Bize ‘maske barışı’ lazım

Pandemi sürecinin sürpriz oyuncularından biri de kuşkusuz maskeler oldu.

Haberin Devamı

Maskeler vazgeçilmezlerimizden biri haline geldi. Başlangıçta vaka sayılarının azlığı nedeniyle ben dahil uzmanların tamamı ev dışında maske takmanın gerekli olmadığı düşüncesindeydi. Zamanla hem hastalanan kişilerin, hem de gizli taşıyıcılarının sayıları artınca bu düşünce değişti, maske takmanın doğru hatta zorunlu olacağına karar verildi. Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu da sokaklarda maskesiz dolaşmanın hastalığın daha da yaygınlaşmasına yol açabileceği kanaatini destekledi. Bir süre sonra da evler dışında her alanda maske takmak yasal bir zorunluluk olarak ilan edildi. Yasaya uymayanlar için de bazı cezalar getirildi. Peki doğru mu yapıldı? Kesinlikle evet! Zira bu yoğun sosyalleşme devam ettiği takdirde, sadece hijyene ve sosyal mesafeye dikkat ederek toplum yaşamına katılmak maalesef tehlikeli olabiliyor. Kısacası maskelerimizi takmak zorundayız. Bu durumda önümüzde sadece tek bir seçenek kalıyor: MASKE İLE BARIŞIK YENİ BİR YAŞAM TARZI. Bana sorarsanız biraz daha ileri gidip maskelerimizi can sıkıcı birer aksesuvar olmaktan çıkarmamız ve onları bir çeşit “BAĞIMSIZLIK/ÖZGÜRLÜK OBJESİ” olarak kabullenmemiz lazım. Nedeni şu...

Bize ‘maske barışı’ lazım

Haberin Devamı

BİR ÖNERİ
MASKE ÖZGÜRLÜKTÜR

MASKE bağımsızlık, maske özgürlüktür çünkü... Maske yeni normalde bize sosyal yaşama katılma, işimizi gücümüzü sürdürme fırsatı veren, yani bizi bağımsızlaştıran/özgürleştiren vazgeçilmez bir aksesuvardır. Nedenlerine gelince...

1. Maske sayesinde başkalarının taşıdığı virüsleri kapma ihtimalimiz azalıyor.

2. Eğer virüsü taşıdığımızdan habersiz bir durumdaysak ev halkına, eşe, dosta, iş arkadaşlarımıza virüsü yayma olasılığımız minimuma iniyor.

3. Maskeler sayesinde sokaklarda rahatça dolaşabiliyoruz. Pazarda, markette sosyal mesafeye dikkat ederek alışveriş yapma fırsatı buluyoruz.

4. Yine maskeler sayesinde parklarda, bahçelerde rahatça gezebiliyor, aktif yaşamımızı aksatmadan sürdürebilme fırsatı yakalıyoruz.

5. Biraz daha ilerleyelim: Yine maskeler sayesinde sosyal mesafeye dikkat ettiğimiz takdirde kafelerde, restoranlarda ve başka sosyal ortamlarda eş, dost, arkadaş sohbetlerine de katılabiliyoruz.

Haberin Devamı


ÖZETİ ŞUDUR
MASKEYİ KABULLENECEĞİZ

GÖRÜNEN o ki daha uzunca bir süre maskeler vazgeçilmez aksesuvarlarımız olacak. Nasıl ki sokağa ayakkabılarımızı giymeden çıkmamız mümkün olmuyorsa, ev dışında maske takmadan dolaşmamız da imkânsız bir süreç olma kararlılığını sürdürecek. İşte bu nedenle “olumsuz bahaneler” üretmenin, maskeye düşman tavırlar geliştirmenin bence hiçbir anlamı yok. Yapmamız gereken şey de son derece net ve açık: Maskeli yaşama olumlu bakacak, maskeyi bir vazgeçilmezimiz gibi kabulleneceğiz. Hatta bir aşama daha ileri gidip “Maske bağımsızlıktır, özgürlüktür!” gibi olumlu bir yaklaşımla bu tatsız günleri atlatmaya gayret edeceğiz.

Haberin Devamı


UNUTMAYIN
BAĞIŞIKLIK ŞİMDİ DAHA ÖNEMLİ

Bize ‘maske barışı’ lazım


ÖNÜMÜZDEKI günlerin bir numaralı sağlık gündemi kesinlikle “bağışıklık gücümüz” olacak. Hemen her ortamda mutlaka ve öncelikle “bağışıklık meselesi” konuşulacak. COVID-19 ve koronavirüsü hatırlatan her anda aklımıza önce “Bağışıklığımı nasıl güçlendirebilirim?” sorusuna yanıt aramak gelecek. Ama bilelim ki bu kocaman sorunun yanıtı aslında son derece basit ve nettir. Cevabı da şu özette gizlidir: Hepimiz çok ama çok özel bir doğal bağışıklık yapılanmasına sahibiz. Doğal bağışıklık gücümüz; doğal bariyerleri, hücre, doku, organ ve sistemleri, salgısal bileşenleri ve daha pek çok marifetleriyle bizi zaten yeterince koruyor. Yeter ki biz onu güçsüz bırakabilecek hatalar yapmayalım. Yeter ki biz ona destek olabilecek doğruları ısrarla ve tekrar tekrar uygulayalım: Doğru beslenelim. Protein ve sebze ağırlıklı, taze ve besleyici güvenli gıdalar tüketelim. Her gün düzenli uyumaya gayret edelim. Uykumuzdan taviz vermeyelim. Egzersiz yapma ve aktif bir yaşam sürme alışkanlığımızdan asla vazgeçmeyelim. Huzura odaklı bir hayat sürmede ve olumlu düşünmeye devam etmeye kararlı olalım. Gerisi mi? Tabii ki bazı takviyelerden de yararlanabiliriz. Önümüzdeki günlerde o takviyelerin neler olduğunu bu sayfada açıklamaya çalışacağım.

Haberin Devamı

BİR TEKRAR
ÖMRÜ UZATAN 10 DOĞAL İLAÇ

1. ERGOTİONEİN: Doğal mantar özütü

2. PİROLOKİNOLİN KİNON (PQQ): Maydanoz, fasulye, yeşil çay

3. UBİKUİNOL: Ispanak ile diğer yeşil yapraklı sebzeler ve hayvansal gıdalar

4. LUTEİN: Lahana ve sarı, turuncu, yeşil sebzeler

5. ZEAKSTANTİN: Pazı, su teresi, şalgam

6. LİKOPEN: Domates, karpuz, kayısı

7. ALFA VE BETA KAROTEN: Pazı, havuç, kavun, mango

8. BETA KRİPTOKSANTİN: Portakal, karpuz, kişniş, kayısı

9. ASTAKSANTİN:
Deniz ürünleri, mesela karides

10. RESVERATROL: Kırmızı üzümün kabuğu ve çekirdeği

 

Yazarın Tüm Yazıları