Ne yapmalı ne etmeli!

Zeytin diyarı, Orhangazi, Gemlik, İznik bölgesi bugünlerde hasat heyecanı yaşıyor.

Haberin Devamı

Türkiye’nin en büyük zeytin alıcısı konumundaki Marmarabirlik, kampanya döneminin hazırlıklarını yapıyor.
Geçen hafta cuma günü rekolte beyan dönemi tamamlanmıştı.
Marmarabirlik, rekor oranda rekolte beyanı aldı. Bugün yarın da zeytin fiyatları belli olur, kampanya dönemi de resmen başlamış olur.
***
Marmarabirlik’in en güçlü 3 kooperatifi bizim bölgemizde, yani Orhangazi, Gemlik ve İznik’te.
Bu 3 ilçe Marmarabirlik’in her yıl aldığı zeytinin en yüksek miktarını oluşturuyor.
Dolayısıyla zeytinin başkenti denilen bölge de burası oluyor.
Bu üç ilçenin sofralık zeytin üretiminde öne çıkan olanı ise Orhangazi.
İznik Gölü havzasının o hafif nemli havasından mı, Ilıca’nın sıcak suyundan mı, toprağından mı bilinmez; ama Türkiye’nin değil, belki de dünyanın en kaliteli sofralık zeytini işte bu bölgede yetişiyor.
Orhangazi bölgesinin kaliteli sofralık zeytin kalitesi ise resmi olmasa da mantıken tescilli aslında.
***
Böylesine kaliteli ürünün yetiştiği Orhangazi bölgesinin bu kalitesini tescil ettirmiş olmaması da aslında tartışmalı bir konu.
İşte bunun için de yıllardır bir festival düzenleniyor.
Orhangazi Zeytin Festivali.
İlki 1978 yılında dönemin Belediye Başkanı Merhum Şevket Durmuş zamanında yapılmış, o tarihten bu yana da olağanüstü haller dışında her yıl düzenlenmiş; ve hala devam ediyor.
Ancak, gelin görün ki festivalin son yıllardaki yapısı hiç bir şekilde hiç bir kesimi de tatmin etmiyor.
Öyle lafı eğip bükmeye gerek yok, zeytin festivali belki de son 15 yıldır boşuna yapılıyor.
Boşa kürek çekiliyor, biz çalıyor, biz oynuyoruz.
Ne zeytinin tanıtımına katkısı var, ne zeytin üreticisine... Tüccara da ticari kazanç açısından hiç bir faydası yok.
Çünkü festival “Yapmış olmak için” yapılıyor.
Bunun da en büyük nedeni festival bütçesinin aşırı kısıtlı olması.
Düşünsenize bir festivali düzenliyorsunuz, amacınız zeytinin tanıtımını yapmak, zeytin üreticisine katkı sağlamak, ama festival bütçeniz yıllık 50 bin TL’yi bile geçemiyor.
50 bin TL bütçesi olan bir festivalle de ancak kendimiz çalar kendimiz oynardık, öyle de oldu.
***
İlçede şöyle de garip bir durum söz konusu.
Zeytin Festivali’nin bu ilçede bir “kutsiyeti” var sanki.
Festivali görkemli yapalım dersiniz, kimse elini taşın altına koymaz.
Bu sene yapmayalım festivali dersiniz, elini taşın altına koymayı bırakın, yaklaştırmaktan bile kaçınan kesimler hemen ortalığı ayağa kaldırır “Festivalimize dokundurtmayız” velvelesine kapılır.
Bu velveleyi çıkaranlara “Festival bütçesi için atın şuradan üç beş” deseniz, “bize ne” derler.
***
Orhangazi’nin hemen dibinde örneği mevcut.
Orhangazi Zeytin Festivali 40 yılı aşkın süredir yapılıyor,
Ama Gemlik’in başlattığı zeytin festivali ise henüz 3-5 kere yapıldı.
Ama Gemlik festivali tam adına yakışır gibi yaptığı bütçesini yüksek tutup, zeytinin tanıtımına katkı sağlayacak şekilde icra ettiği için, Gemlik’in düzenlediği festial aldı başını yürüdü,
Orhangazi’deki festival ise hala yola yaya olarak devam ediyor.
***
Her festival yaklaştığında hep aynı tartışmalara da şahitlik ederiz aslında.
“Festival amacına uygun yapılsın, daha görkemli olsun, zeytinin tanıtımına gerçek manada katkı sağlasın, Türkiye Orhangazi’nin en kaliteli sofralık zeytinini ürettiğini bilsin, öğrensin” derler.
“Gelin elinizi taşın altına koyun” dediğimizde de kaçacak delik ararlar.
Bakınız geçmişte durum hep böyle olmuştur.
Koskoca Orhangazi, sanayisi güçlü, tarımı güçlü, ekonomisi güçlü Türkiye’nin sayılı zengin zeytin tüccarları var; ama festival bütçesi 50 bin TL’yi geçemiyor.
Neden?
Çünkü festival tüm esprisini kaybetmiş durumda.
Espri kaybolunca da bütçe için kapısını çaldığınız koca koca zenginlerimiz komitenin geldiğini görünce, iş yerinin arka kapısından kayıplara karışır oldu, sırf cebinden para çıkmasın diye.
Ya da festivalin en göz alıcı etkinliği olan kervan geçişine köylerimiz katılmamak için türlü bahaneler üretiyor, kervan geçişine de katılmıyorlar.
Çünkü ödülün hiç bir cazibesi yok.
Bu gerçekleri herkes biliyor, lafı da eğip bükmenin gereği yok.
Net bir gerçek var, son 10-15 yılda festival niye yapılıyor, ne faydası var; bilen yok.
Daha doğru ve düz ifadeyle, gereksiz bir organizasyona dönüşmüş durumda.
***
Bugünden söylemekte yarar var.
İster siyasi olsun, ister STK temsilcisi olsun isterse düz vatandaş olsun “Festival niye yapılmıyor?” derse, o kişiyi çağırın festivale bütçesi ölçüsünde katkı sağlasın, bütçeyi de geçtik, festivalin faaliyetlerinde yer alsın, etkinliklerde olsun, katılımcı olsun.
Yok olmuyorsa, katkı da sunmuyorsa, bi zahmet kimse festival ile ilgili de yorum yapmasın.
***
Gelelim asıl konumuza.
Orhangazi Zeytin Festivali bugüne kadar hedeflediğine bir türlü ulaşamayınca, bu yıl farklı bir format planlanıyor.
Bildiğiniz gibi bir festival komitesi var.
Pandemi şartları da göz önünde bulundurularak bu yıl farklı bir tarz üzerinde çalışma var.
Bu yıl yapılması planlanan etkinlik bir zeytin festivali adı ile değil, hasat şenliği olarak planlanıyor.
İçeriği ise henüz netleşmiş değil.
Ancak; “Bugüne kadar Ulusal Medyanın dikkatini çekecek her hangi bir etkinlik yapılamadığı için öncelikle yapılacak hasat şenliğini buna göre planlamak gerekiyor” gibi bir düşünce de var.
İkincisi ise; artık günümüzün vazgeçilmezi olan sosyal medya.
Hasat şenliği öncesini ve sonrasını sosyal medyada sıkça yer alacak, Deyim yerindeyse milyon milyon takipçili hesapların da dikkatini buraya çekerek zeytin konusunda bir farkındalık yaratılabilir.
Bunun için geniş bir bütçeye de ihtiyaç olmayabilir üstelik.
Yeter ki doğru etkinlik ve doğru zamanlamayla yapılsın.
Bu başarılabilirse, festival ya da yeni formatı ile hasat şenliği sayesinde hedeflere biraz daha kolay ulaşılabilir.

Yazarın Tüm Yazıları