Alo Houston, stil gezegeninden bildiriyorum!

ELLE Dergisi’nin geleneksel Stil Ödülleri sayesinde şöyle bir modern endişe var kaç zamandır şehrin sosyal çevrelerinde:

Haberin Devamı

“Bir stilim var mı yok mu? Acaba stil sahibi miyim?”

Onca endişe içinde buna da kafa takılır mı demeyin, sonuçta zaman şekil zamanı.

Ve stil de kendini ifade etmenin en direkt yolu.

O kocaman gözlüğü takıyorsan aslında bir derdin var...

O fuları her gün boynuna dolamaktan vazgeçemiyorsan da aynı şekilde...

Örnekleri çoğaltabiliriz:

Saçının kenarını kazıyıp diğer yarısını uzun bırakıyorsan...

Vücudunun her yerinden dövmeler fışkırmaya başlıyorsa...

Türbanının altına rock esintili bir şeyler giyip dışarı çıkıyorsan...

Aslında stil psikolojisi diye bir şey olmalı.

Topluma göre mi stilimiz şekilleniyor yoksa gerçekten içimizdekinin yansıması mı dıştaki stilimiz?

Siz bunu düşünürken ya da düşünmeyi tercih etmezken hemen ELLE Stil Ödülleri Gecesi’ne ışınlanalım derim.

ESMERSOY’UN İKONLUĞU TARTIŞILIR
!

Olay yeri, her yıl olduğu gibi Esma Sultan Yalısı’ydı.

İkinci katta ödül töreni yapıldı, alt katta ise törenin partisi.

Stil ödülü verilen isimler doğru isimlerdi.

Hepsinin kendine has -beğen ya da beğenme- birer stili vardı:

Demet Evgar, Mehmet Günsür, Murat Boz, Nil Karaibrahimgil, Oya Eczacıbaşı, Ali Koç...

Katılmadığım, daha doğrusu abartılı bulduğum tek isim, yılın stil ikonu olarak seçilen Burcu Esmersoy oldu.

Esmersoy’un kendine has bir stili var tamam da, yılın stil ikonu olacak ne yaptı?

Kitleler çılgınca Esmersoy’un stilini mi kopyalıyor?

Stiline deliler gibi hayranlar mı?

Bir giydiğini/taktığını hemen ertesi gün gidip satın mı alıyorlar?

Yoo, hayır. Böyle bir durum yok.

Kısacası, okur oylarıyla seçilse de ikon Esmersoy olmamış.

STİL FLÖRTLERİ!

Gecenin partisine gelince...

-Partinin sponsoru İtalyan bira markası Peroni’nin İtalyan servis elemanlarıyla davetlilere birasını ikram etmesi zekice ve cidden çok stil bir durumdu.

-Tamamen beyazlara büründü-rülmüş parti alanının dekorasyonu başarılıydı.

-Stil ödülü alanlar geçen yıllarda partiye katılırlardı. Bu kez ortalıkta pek yoktular.

-Gecenin muhabbeti elbette giyilen/takılan şeyler üzerineydi. Herkes birbirinin ne giydiğine, nereden giyindiğine bakıp durdu. Notlar verdi. Hatta stil flörtleri edildi. Hiç tanımadığın birine gidip “Üzerinizdeki ne güzel, tarzınıza bayıldım” diyebiliyordun!

O hazin şarkıyı pekala bu duruma uyarlayabiliriz:

“Dün gece hiç tanımadığım birine sırf stili sana benziyor diye usulca sokulup tarzına bayıldım dedim.”

-Benim ne giydiğime gelince... Erkek giyim konusunun uzmanı Başak Dizer Fransez sağ olsun, ona sordum “O gece ne giysem?” problematiğini. Hugo Boss’dan giydirdi Başak beni.

Bundan sonra markete giderken bile Başak’a sormayı düşünüyorum, “Şimdi hangi çorabı/donu giysem?” diye.

Çünkü bu stil işi adamı yorar, yardım almak lazım...

Yazarın Tüm Yazıları