Watergate mi, ‘Yalangate’ mi? Ve Kılıçdaroğlu’na bir soru...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çok önemli bir açıklama yaptı: “Bizim bütün belediye başkanlarımızın telefonlarını dinliyorlar.” Rakamlar değişmiş olabilir ama son yerel seçimlerde CHP’li 11 büyükşehir, 190 civarında ilçe belediye başkanlığı kazandı.

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu’nun iddiasına göre, 200 belediye başkanının telefonları aynı anda dinleniyor. Bu açıklama karşında, CHP yönetimi, parti teşkilatları, seçmenleriyle ayağa kalkmalı, memlekette yer yerinden oynamalı değil mi?

GAZETECİLERİNDEN ÇIT YOK

Oysa ne CHP’nin Genel Başkanı’nın telefonlarının dinlendiğini söylediği belediye başkanlarından bir açıklama var ne de parti yönetimi ve teşkilatlarda yaprak kımıldıyor. O değil, CHP ile aynı ittifak içinde olan parti genel başkanlarından da hiç ses yok: “Bu ne rezalettir, CHP’li belediye başkanları gibi bizim partimizin belediye başkanlarını da dinliyor musunuz?” diye soran yok.

CHP’ye yakın gazeteci ve televizyoncular 1972 yılında ABD Başkanı Nixon’ın istifasıyla sonuçlanan Watergate Skandalı’nı ortaya çıkaran gazeteciler Bob Woodword ve Carl Bernstein gibi kendilerine Pulitzer ödülü getirecek dünya çapında bir skandal ile ilgili çıt çıkarmıyorlar.

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu’nun iddiası doğruysa; 1972 yılında Amerika’da ABD Başkanı Nixon’ın istifasıyla sonuçlanan Watergate skandalından daha büyük bir olay ile karşı karşıyayız.

ABD BAŞKANI İSTİFA ETMİŞTİ

Amerika’nın başkenti Washington’da, Demokrat Parti’nin Watergate iş merkezindeki ofis binasına hırsızlık için giren 5 kişi 17 Haziran 1972 günü yakalandı. Bir süre sonra hırsızlık gibi görünen olayın, dünya çapında bilinen bir telefon dinleme skandalı olduğu ortaya çıktı. Skandalın, ABD Başkanı Nixon’ın partisi olan Cumhuriyetçi Parti ile bağlantılı olduğu tespit edildi. O gün ülke yönetiminde olan Cumhuriyetçiler, muhalefetteki Demokrat Parti’nin telefonlarını gizlice dinlemek üzere mikrofonlar yerleştirmişlerdi. Skandalın ortaya çıkmasından sonra ABD Başkanı Nixon, 1974 yılında görevinden istifa etti. Bu olay o gün bugündür, siyasi literatürde “Watergate Skandalı” diye anılır.

Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Bizim bütün belediye başkanlarımızın telefonlarını dinliyorlar” açıklamasını Watergate skandalı ile karşılaştırın. Parti ofisi değil, toplam 200 belediye başkanının aynı anda telefonlarının dinlenmesi her yönüyle skandaldır.

Haberin Devamı

Evet, CHP’ye yakın gazeteci ve televizyoncular değil ama ben merak ettim ve araştırdım, hiçbir kurumdan ya da bakanlıktan CHP’li 200 belediye başkanlarının dinlendiğine dair bir bilgiye ulaşamadım. İstedim ki, Kemal Kılıçdaroğlu ortaya attığı bir iddia ile ilgili belge ve bilgileri ortaya koysun, bunlar üzerinden araştıralım. O da yok.

Watergate mi, ‘Yalangate’ mi Ve Kılıçdaroğlu’na bir soru...

GERÇEK DİYE PEŞİNDE KOŞTUĞUM YALANLAR

AKŞAM saatlerinde İçişleri Bakanlığı, iddiaların doğru olmadığını ve Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusunda bulanacaklarını açıkladı.

Şimdi beklenen, Kemal Kılıçdaroğlu’nun elindeki belgeleri ve konuyla ilgili bilgilerini Savcılık ile paylaşmasıdır, tabii eğer varsa...

Ama ben özellikle 15 Temmuz’dan bu yana ortaya attığı bu tür iddiaları hep ciddiyetle araştırdım.

Haberin Devamı

Ama, 15 Temmuz’a “kontrollü darbe” açıklamaları yalan çıktı, ikinci yılından sonra “15 Temmuz darbedir” demeye başladı.

15 Temmuz’un, “Kontrollü darbe” olduğu yalanını desteklemek için, FETÖ’cülerin hazırlayıp CHP’ye yolladığı ve Aytun Çıray üzerinden savcılığa yolladığı sahte dokümanlara dayanarak, Adil Öksüz’ün MİT elamanı olduğuna dair iddiası da yalan çıktı.

Yine, “Bu dört bakan ve 60’a yakın ByLock’çu vekil ile ilgili önerge vereceğiz ve dokunulmazlıklarının kaldırılmasını talep edeceğiz” dedi yalan çıktı.

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Deniz Baykal’a kurulan kumpasın kasetini izlerken çekilmiş görüntülerini seyrettim” dedi. Konuyla ilgili açıklamasında ise, kimin ne zaman getirdiğini hatırlamadığını söyleyip, “Getirdiler, önüme koydular, ben de izledim... Görüntüleri getiren kişiler maskeliydi, kim olduklarını göremedim” dedi. Bu da yalan çıktı.

Haberin Devamı

Kısa süre önce, Türkiye ile ABD’nin Afganistan’dan göçmen almak üzere pazarlık yaptığını söyledi, bizzat Amerikan Büyükelçiliği yalanladı.

“Siyasi cinayetler kaygım var” dediğinde ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma sonrası yaptığı açıklamada, kendisi ifade vermezken, “Erdoğan’ın ifadesini alın” dedi. Bu iddiası da yalan çıktı.

Şimdi de bütün CHP’li belediye başkanlarının telefonlarının dinlendiğini söylüyor. İddiaları gerçekse bu tıpkı ABD’deki gibi istifalara yol açacak bir skandal değil mi? Kılıçdaroğlu böyle bir sonuca ulaşmak için elindeki belgeleri açıklamak için ne bekliyor?

İçişleri Bakanlığı’nın suç duyurusu, gerçeği ortaya çıkaracaktır. Ama Türkiye’nin Watergate skandalı olacak bir iddia “Yalangate”e dönüşürse şaşırmam.

Haberin Devamı

Yine de süreci takip edip sonucu yazacağım...

SORU; DİAYDER’CİLERLE TOPLANTI YAPTINIZ MI, KADRO SÖZÜ VERİLDİ Mİ?

PKK elebaşı Öcalan’ın talimatıyla kurulan ve örgüt propagandası yapan DİAYDER isimli dernek yönetimi ile ilgili iddianame güncel tartışma konumuz. PKK ve siyası kolu HDP ile ortak hareket eden DİAYDER’in referansı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı kuruluş İSPER’e elemanlar alındığı ortaya çıkmıştı. Daha sonra tutuklanan bu şahısların maaşlarından dörtte bir pay alan DİAYDER’in, İBB’den temin ettikleri yardım kartlarını da, PKK’lı teröristlerin ailelerine dağıttığı belirlendi. Tüm bunlar iddianamede delilleriyle yazılıyor. İBB Başkanı İmamoğlu’nun bu dernek yönetimiyle toplantılar yaptığına dair kayıt ve fotoğraflar ortaya çıktı. İddianamenin, 173’üncü sayfasında savcılığın ayrıca şöyle bir tespiti var; “Yerel seçimlerden önce DİAYDER’e bağlı sözde imamlar Ekrem İmamoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu ile toplantı yaparak kendilerine kadro sözü verildiği...”

Sayın Kılıçdaroğlu, DİAYDER’cilerle toplantı yaptınız mı, kadro sözü verildi mi?

Eğer gittiyseniz; dikkat edin, sizi oraya götürenler, aracı olanlar büyük kötülük yapıyor...

Yazarın Tüm Yazıları