuta gelmeden alarm zillerini çalıyorum. Herkesin bu sesi duyması ve elini taşın altına koyması gerekiyor. Bugün Türkiye’nin en ücra köşesinde bile çöp yığını var ama yarın bu yığınlar üç katına çıkmasın istiyorsak çöp meselesini dert etmemiz gerekiyor. Dert edersek, hepimiz dert edersek, çözüm bulmak kolay.

KAMPANYAYI TÜM YURDA YAYMAK GEREK
Kampanya ve tarihiyle ilgili birçok öneri geldi. Hatta eline çöp poşeti alıp sokağa çıkanlar, çöp toplayanlar oldu. Bazı okurlar, 15 Eylül Dünya Temizlik Günü’nü önerdi. 23 Nisan, 19 Mayıs gibi anlamlı tarihler verenler oldu. Ramazan ya da Kurban bayramlarından birinin son günü olsun diyenler oldu. Bunlar hepsi olabilir ama günü belirlemek yetmiyor. Önemli olan tüm ülkeyi bu sürece katmak ve bu süreçte çevre bilincini yediden yetmişe her yurttaşa her yerde kazandırmak. Bunu başarabilmek için öncelikle sivil toplum kuruluşlarına ve belediyelere, sonra hepimize büyük görevler düşüyor. Kampanyanın tüm yurda sistematik bir şekilde yayılması gerekiyor. Kampanya öncesi toplumsal duyarlılık arttırıcı çalışmalar da kampanyanın kendisi kadar önemli. Slovenya’da yaşayan her 6 kişiden 1’i temizliğe katılmış. Aynı şeyin bizde olduğunu hayal edin... İşte o zaman Türkiye gerçek manada temiz olur ve temiz kalır. Çünkü hayatında bir gün sokakta çöp toplayan biri bir daha etrafa çöp atınca iki defa düşünecek. Bir gün sabahtan akşama kadar yolun kenarını temizleyen bir insan eğer bir daha yola çöp atan görürse sessiz kalmayıp uyaracak. Ve tabii en önemlisi yurttaşlar temiz buldukları yeri temiz bırakma gayreti içinde olacak. Temiz bir sayfanın böyle sihirli bir tarafı var. İşte bütün bu nedenlerle ben bir tarih belirlemek istemiyorum zira benim rolüm fikri ortaya atmaktan ibaret. Umuyorum ki yakın bir zamanda bu kampanyayı yürütmek için birileri, bazı kurum ve kuruluşlar öne çıkar ve tarih dahil tüm yol haritası belirlenir. Gerekli açıklamayı bu işi sahiplenen kurumun yetkilileri zaten yapacaktır.

SENEDE BİR GÜN HERKES SOKAĞA...
Dört yıldır Hürriyet’te köşe yazısı yazıyorum ve her yıl en az bir haftayı çöp meselesine ayırıyorum. Veriler paylaştım, deneyler paylaştım ancak hiçbiri bu son yazım kadar etkili olmadı. Bunun çok basit bir nedeni var. Bu sefer sadece şikâyet değil bir de herkesin kolayca kabul edeceği bir çözüm önerdim. Başta Slovenya olmak üzere pek çok ülkede başarıyla uygulanan bir kampanya. Senenin bir günü tüm yurttaşlar sokağa çıkıp memleketi evinin içi gibi tertemiz yapıyor. Üstesinden gelinmeyecek bir sorun değil çöp meselesi. Yeter ki hepimiz dert edelim. Çöp sorununu Almanlar çözmüş, Slovaklar çözmüş, pek çok fakir ülke bile çözmüş, biz de haydi haydi çözeriz. Yeter ki temiz bir ülke hayal edelim.

Yazarın Tüm Yazıları