Türkan Kanunu’nu... Yazsak yeniden!

Haftanın fon müziği:
“Türkan yok mu o Türkan / Yine öptürmedi dudaktan”...
Neden mi?
İlki, “Seviyorsan Git Ayrıl” adlı tiyatro.
Başrol oyuncusu İrfan Kangı, oyunun galasında rol icabı Selen Görgüzel’i öpmeden önce oyunu kesti ve...
Dönüp seyirciler arasındaki eşi Hamdi Alkan’dan izin istedi:
“Abi sıkıntı olmaz değil mi?”
İkincisi; “Kalp Yarası” dizisi.
Başrol oyuncusu Gökhan Alkan’a sevgilisi Nesrin Cavadzade tarafından öpüşme yasağı konulduğu iddia edildi.
Cavadzade alelacele açıklama yapmak zorunda kaldı:
“Benim kimsenin icra ettiği sanata bir müdahalem olamaz. Bu kişi sevgilim olsa bile...”
Hamdi Alkan da açıklama yapmak zorunda kaldı:
“Rahatsızlık duymadım, kıskanılacak bir durum da yok. Eşim bir oyuncudur. Bu da bir tiyatro oyunudur ve gereken neyse o yapılmıştır.”
Ne lüzumsuz bir soru, ne gereksiz iddialar ve bununla muhatap edilen, açıklama yapmak zorunda bırakılan insanlar...
Bu “rol icabı öpüşme meselesi” Yeşilçam’ın eski yıllarından beri tartışılan bir konu.
Hatta çevirdiği 222 filmde asla öpüşme sahnesi olmayan Türkan Şoray’ın kendi adıyla anılan kanunları vardı.
Ama Türkan Şoray bile son noktayı geçen sene koydu tartışmaya:
“Yeşilçam koşullarında bu kanunlar geçerliydi. Artık yok. Toplum değişti.”

Z kuşağı kahroldu şimdi

Artık şovları, programları, filmleriyle değil, her hafta düzenli olarak yaptığı medyatik açıklamalarıyla gündeme geliyor Okan Bayülgen...
En son Z kuşağından hazzetmediğini açıkladı.
Ne demek bu?
Şu anda 9-24 yaş arasında olanlardan hoşlanmıyormuş.
Olabilir. Olabilir ama keşke böyle pat diye suratlarına söylemeseymiş.
Z kuşağı perişan...
Z kuşağı yasta...

Soru düşünüyorum

Seda Sayan, ilişki yaşadığı iddia edilen Ata Çağlayan’la ilgili konuşmuyor.
Soran gazetecilere “Bunu siz yazıyorsunuz, öyle bir şey yok” diyor.
Oğlu Oğulcan Engin ve sevgilisi Miray Daner’le ilgili de konuşamıyor, çünkü yasağı var.
Oğulcan annesine ilişkileriyle ilgili açıklama yapma yasağı koydu.
Peki Seda Sayan’a ne sorsak?
Hava durumu falan mı?

Tarkan’dan Zeki Müren olur mu?

Sanat Güneşi’nin hayatı film oluyor. Yapımcı Mustafa Uslu bu rol için önce Tarkan’a teklif götürmüş. Megastar teklifi duyunca çok heyecanlanmış ama sonra olumsuz dönmüş.
Tarkan’ı bu fikrinden hangi menajeri, hangi danışmanı, hangi arkadaşı döndürdüyse en doğrusunu yapmış.
Oynanacak kişi çok karakteristik biri. Benim diyen oyuncu altından kolay kalkamaz. Kaldı ki Tarkan oyuncu değil.
Çok riskli bir şey olurdu. Hem Tarkan adına hem de Zeki Müren adına.
Tarkan mümkünse Zeki Müren’i müziğiyle, şarkılarıyla ansın başka bir projede.

Çocuk yapmak ya da yapmamak

Cuma günü vizyona giren “Aşk Yolunda” filminin başrol oyuncusu Şahin Irmak, “Herkes ürememeli” açıklamasını yaptı. Durduk yere değil elbette. Kelebek’teki röportajında çocuk isteyip istemediği sorulunca verdi bu cevabı:
“Çocukla uğraşamam. Çocuk çok ciddi bir konu. Çok büyük bir sorumluluk ve ben o sorumluluğu alabilecek gibi hissetmiyorum. Asena (Asena Tuğal, eşi) da o kadar istemiyor. Arkadaşlarımızın çocuklarını seviyoruz. Herkesin çocuğu olmak zorunda değil. Bence herkes ürememeli.”
Şahin Irmak’ın bu söylediğini ilk kez duymuyorum.
Olmadığından, olamadığından değil; bilerek, isteyerek çocuk yapmayan tanıdığım çok.
Fakat düşünüyorum da...
Eğer bu bilinçteki, bu sorumluluktaki, bu kadar kendini bilen insanlar çocuk yapmayacaksa...
Kendilerini yetersiz, hazırlıksız, o sorumlulukta hissetmiyorlarsa...
Kim, kimler çocuk yetiştirsin bu ülkede?

Kibariye’nin kuaförü

Gittiği kuaförün ücretini ödememekle itham edilen Kibariye, bunun aslında bir sponsorluk durumu olduğunu, karşı tarafın olayı tanınmak için kullandığını açıkladı. Ücreti de yollamış.
Belli ki bir yanlış anlaşılma var. Yoksa kuaför işi bedava yaptıktan sonra bulacak ünlü mü yok? Yahut Kibariye saçına sponsor arasa bunu yapacak kuaför mü yok?
Bahsedilen de atla deve bir para değil. Hele Kibariye için...
Madem böyle bir tatsız durum ortaya çıktı, hiç bu polemiklere girmeden baştan ver parasını, bir daha da sokağından bile geçme o dükkânın.
“Adlarını anmak istemiyorum, promosyonları olmasın” diyor ya Kibariye...
Meseleyi uzatıp bu hale getirerek en büyük promosyonu yaptı aslında.