Aliyle Sinan tıpkı Elifle Nora

Sinan 6,5 yaşında Nora’nın oğlu. Anne ve oğlan Akrep burcu.

Ali 4,5 yaşında. Annesi Nora’nın en eski iyi arkadaşlarından. Anne ve oğlan Terazi burcu.

Anneler liseden beri arkadaşlar. Pek çok ortak noktaları olmasına rağmen Elif, her zaman için daha romantik, hassas, iç dünyası daha yoğun bir kız oldu. Nora, daha somut, daha müspet bir insandı.

Elif, gençliğinde Bodrum’un gün batımını seyretmenin hayalini kurarken Nora, Bodrum’un gece hayatının peşinde koşardı. Neyse ki Elif de yanında olurdu!

Şaka bir yana, iki farklı karakterde iki arkadaşın, iki oğlu arasında yaşanan bir konuşma oldu. Konuşma konusunun sebebi, paylaşılamayan yüzme tahtası. Tahtanın sahibi Ali olmasına rağmen tahta Sinan’ın elinde ve Ali tahtasını geri almak için çabalıyor. Muhabbet şu noktaya geliyor:

Ali: Ama sen benim içimde neler var bilemezsin?

Sinan: Bilirim tabii, kalbin vaaar, ciğerlerin var, kemikler var!

Ali: Ama benim hayal dünyam var, orada neler oluyor bilemezsin!

Sinan: Bilirim, orada ruhun var!

Tahmin edersiniz ki, kriz geçirdik tesadüfen duyduğumuz bu diyalog karşısında. Tam bir küçük Elif ve küçük Nora tartışmasıydı bu. Biz buyduk.

Sık sık bu konuşmayı aklıma getiriyorum. Bizi tanıyanlar hiç şaşırmıyor bu duruma. Neyse, diyorum kendi kendime, babalarına bu kadar benzeyen çocuklarda bize benzeyen tarafların sinyallerini görebiliyoruz. İki anne birbirimizi, "Yok canım şu huyu sana çok benziyor; bu huyu aynı sen!" diye gaza getiriyoruz.

Kime ne kadar benzediler tabii bunun sonu yok. Ama insan ister istemez acayip çıkarımlara ulaşmak istiyor. Mesela, "Ben erkenciyim, işlerimi bitirir sonra keyfime bakarım. Benimki ödevlerini son dakikaya bırakıyor. Demek ki o son dakikacı, o zaman." diye kendi kendine bir sonuca ulaşıyoruz.

Ödev demişken...

Pes ettiğimi size söylemiş miydim?!! Sinan ödevlerini yapsın diye elimden geleni yaptım. Hatta bağırdım çağırdım ama yok! Çocuk iki kelime yazdıktan sonra bitiriyor her şeyi. Eğer ifade etmek istediği şeyi yazacağı daha kısa bir kelime varsa onun bile hesabını yapıyor. Bir paragraf, onun için bir cümle demek. Mümkünse en fazla 3 kelimeden oluşan.

İnanın aklım almıyor. Ben geçimimi yazmak ve okumaktan sağlarken, benim oğlum nasıl olur da iki kelimenin, üç harfin hesabını tutuyor. Üzülüyorum, endişeleniyorum. Son olarak eşimin önerisini dinlemeye karar verdim. Asla ödev yap demeyeceğim. Okullar açıldığında ödevlerini bitirmeden okula gidip bunun sıkıntısını yaşasın ve öğrensin. Belki böylece ödevlerini yapmayı öğrenir.

Neyse arada diğer birkaç anne ile konuştum. Onlarda da durum çok parlak değilmiş, yani biten ya da bitmeye yakın ödev yok. Ama ben bilirim, son dakikada yapılan anne atağı ile çoğu çocuk ödevlerini bitirecektir.

Benimki bitirmeyecek gibi. Yeliz Öğretmen, hazır olun; okuma yazmayı unutmayan ama ödevlerini tamamlamayan koca bir sınıf çıkacak karşınıza!

İkiz bebek anneleri internette buluşuyor

Bir internet sitesi aracılığıyla arkadaş olan ve farklı yaşlarda ikizleri bulunan Özlem Ünal, Pınar İlbasmış ve İlknur Okay, Türkiye’de ikiz-üçüz anneliği ile ilgili kapsamlı bilgilerin bulunabileceği www.ikizanneleriyiz.biz adlı bir internet sitesi kurdu. Amaçları ikiz annelerinin dayanışmasını sağlamak, birbirleriyle tanışıp tecrübe aktarımına ve paylaşımlarına yardımcı olmak. Site ikizlere, ikiz bekleyenlere, ikizleri olan ve ikiz gibi yaşları yakın çocuk büyüten ailelere hitap ediyor. İki ay önce açılmış olmasına rağmen, üye sayısı 375’e ulaştı. Bu üyelerin 41’i babalardan oluşuyor. Babalar ve baba adayları özel "Süper Babalar" forumunda kendi aralarında dertleşme, birbirlerinin tecrübelerinden faydalanma imkanı buluyor. Sitede ikiz anneleri ve ikiz babalarından oluşan köşe yazarları, hem ebeveynlere hem de çocuklara yönelik beslenme, gelişim, eğitim, bedensel ve ruhsal sağlık konuları, uzmanlarla çeşitli konularda yapılan röportajlar, ikiz haberleri ve güncel haberler, kitap, etkinlik, gezi, ve mutfak önerileri gibi birçok konu yer alıyor. "Sizin köşeniz"de isteyen tüm ikiz-üçüz anneleri, doğum hikayelerini, çocuklarının fotoğraflarını paylaşabilir ve konuk yazar olarak siteye katkı sağlayabilir. En sık emzirme ve tuvalete alıştırma, kanama, ikizleri aynı sınıfa verip vermeme, bakıcılar konusunda soru geliyor. Pınar İlbasmış " 11 Ağustos’ta ikiz anneleriyle Ankara’da toplandık. Şimdi sıra İstanbul’da." diyor.

Rabia ZAMUR

İkizlerim tam bir suç örgütü

Pınar İlbasmış (35) / 4 yaşındaki Gökçe ve Ege’nin annesi, ev hanımı: Tüp bebek olunca tedavi için mesleğimi bırakmak zorunda kaldım. Çalışan anneler için "İkiz de Yaparım Kariyer de" isimli bir bölümümüz var. Burayı çocuklarını bakıcılara emanet eden, kariyerini ertelemeyen annelerin suçluluk duymamaları için hazırladık. İkizlerim birbirine çok bağlı. Tam bir suç örgütü. Birinin akıl edemediğini diğeri edip birbirlerini örgütlüyorlar. Geçenlerde telefonumu arıyorum baktım su dolu küvetin içinde. Amaçları sadece yıkamakmış. Fotoğraf makinesi parçalanmış. Burada da dertleri temizlik. İkiz anneliği bana disiplinli yaşamayı öğretti. Ama kolay değil. Bunlar iki farklı çocuk. Biz yabancı kaynaklardan bilgi alıyorduk. İkizlere hamile olduğunuzu öğrendikten sonra yeterli kaynak ve bilgiye ulaşamadıysanız sitemiz tam size göre.

Tecrübelerimi paylaşıyorum

Özlem Ünal (37) / 4.5 yaşındaki Alara ve Ata’nın annesi, iş denetim birim yöneticisi: Doğumdan sonra çalışmaya devam ettim. Benimkiler farklı cinsiyetlerde olmalarına rağmen birbirlerini çok kıskanıyor. Bir anne ama iki çocuk var. Emzirme döneminde kızımla arama bir mesafe girmişti. Oğlum emmeye daha düşkündü. Bir de uyku problemi var tabi. Şimdi gülüyorum ama o zamanlar kabustu. Geceleri biri uyanır korkar; diğeri de o koktuğu için korkar ve uykusuz geçerdi her gece. Anneler doğum sonrası boşuna depresyona girmiyor. Bir pedagogdan yardım aldım ama herkes bunu yapamayabilir. Tecrübelerimi annelerle paylaştım. İkiz anneliği bana pratik olmayı, zamanı verimli kullanmayı öğretti. Aileler ikiz bebekleri büyütürken zorlanıyorlar, fakat büyüyüp bugünleri atlatıklarında da eskiyi gülümseyerek anlatacaklar.

Annelerin imdadına yetiştik

İlknur Okay (36) 7.5 yaşındaki Lal ve Pırıl’ın annesi / Dış ticaret uzmanı: Benim doğumum 30. haftada gerçekleşti. Lal 40 cm ve 1320 gr, Pırıl 44 cm 1440 gr doğdu. Prematüre bebeklerin yeterli beslenmeleri çok önemli olduğu için doktorumuz ne yapıp edin, besleyin dedi. Bizde en büyük sorun iştahsızlıktı. Hem kendim hem de çocuklar için zor bir dönemdi. Ama şimdi ilkokul üçe gidiyorlar. Bizler zaman zaman gerçekten çok yardıma muhtaç oluyoruz, sorduğumuz soruların cevaplarını ise ancak ikizleri olanlar biliyor. Bu site birçok annenin imdadına yetişti. Her türlü hizmet ve yardımlaşma ücretsiz. Ayrıca psikologlarla ikizlerde cinsel hayat üzerine dosyalar hazırlıyoruz. Belli bir yaştan sonra nasıl davranmalı, odalarını ayırmalı mı gibi sorulara cevaplar buluyoruz. Ben ailenin tek çocuğuydum. İkiz çocuk sahipleri her şeylerini eşit olarak ikiye böler ve çocuklarına dağıtır. Ben de çocuklarımla beraber paylaşmayı öğrendim.
Yazarın Tüm Yazıları