‘Alacakaranlık’ romantik, ‘Açlık Oyunları’ politik

Açlık Oyunları ve “Alacakaranlık” hayranları, istediğiniz kadar istemeyin, karşı çıkın ama iki film arasındaki karşılaştırma kaçınılmaz.

Haberin Devamı

Bir kere ikisi de çok tutulan gençlik edebiyatı serilerinin beyazperde uyarlaması.
‘Gençlik’ ve ‘çok satan’ kelimeleri ortak noktaları.
Ve tabii hikayelerin genç bir kız etrafında dönmesi, merkezinde kız tarafının olduğu aşk üçgenleri ilk bakışta karşılaştırma yapmayı kaçınılmaz kılıyor.
Ama gelin görün ki hikaye, alt metinler ve filmlerin tonları arasında dağlar kadar fark var.
Stephenie Meyer’in yazdığı romandan sinemaya uyarlanan “Alacakaranlık”, Bella’nın okul arkadaşı vampir Edward’la olan aşkı üzerine kurulu.
İnsan vampir aşkında üçüncü kişi Bella’ya deliler gibi aşık olan kurtadam Jacob oluyor.
“Açlık Oyunları” ise gelecek bir zamanda Panem adlı ülkede geçmekte. Panem’de her yıl düzenlenen açlık oyunları aslında bir tür ölümüne Survivor (zaten kitabın yazarı Suzanne Collins de romanı bir reality show’dan etkilenerek yazdığını itiraf ediyor).
Oyunlara katılan 24 genç ölümüne savaşıyor ve sadece kazanan hayatta kalabiliyor. Katniss Everdeen filmin ana kahramanı. Kendi bölgesinden, ona aşık olan Peeta Mellark ile katılıyor oyunlara. Duygusal anlamda yakınlaştığı Gale’i geride bırakarak.
Bella ne kadar kırılgansa ve aşka bağımlıysa, Katniss o kadar güçlü, savaşçı ve özgür.
Romantizm söz konusu olduğunda Alacakaranlık serisi Açlık Oyunları’nın hayli önünde.
Bella-Edward-Jacob aşk üçgeni seri boyunca merak uyandırmış ve gençleri fena halde avucunun içine almayı başarmıştı. Hatta hayranlar Edward takımı ve Jacob takımı olmak üzere ikiye bile ayrılmışlardı. Alacakaranlık’ın hayran kitlesinin yüzde 80’inin genç kızlar olmasının nedeni de hikayenin dayandığı bu aşk teması zaten.
İzleyicisinin yüzde 40’ını erkeklerin oluşturduğu Açlık Oyunları ise daha çok aksiyonu bol ve kanlı bir hayatta kalma mücadelesi üzerine kurulu.
Acımasız güce karşı durup, mazlumun yanında kalma gibi söylemleri ve politik bir duruşu da var.
Haksızlıklarla dolu olan düzene göndermeleri açısından alt metninin daha dolu olduğu söylenebilir.
İki filmde de gençleri perdeye çekecek çok şey var aslında.
Ben her iki seriyi de keyifle takip ettim, izleyicilere de aynısını yapmalarını tavsiye ediyorum.
Rakip olarak görüp diğerinden mahrum kalmak yazık olur.

Şarkının adı Brad Pitt!

Haberin Devamı

2012 Balkan Müzik Ödülleri’nde Sinan Akçıl, Hande Yener, Gökhan Tepe, Özgün, Manga ve Serdar Ortaç da adaylar arasındaymış.
Oylama halka açık olarak http://balkan-musicawards.com/nominations üzerinden yapılıyor.
Sitede adaylar arasında gezinirken, algıda seçicilikten olsa gerek, bir şarkı dikkatimi çekti... Severina’nın şarkısı Brad Pitt.
Hırvatistan’ın adayları arasında bulunan bu şarkı Brad Pitt’le ilgili ne diyor merak ettim ve İngilizce çevirisini buldum.
Şarkının bir yerinde “Sen Brad Pitt gibi görünüyorsun ve 150 kızdan 100 tanesi seninle birlikte olmak istiyor” diyor.
Kime sempatik gelir bilmiyorum ama bence saçma sapan bir durum var ortada.
Oscar adayı olmuş, oyunculuğuyla konuşulan bir aktörün bir şarkıya bu şekilde malzeme yapılması olacak iş değil.

Survivor’ın ahtapotu

Haberin Devamı

Survivor’da yarışan Sibel Tüzün’ün öldürdüğü ahtapotun ardından kahrolması, üzülmesi ve yemeden içmeden kesilmesi hayvan hakları savunucusu Linda McCartney’nin “mezbahaların duvarları camdan olsa kimse et yemezdi” cümlesini hatırlattı bana.
Ahtapot, Sibel’in eline dolanınca duygusal bir bağ gelişti işte aralarında.
Gözüyle gördü ölüm anını bir kere.
O bağdan ve o sahneden sonra insanın boğazından bir şey geçmez tabii.
Daha çocukken vejetaryen olmayı seçen Leonardo da Vinci’nin de dediği gibi midelerimizde tüm hayvanlara mezar yarattık aslında.
Sibel Tüzün gerçeği görebilenlerden.

Korsanla mücadele

Bildiğiniz gibi hem müzik hem de sinema sektöründe korsan büyük sorun.
Mücadele ise dört koldan sürüyor.
Avrupa Birliği Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve TÜRSAK Vakfı’nın işbirliği ile “Korsanla Mücadele ve Telif Hakları” teması ile başlayan “İstanbul Liselerarası Kısa Film Yarışması” için start verildi.
Son başvuru tarihi 30 Nisan 2012 olan yarışmada, her kategoriden 4 yarışmacı olmak üzere üç ayrı kategoriden (cep telefonu, fotoğraf makinesi ve kamera) 12 proje ödüllendirilecek.
Yarışma süreci, katılım koşulları için; www.lisekisafilm.com ve www.tursak.org.tr’yi ziyaret edebilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları