Aslında soğuma başladı

Dün piyasalar güne dış etkilerin de etkisiyle morali bozuk başlamıştı. Ardından Fitch’in açıklamaları geldi. İçinde yeni bir şey olmamasına rağmen piyasaları bozdu, borsada ciddi düşüşlere neden oldu.

Haberin Devamı

Fitch’in yeni olan, ancak doğruyu pek ortaya koymayan değerlendirmesinde, ‘Türkiye ekonomisi ısınıyor’ da vardı.

Fitch’den sonra Merkez Bankası’nın faiz kararı ve açıklamaları geldi. Orada ise ‘alınan önlemlerin işe yaradığına’ ve ‘soğumaya başladığına’ dikkat çekiliyordu.

Yani tam tersi bir analiz vardı.

Benim de aldığım ve sizinle de paylaşacağım bilgiler MB’nin değerlendirmeleri yönünde… Fitch, Başbakan’ın deyimiyle, ‘Bu işe biraz Fransız’ ya da geç kalmış.

Çünkü, bazı alanlardan ‘soğuma işaretleri gelmeye’ başladı bile…

Konutta hızlı yavaşlama

Kredilerle desteklenen konut piyasası son 6 ayda her türlü önleme rağmen büyüyordu. Ancak, BDDK ve Garanti Mortgage’ın verileri, Temmuz ayında ‘sert’ fren yapıldığını gösteriyor.

BDDK’nın verilerine bakıldığında Ocak ayından bu yana yüzde 3 ve üstünde büyüyen mortgage kredileri, Temmuz ayında yüzde 0.37 oranında artış gösterebilmiş.

Garanti Morgtage Genel Müdürü Cemal Onaran’ın elindeki veri ve görüşleri de ‘düşüşü’ destekliyor:

‘Bu yılın ilk 6 aylık ortalamasına göre bankalar günde 2 bin adetin üzerinde kredi kullandırıyordu. Yaptığımız piyasa çalışmasına göre bu rakam son haftalarda 1000 adetin de altına düşmüş durumda.’

Bu tabloya göre, Haziran ayında yaklaşık 2 milyar TL büyüyen mortage pazarı, Temmuz ayında ancak 1 milyar TL’nin altında artış gösterebilecek.

Yani vatandaş artan faizler ve endişeler nedeniyle konut alımından vazgeçmiş ya da ertelemiş durumda…

Sanayi üretimi de ‘soğuyor’

İçinde olunmadığı ve dikkatle incelenmediği için iyi izlenemiyor olabilir. Ancak, sanayi cephesinde de ‘soğumaya’ geçiş mesajları geliyor.

Örneğin, ‘Mevsimsel düzeltilmiş sanayi endeksi’, son 4 aydır ‘eksi’ artış gösteriyor. Endeks mutlak olarak yüksek düzeylerde olsa bile, artışın ivme kaybettiğini anlamak mümkün…

Başka alanlardan da benzer haberler geleceğini düşünüyorum. MB’nin dünkü açıklaması da bunun öncü göstergesi olarak kabul edilebilir.

Döviz kurlarındaki yükselmenin, en azından otomobil gibi tüketim ürünlerine talebi azaltacağını, yılın son çeyreğine doğru ekonominin ‘arzu edilen’ ivmeye döneceğini tahmin ediyorum.

Haberin Devamı

Önlemlerin yapamadığını 2 bakan ve Gedikli yaptı

Ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası bir süredir ‘ekonomiyi soğutmaya’ çalışıyor. Amaç, cari açığı da tetikleyen ithalatı ve tüketimi yavaşlatıp, olası krizlere daha hazırlıklı girmek…

Alınan önlemlerin ikinci yarıda, özellikle de son çeyrekte daha iyi görüleceğine yönelik beklentiler vardı.

Ancak, beklenmedik bir şekilde önce AKP Genel Başkan Yardımcı Bülent Gedikli, ‘Aman dikkat kriz geliyor, fazla harcamayın’ şeklinde bir açıklama yaptı. Geçmişte olsa ve bir ekonomi yazarı bu düşünceyi açıkla, hükümetten büyük eleştiri alırdı.

Bırakın hükümetten eleştiriyi, Gedikli’den sonra Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de benzer değerlendirmeler yaptılar: ‘Büyük kriz geliyor, paranızı harcamayın.’

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’un, ‘Tasarruf amaçlıdır’ şeklindeki sakinleştirici açıklamaları da oluşan etkiyi ortadan kaldırmaya yetmedi.

Vatandaşın canı sıkkın!

Son birkaç gündür hem iş dünyası hem de çalışanlar arasında panik demeyeyim de büyük bir ‘endişe’ görüyorum. Anladığım kadarıyla hükümet cephesinden böylesine bir açıklama gelmiş olması, ‘Mutlaka bir şey biliyorlardır’ düşüncesiyle ciddiye alınmış durumda…

Böyle giderse, hükümetin ve Merkez Bankası’nın önlemlerle yapamadığını, 2 Bakan ve 1 AKP yöneticisi yapmış olacak. Açıklamalara inanan tüketiciler, alımlarını erteleyip, tüketimlerinde kısacaklar.

Benim görüşüm, dünyada sıkıntılar olsa bile, bu açıklamanın, bir ölçüde tüketimi kısmayı teşvik amacıyla yapılmış olduğudur. Amacına da ulaşacak gibi de görünüyor.

Haberin Devamı

Bankacılar artık ‘karla’ övünmesin

Geçen gün önemli bir bankanın genel müdürü ile sohbet ediyordum. Söz, bankacılık sektörünün ‘itibarı’ ile toplumdaki algısına geldi.

Siz de izliyorsunuzdur, son yıllarda bütün dünyada bankacılık sektörüne yönelik olumsuz bir algı var. Neredeyse ‘kötü’ çocuk haline geldiler. Öyle ki, Harvard öğrencilerinin çalışmak istediği sektörler arasında bile gerilediler.

Sohbet ettiğim bankacı, Türkiye’deki kötü imajın arkasında, bankaların hep karlarını, kar artışlarını öne çıkarmalarının etkisi var. ‘Karımız arttı’, ‘En çok karı biz yaptık’, ‘Avrupa’nın en karlı bankasıyız’ gibi başlıklar, sıkıntı içindeki şirket ve vatandaşların hoşuna gitmiyor.

Bankacı, ‘Bence artık yaratılan istihdam ve sosyal sorumluluk gibi projelerle gündeme gelmemiz gerekir’ diyerek önemli bir mesaj da veriyor.

Gerçekten de büyük sanayi şirketleri ve telekomcular da çok para kazanıyorlar. Ama onlar, ‘karlarını vatandaşın gözüne sokmak’ yerine, daha çok istihdam ve sosyal sorumluluk projelerine sarılıp, onların iletişimini yapıyorlar. Biraz bankaların da artık ‘kar’ mesajlarının yerine ‘sosyal’ mesajlara yönelmesinde fayda var galiba.

twitter.com/sirketdoktoru

Yazarın Tüm Yazıları