Korona sonrası dünya nasıl olacak

EN çok merak edilen soruyu afet yönetimi konusunda kitapları bulunan bir uzman olan Prof. Alpaslan Özerdem’e sordum. Bakın neler söyledi;

Haberin Devamı

 


Korona sonrasında dünyanın nasıl değişeceğine dair pek çok tahmin var. Çoğuna göre ‘Salgın sonrası dünya’ siyasi ve ekonomik düzende derin sarsıntılar geçirecek kasvetli bir yer. Hatta korku, belirsizlik, otoriter yönetişim ve sosyo-ekonomik felaketler dünyası.
Bunun yanı sıra, insanlığın bu krizi, yaşama, tüketme ve toplumlarımızı yönetme alışkanlıklarımız gibi ‘eski normalden’ çıkarılan derslerle, daha iyi bir dünya inşa etmek için bir fırsat olarak kullanabileceğine dair güçlü bir inanç ve umut da var. ‘Daha iyi dünya’ gündemi için üç ana risk ve bunların nasıl önlenebileceğine gelince...


İlk olarak; salgının etkisi azaldığında ve bir alışkanlık haline dönüştüğünde, ‘öğrenilecek dersler’ gündeminin çekiciliğini kaybetme riski var. ‘Eski normal’e dönmek ve bu rahatlatıcı eğilimle günah keçisi bulmaya çalışmak daha cazip hale gelebilir. Buna engel olmak için önce, ‘eski normal’ hakkındaki ‘gerçeği’ bulmalıyız. Bu da mutlaka insanlığın açgözlülüğü, kibri, acımasızlığı ve cehaletinin etkisini yansıtmalı. İkincisi, ‘eski normal’den yararlanan siyasi ve sosyo-ekonomik çıkar grupları, ülkeler ve şirketler böyle bir değişikliğe direnebilir. Bunun için de ekonomik zorlukları bahane edebilirler. Başka bir deyişle, salgın sonrası politika oluşturma tamamen ekonomik bir bakış açısıyla yönlendirilebilir. Bu da gereken sosyo-politik reformların gerçekleştirilmesini zorlaştırır. Buna karşı yapılabilecek en önemli aksiyon, salgın sonrası dünyada aşamalı bir değişiklik isteyen tüm paydaşların, bu tek gündem maddesine odaklanması ve kaynaklarını koordine edebilmesi. Bu felaketin yarattığı fırsat penceresinin sonsuza dek orada olmayacağını unutmayalım.

Haberin Devamı


Son olarak, insanlık tarihi çatışmaları önleme, krizlere hazırlanma ve sürdürülebilir şekilde barış oluşturmada başarısızlıklarla dolu. Kendimizi tekrar tekrar aynı başarısızlık noktasında bulmamızın nedeni, ne yapacağımızı ya da daha iyisini bilmediğimizden değil, küresel karar verme, ticaret ve finans dünyasındaki adaletsizliklerden kaynaklanıyor.

Haberin Devamı


Varlıklılar ve sahipsizler arasındaki derin boşluklar nedeniyle, yapısal olarak haksız bir dünyada yaşıyoruz. Benzer şekilde, kovid-19 salgınının ardından daha iyi bir gelecek beklemek, toplumlarımızın, ekonomimizin ve yönetişimin esaslarında revizyon gerektirecek.
Sonuç olarak, “daha iyi bir dünya” gündemine ulaşmak için, akademi, düşünce kuruluşları, medya ve sivil toplum örgütleri arasında koordineli bir ortaklık şart, çünkü politika yapımında değişiklik için gerekli itici güçleri harekete geçirmenin tek yolu bu...

Yazarın Tüm Yazıları