Muharrem Sarıkaya: Derviş'e kritik soru: ABD vatandaşı mısınız?






Muharrem SARIKAYA
Haberin Devamı

BAŞBAKAN Bülent Ecevit, odasında sağ kolu Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ile birlikte sohbet ediyor.

Bu sırada, daveti üzerine ABD'den gelen Kemal Derviş'in Başbakanlığa ulaştığı haberi iletiliyor.

Kısa bir ‘‘hoş geldin’’ konuşmasından sonra Ecevit şu kritik soruyu kendisine yöneltiyor:

‘‘ABD vatandaşlığına geçtiniz mi? Veya başvurunuz oldu mu?’’

Kemal Derviş, bu soruya hiç alınganlık göstermiyor.

Ecevit gibi o da doğrudan yanıt veriyor:

‘‘Bülent Bey, ABD vatandaşlığımla ilgili söylentiler uydurma. Bırakın geçmeyi, ABD vatandaşlığına müracaat etmeyi bile aklımdan geçirmedim. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım.’’

Nitekim Derviş'in Washington'daki yakın arkadaşları da aynı yönde bilgi aktarıyorlar.

Önceki gün Başbakanlık'tan, Ecevit ile Derviş arasında geçen bu diyalog yayılıyor.

MERVE BENZETMESİ

Peki Ecevit, Derviş'e, bu kritik soruyu neden yöneltiyor?

Dünya Bankası Başkan Yardımcılığı görevi yapan Derviş, yaklaşık 24 yıldır ABD'de yaşıyor.

Alman bir anne ve Arnavut-Gürcü kökenli bir babanın evladı olan Derviş'in ikinci eşi Catherine Derviş ise Amerikalı...

Ecevit, 1973-76 yılları arasında danışmanlığını yapan Derviş'in, aradan geçen bu kadar uzun sürede nasıl bir yaşam içinde olduğunu bilmiyor.

Bu arada çevreden gelen, ‘‘Babası Arnavut, annesi Alman, kendisi Amerikalı’’ yönündeki sözler Ecevit'i bu soruyu sormaya itiyor.

Hatta siyasi kulislerde, Derviş ile Merve Kavakçı ilişkilendiriliyor.

Ecevit'in kulağına su kaçırılıyor.

‘‘Madem ABD vatandaşı birini Merkez Bankası gibi önemli bir mevkiye getiriyoruz, o zaman Merve Kavakçı'nın milletvekilliğinden atılması için niye uğraş verdik? Merve'yi ABD vatandaşı diye Türk vatandaşlığından çıkarmak için niye bu kadar çaba gösterdik?

Merve ile Derviş'in farkı ne?’’

Derviş bakan olarak atandıktan sonra söylentiler daha da artıyor.

Meclis'in açılacağı 13 Mart günü yemin ederek görevi resmileşecek olan Derviş ile Merve Kavakçı'nın yemininin bizzat Ecevit tarafından engellenmesi arasında bağlantı kuruluyor.

Oysa Ecevit, gardını çok önceden alıyor.

DERVİŞ'İ ARIYORUM

Ecevit, eski danışmanı Kemal Derviş'e Washington'dan ulaşıp görev davetinde bulunmak için de ilginç bir yöntem deniyor.

Derviş'in ekonominin başına getirilmesini Ecevit'e öneren ilk kişi, yakın arkadaşı IMF Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer oluyor.

Ecevit bunun üzerine 26 yıldır temasının kopuk olduğu eski danışmanının direkt telefonunu aramaya başlıyor.

Yine eski bir danışmanına başvuruyor.

Eski danışmanı Turan Tükel'i evinden aratıp, Derviş'in direkt telefonunun olup olmadığını sorduruyor.

Tükel, Ecevit'e, birlikte danışmanlık yaptığı arkadaşı ile temasını koparmadığını belirtip Derviş'in ev ve iş telefonlarını veriyor.

Ancak bu numaradan Derviş'e ulaşma olanağı bulunamıyor.

Bunun üzerine Türkiye'nin Washington Büyükelçisi devreye sokuluyor.

Derviş ile ilk telefon teması bu şekilde sağlanıyor.

Hatta, Ecevit 26 yıl sonra eski danışmanının sesini duyduğunda duygulanıp, heyecanlanıyor.

Kendisine ‘‘komşum’’ diye hitap ediyor.

Eski danışmanına büyük değer veriyor.

‘‘Türkiye ailemin iyi yaşaması için çok şey yaptı’’ diyen Derviş de ilk telefonda Ecevit'in isteğini geri çevirmiyor.

Hemen valizini toplayıp Türkiye'nin yolunu tutuyor.

Dünya Bankası Başkan Yardımcısı olarak geldiği Ankara'da, bakan olarak kalıyor.

Yazarın Tüm Yazıları