Altımızı kim oydu

Çok değil bundan 3 yıl önce Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, medya mensuplarını çevresine topladı ve müjdeli haberi verdi: “Altınızı oydum...

Haberin Devamı

Hükümet destek verirse 1,5 yıl sonra sizi yerin altında taşıyacağım!” Aşağı yukarı bu anlama gelen sözleri de benim gibi tüm Başkentliler’i pek sevindirdi. Eh ne de olsa vatandaş 16 yıldır böylesine bir müjdeli haberi bekliyordu. Benzer cümleyi en son Murat Karayalçın’dan duymuş ve Türkiye’nin gelişmiş ilk metrosu ile raylı sistemi faaliyete geçmişti. Sonrası ise malum; Ankara’nın bir çok ana arterinde metro çalışması başlamış ama çukurlar, tüneller kazıldığıyla kalmıştı.
İşte o günlerde Gökçek, Kızılay- Söğütözü arasındaki 4,5 kilometrelik tünel kazma işinin sonlandığı müjdesini verdi. Ayrıca metronun faaliyete geçebileceği tarihi de... Bu arada Ankara’daki metro çalışmalarında bir arpa boyu yol gidemeyen Gökçek’in seyir defterine göz gezdiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mart 2009 seçimlerinden önce bu durumun farkına varıp, oy kaybını önlemek için metronun Ulaştırma Bakanlığı tarafından tamamlanacağını söylemekte gecikmedi. Doğrusu bu sözler de, Melih Gökçek’in seçimleri kazanması için önemli bir vaat oldu. Sonrası ise malum, Ulaştırma Bakanlığı metro işini üstlendi ve ihale süreci, imzalar filan derken yapım işine girildi.

Haberin Devamı

GÖKÇEK’İN KÖSTEBEK ŞOVUNU HATIRLIYOR MUSUNUZ?

Aslında Gökçek’in medya şovu yaptığı Kızılay- Söğütözü tünelinin tamamlanmasında değişen bir şey yoktu. Zira bir metro projesi için en az maliyetli işin tünel kazmak olduğunu, esas paranın içindeki betonarme çalışmalarının, hatlar, elektromekanik düzenek ve vagonlara gittiğini herkes biliyordu.
Peki, o sıralar Gökçek ne yaptı? Bir golf arabasına binip, tünelin içine daldı ve medyaya pozlar verdi. Köstebek marifetiyle kazısı biten tünelin ucundan da az bir mesafe içeri gidip, sonra geri döndü.
İşte o tünel ağzının az ötesinde maalesef bir vatandaşımız göçük altında kaldı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı devir aldığı Kızılay- Çayyolu Metro inşaatında, çalışmanın henüz başlamadığını yazılı bir açıklamayla kamuoyuna duyurdu. O halde göçük nasıl oluştu. Onu da bagi de denen golf arabasına binip, tünel ucunda medyaya şov yapan Melih Gökçek açıklasın. Eminim köstebekten, dolayısıyla o günkü şovundan hiç bahsetmeyecektir.

Haberin Devamı

EMİNİM BU YÜZÜYLE ÇOK SEVECEKSİNİZ

Hadi Pazar keyfinizi daha da kaçırmayayım, sizi bambaşka bir dünyaya taşıyayım. Kendinizi muhteşem bir partinin ortasında bulmak istemez misiniz? Dünyanın dört bir tarafından gelen insanlarla tanışmak, günün ilk ışıklarına kadar eğlenmek keyifli olmaz mıydı? O halde Akdeniz’in incisi Antalya’ya doğru yola çıkalım. Eminim Antalya’yı bu yüzüyle de çok seveceksiniz.
Unutulmaz mimari yapıları gezersiniz. Katedraller, camiler, tapınaklar, kuleler, saraylar… Önceki çağlarda zenginler, asiller, yöneticiler için tasarlanmış “cennetten birer köşe” halinde düzenlenmiş dinlenme yerlerini, parkları adımlarsınız. Yeşilliklerden yansıyan güneşin keyfini çıkarırsınız.
Her kentte bulunan, dar ve kıvrımlı sokakları, iyi bakılmış eski evleri, anmalıklar satılan minik dükkânlarıyla “eski şehir”leri ziyaret edersiniz. Şık, geniş, iki yanında lüks mağazaların sıralandığı ana bulvarlar boyunca yürürsünüz. Şehrin kalbinin attığı, çoğunlukla kuşların havalanıp çevrenize konduğu büyük meydanlardan geçersiniz.
Tepelere, panoramik görüş açıları sunan yükseltilere tırmanırsınız, teleferikle çıkarsınız. Önünüzde geniş ufuklar açılır... Yerel, uluslararası lezzetler sunan mütevazı veya iddialı, hatta burnu havada restoranları, gece mekânlarını keşfe çıkarsınız. Peki, sonra?

Haberin Devamı

HAZ PAZARLAMA STRATEJİSİNİN ÖNCÜLERİ

Deniz, kum, güneş, bir tabak yerel lezzet, bir bardak içki keyfi, bir tutam tarih, biraz alışveriş, kalıplaşmış gece eğlenceleri... Artık gerilerde kalan ve “yetmeyen” turizm anlayışının özeti bunlar. Türkiye’nin seçkin otelleri, Avrupa ve dünya çapındaki kıran kırana cereyan eden pazarlama savaşında; bu mevsim yeni silahları kuşanıp yeni atlara biniyorlar! Otel pazarlama politikaları, her yaştan konukların her dakikalarını alışılagelmiş atmosferin dışında yoğun haz duygularıyla dolu olarak geçirmeleri için değişiyor, yenileniyor.
Tesisler bu temel üzerinde örgütleniyorlar. Harcama potansiyeli yüksek, ince zevklere sahip konuklar için “haz” pazarlama stratejisinin öncüleri, güneyin “tatil devi” Antalya kıyılarında bütün haşmetleriyle beliriyorlar. “Seçkin zevk tatili otelleri” adını verebileceğimiz 7 tesis, bu konsept kolyesinin öncü mücevherleri… Daha fazlasını okumak istiyorsanız da şu sıralar piyasada olan Tempo Travel dergisini mutlaka alın. Zira konuyu tüm detayıyla dergide ele aldım.

Haberin Devamı

SEÇKİN ZEVK VE HEYECAN TATİLİ

Kadro ve transfer politikalarını, harcama önceliklerini “seçkin zevk ve heyecan tatili” konseptine göre ayarlıyorlar. Seçkin zevk tatili otelleri, artık kalıplaşmış animasyon programları yerine, alanlarının yerli-yabancı en üst seviyedeki profesyonelleriyle çalışıyorlar. Bunun için uzun vadeli planlama, aktif girişimler, konuklardan canlı yorumlar alınması ve taleplerin hızla değerlendirilmesi gerekiyor. Zevk tatili etkinliklerinin en az bir yıl önceden planlanması ve potansiyel müşterilerin bilgisine sunulması da temel şart.
2013 yılbaşı kutlamalarının bile henüz programlanmış olmadığı bir atmosferde bu kolay bir süreç değil. Dikkatlerin odaklanması ve çok hızlı düşünülüp, etkili örgütlenmelerle dünya turizm pazarının bu yeni ama geniş olanaklı kulvarına derhal girilmesi gerekiyor. Ama harcama potansiyeli yüksek, ince zevklere sahip konuklar için “haz” pazarlama stratejisinin öncüleri güneyin “tatil devi” Antalya kıyılarında bütün haşmetleriyle beliriyorlar...

Haberin Devamı

EN ÖNEMLİ SİLAHLARI PARTİLER OLDU

Ellerindeki önemli silahlardan biri de hiç kuşku yok ki, her yaş grubuna göre şekillenen ve gündüz gece demeden içeriğine göre belirlenen partiler. Sahili şenlendiren beach partilerden, geceyi coşkun ışık seline teslim eden havuz başı etkinliklerine kadar geniş bir yelpazeye yayılan eventler... Artık tatilcilerin otel tercihlerinde önemli kriterlerinden biri haline gelen partiler için yönetimler profesyonel elemanlar istihdam etmeye, ünü dünyaya yayılmış sanatçı ve DJ’leri getirmeye, dekorasyon anlamında farklı çizgiler edinmeye başladılar.
Artık birçok otelin tanıtım broşürlerinde “Eat&Laugh&Play” kelimelerini yan yana görebiliyorsunuz. Eat&Laugh&Play, “ye- gül- oyna” anlamına geliyor. Broşürlerdeki değişim bu kadarla da bitmiyor. Partilerin lokomotifi konumuna geçen dünyaca tanınmış DJ’ler, şov grupları ve trend ikonları da ismiyle, resmiyle ilanlardaki yerini alıyor.

KONSEPT KOLYESİNİN ÖNCÜ MÜCEVHERLERİ

Sonuçta klasik tatil anlayışından, yani deniz, kum, güneş, her şey dahil beş yıldızlı otellerde konaklamadan sıkılınlar ve yaşamına biraz da eğlence katmak isteyenlerdenseniz yazının devamını Tempo Travel’dan okuyun. Zira Antalya’nın parti anlamında en iyi otellerini satırlara taşıdım. Bu listeyi yaparken de bugüne kadar olan deneyimlerimi, profesyonel turizmcilerin görüşleriyle harmanladım.
“Seçkin zevk tatili otelleri” adını rahatlıkla verebileceğim, yılın 12 ayı müziğin ve ritmin hiç durmadığı 7 tesisin isimlerine gelirsek... İşte bu konsept kolyesinin karışık bir sıralamayla öncü mücevherleri: Antalya Beldibi’nde yer alan Rixos Sungate, şehrin Kundu sahillerinde konuşlanan Mardan Palace, Konyaaltı sahilindeki Hillside Su, Belek bölgesindeki Maxx Royal, Calista, Xanadu ve Adam&Eve oteller. Demin de dedim ya daha fazla bilgi istiyorsanız lütfen bir Tempo Travel dergisi alın. Hem bu yeni anlayışın temsilcilerini inceleme fırsatı bulursunuz, hem de gerekse dünyadan, gerekse ülkemizden başka tatil destinasyonlarının hakkında farklı bilgiler elde edersiniz.

Yazarın Tüm Yazıları