Aman petrol canım petrol

Hadi ULUENGİN
Haberin Devamı

Büyük Ajda Pekkan bir nebze demode olmadı ve eminim asla da olmayacak ama şu gerçeği kabul etmek gerekiyor ki efsane sanatçının bugüne kadar icra ettiği yapıtlar içinden bir tanesi artık bütün güncelliğini yitirdi.

‘Aman petrol, canım petrol’ parçasını kastediyorum !

Evet, evet, ‘Eurovision’ yarışmasında Süper Star'ın Türkiye adına söylediği ve o sıralar hem musiki, hem de güfte bab'ında bizleri son derece ilgilendirmiş olan bu şarkı günümüzde hiç bir kıymet-i harbiye ifade etmiyor.

Çünkü şimdilerde kimse petrol için aman çekmiyor. Can kelimesi ise bidona tekme savrulurken ‘canı cehenneme’ kabilinden kullanılıyor. Açıklayayım:

* * *

EFENDİM, tüm dünyada olduğu gibi bizde de devlet baba vergi aracılığıyla uzun elini cüzdanımıza soktuğundan depoyu ful yaparken yazan benzin pompasında farketmiyoruz ama, aslında son dönemde petrol fiyatları hiç artmadı.

Artmak ne kelime, tam tersine tepetaklak düştü. Tabana vurdu.

Şu sıralar kara altının ortalama varil değeri on dolar civarında dolaşıyor ve bu rakkam pariter bazda 1973 krizi öncesinin dahi aşağısına tekabül ediyor.

Mübarek sıvı Taşdelen suyundan bile daha ucuza satılıyor ve şeytan damacana yerine bidonu dik, ab-ı hayat iksiri niyetine lıkır lıkır iç diyor !

* * *

UZMANLARA göre iklim ısınmasının tüketimi azaltması, tasarruf önlemlerinin sonuç vermesi, Asya bunalımının talebi törpülemesi, üretici ülkelerin gelir kaybınını engellemek amacıyla fazla arz sunması ve krizlerden ağzı yanmış devletlerin stoklamaya gitmesi yukarı durumun esas nedenlerini oluşturuyor.

Önümüzdeki dönemde ise fiyatların daha da düşmesini beklemek gerekiyor.

Açıkçası, bugünlerde ‘Aman petrol, canım petrol’ şarkısını dinlemek eski bir nostaljiyayı aramaktan öte anlam taşımıyor.

* * *

KUŞKUSUZ, söz konusu gelişme karşısında üzülecek değiliz ve bu olgu ilk bakışta, özellikle Türkiye türü ülkeler için çok olumlu perspektifler çiziyor.

Eh, harem besleyen Arabi şeyhlerle göbek şişiren Amerikan kalantorları daha da zengin etmek gibi bir niyetimiz olamayacağına göre akaryakıt için nispeten az papel harcarız ve kıymetli dövizimizi başka yerlerde kullanırız !

Yetmişli yılların ‘yetmiş sente muhtaciyet’ kabusunu hafızamızdan sileriz.

Yalnız madalyonun bir de diğer yanı mevcut ki bunu unutmamak gerekiyor.

Bir kere, örneğin Venezuela, örneğin Nijerya, örneğin Meksika gibi öyle Karun servetine sahip olmayan ve esas girdisini petrolden sağlayan devletler var ki doğrusu bunların hali şimdilerde pek yaman. Hepsi kan ağlıyorlar.

Hadi diyelim ki biz Kızılay değiliz ve şimdi içine düştükleri hazin durumu fi tarihinde herkesden ütmüş oldukları paracıkların ceremesine saysınlar !..

Ancak diğer bir olgu dolaylı yönden ülkemizi de ilgilendiriyor.

Zira kazı işlemlerinin pahalılaşması, kar oranının düşmesi ve ekonominin hızla küreselleşmesi ortaya devasa ve dehşet kartellerin çıkmasını getiriyor.

İşte Total Petrofina'yı yuttu, işte BP Amaco'yu hazmediyor, işte Exxon ve Mobil birleşiyor... Her biri bir devlet olan muazzam yapılanmalar beliriyor.

Böylelikle, hem bunların dediğim dedik biçimde dünya piyasalarında dikta uygulamak marjı genişliyor, hem de yukarıdaki maliyet artışları ve tekelleşme süreci göz önüne alındığında, Ankara'nın birinci önceliği verdiği ve hiç ucuza çıkmayacağı anlaşılan Orta Asya - Hazar petrolleri projesinin suya düşmesi, en azından ertelenmesi veya hat parkurunun değiştirilmesi rizikosu beliriyor.

Diğer bir deyişle, bugün depoyu ful yaparken hala sabit fiyat ödememiz, muhtemelen başka bir yerde başka bir fiyatın ödetilmesi tehlikesini getiriyor.

Dolayısıyla, ilk başta söylediklerimde belki yanılıyorum, Büyük Ajda'nın ‘Aman petrol, canım petrol’ şarkısı tekrar güncelleşmek için zaman kolluyor.



Yazarın Tüm Yazıları