Aktaş: Telefon dinleme açıklamam hataydı

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Gazetemizin yöneticilerinin telefon konuşmalarının hukuk dışı yöntemlerle dinlenip, deşifre metinlerinin DYP tarafından açıklanması skandalından sonra bütün dikkatler emniyet teşkilatına çevrilmişti.

Bunun başlıca nedeni, skandalın ardından konuyu soruşturma görevinin Emniyet Genel Müdürlüğü'ne, spesifik olarak da örgüt bünyesindeki İstihbarat Başkanlığı'na verilmiş olmasıydı.

İkinci neden, emniyetin istihbarat biriminin bu tür dinlemeleri yapabilecek teknik yeteneğe sahip olmasıydi. Bu durum, Ankara'da ‘‘Acaba emniyet içindeki bazı alt kademe görevliler kontrol dışı olarak bu işe girişmiş olabilirler mi?’’ sorusunun gündeme gelmesine yol açmıştı.

Ayrıca, emniyetin son yıllarda belirgin bir şekilde politize olması, teşkilat içindeki çok sayıda ismin siyasi parti ve şahsiyetlerle ilişkili olmaları ve siyasete atılmaları bu soruları destekliyordu.

Ancak ortada somut hiçbir delil olmadığı için bu sorular birer şüphe ifadesi olmaktan ileri gitmiyordu. Hukukun temel ilkesi, kesin kanıt olmadığı sürece şüphelenilen kişi ya da kurumun masum olduğunun kabulünü öngördüğü için, bu noktada emniyeti suçlamak haksızlık olacaktır.

Gelinen noktada, dinleme suçunun nasıl işlendiği konusunda varsayımlara dayanarak muhtelif teoriler üretmekten başka yapacak bir şey bulunmuyor.

Bunlar arasında dinlemenin Telekom santrallarından ya da kurum içinden yapılması, telefonlara yansıtıcılar yerleştirilerek konuşmaların bina dışından banda alınması gibi tezler sayılabilir.

Bu tezler üzerinde durulurken merakla beklenen, Emniyet İstihbarat Başkanlığı'nın yürüttüğü soruşturmanın sonucuydu. Hürriyet, bu soruşturmada emniyetten hiçbir yardım ve bilgiyi esirgemedi.

Emniyet istihbarat ekibi, gazetemizin merkezinde yaptığı teknik inceleme sonucu bir kanaat edinerek, bunu 30 Aralık günü bir bilgi notu halinde İçişleri Bakanı Kutlu Savaş'a aktardı.

Söz konusu raporun içeriğinden, Hürriyet'in iki yöneticisi de yılbaşı öncesi haberdar edildi. Emniyet, bu bildiriminde devam eden soruşturmanın ve şüphelenilen şahıslarla ilgili izleme faaliyetinin selameti açısından aktardığı değerlendirmenin ‘‘çok gizli’’ tutulmasını da istedi.

Hürriyet yönetiminden ‘‘Kimseyi uyandırmayalım’’ gerekçesiyle sır olarak tutulması istenen bu bilgi notu, İçişleri Bakanı Kutlu Aktaş tarafından basına yapılan bir açıklamayla Türk kamuoyuna yansımış bulunuyor.

Aktaş, açıklamasında bu bilgi notuna dayanarak ve ‘‘kesinlik’’ içinde konuşarak gazetemizin emektar santral görevlilerini sorumlu tutuyor.

Önce şunu belirtelim: Söz konusu bilgi notu teknik olarak bir dizi maddi hata içeriyor. Böyle bir notun hazırlanmasında kuşkusuz bu tür maddi hatalar içermeyen bir mükemmeliyet beklenirdi.

Ancak daha önemlisi, bilgi notu bir tahminden ileri gitmiyor. Ayrıca içeriğinin bakan tarafından basına açıklanmasıyla, soruşturmanın sokulduğu doğrultunun kendi mantığı içinde sonuç alınabilmesi imkânı da ortadan kaldırılıyor.

İçişleri Bakanı Aktaş'ın emniyet teşkilatı üzerinde birikmiş olan şüpheleri dağıtmak üzere bu açıklamayı yapma yoluna gittiği anlaşılıyor.

Aktaş, dünkü görüşmemizde ‘‘Hatamı kabullenmekten başka yapacağım bir şey yok’’ diyerek, bu demeciyle hata yaptığını kabul etmiş bulunuyor.

Hürriyet, bundan sonraki aşamada konuyu bağımsız uzmanlara incelettirecek.



Yazarın Tüm Yazıları