Akşener, ürkek ve çelişkilerle dolu

Muharrem SARIKAYA
Haberin Devamı

İçişleri eski Bakanı Meral Akşener, 2 gündür saat başı ertelediği basın toplantısını dün sonunda gerçekleştirirken, DYP yeni bir cephe daha açıyordu: Genelkurmay...

Aslında yakın geçmişte, ‘‘Çiller fanatiği gençleri tutmakta zorlanacağız'' sözleriyle medyaya da cephe açan kişi olduğu hatırlanırsa, Akşener'in bu tutumu yadırganır bir davranış değildi.

* * *

Akşener dünkü basın toplantısını, DYP Kadın ve Gençlikten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı şapkasını giyerek gerçekleştirdi. Her iki yanında yardımcıları Orhan Toksoy ile Ayla Özbek'in olması, bunun en belirgin göstergesiydi. Akşener bu davranışı ile belki partinin de arkasında olduğu izlenimi vermek istedi. Ancak basın toplantısının hemen akabinde, genel başkan yardımcılarından birinin, ‘‘Milletin ordusu ile parti karşı karşıya getirilemez. Yaptığı açıklama da DYP'yi bağlamaz'' sözleri, görüntüyü tekzip ediyordu.

Basın toplantısında okuduğu metin ve ardından sorulara verdiği yanıtlara bakıldığında, Akşener'in ruh hali de ortaya çıkıyordu: Ürkek, savunma halinde ve çelişkilerle doluydu. Akşener'in ilk çelişkisi darbe üzerineydi. Hazırladığı metnin ilk sayfalarında, klasik bir savunma sistemi haline getirdikleri, ‘bir kısım medyaya' yükleniyor ve darbe söylentilerinin basın tarafından uydurulduğunu ima etmeye çalışıyordu. Ancak hemen arkasındaki sayfadaki sözleri bunu tekzip ediyordu.

Akşener'e göre Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki Batı Çalışma Grubu sadece irtica ile uğraşmıyor, darbenin de alt yapısını hazırlıyordu. Emniyet istihbarat birimi bunu araştırıp ortaya çıkarmıştı. Bu iddiasını sağlamlaştırmak için de Madanoğlu Cuntası örneğini verme gereği duyuyordu. Oysa Madanoğlu cuntası, orduda hiyerarşik yapının dışında sol çizgide bir gruplaşmaydı. Batı Çalışma Grubu, TSK içinde Genelkurmay Başkanı'nın talimatıyla oluşturulmuş, üstelik askerlerin kamuoyundan saklamadıkları bir organizasyondu. Ancak Akşener ikisini de aynı kaba koymayı tercih ediyordu.

Batı Çalışma Grubu üzerindeki çelişkisi bununla da bitmiyordu. Bu grubun varlığını da ilk kez kendilerinin ele geçirdikleri belge ile deşifre edildiği iddiasındaydı. Ancak Mayıs ayında Genelkurmay tarafından verilen irticai faaliyetlerle ilgili brifinglerin, bu grup tarafından hazırlandığı gazetelerde yer almıştı. Ele geçirildiği iddia edilen belgenin de irticai faaliyetlerle ilgili olduğu, hem Emniyet eski İstihbarat Başkanvekili Bülent Orakoğlu, hem de Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı tarafından açıklanmıştı. O halde belgede darbe hazırlığına dönük neler vardı? Akşener, bu soruya açıklık getiremiyordu.

* * *

Akşener'in bir diğer çelişkisi de, bu yasadışı çabaların Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bütününü kapsamadığı yönündeydi. Ancak, Orakoğlu'nun görevden alınması için Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın mektup gönderdiğini de gizlemiyordu. ‘‘Size Orakoğlu'nun görevden alınması yönündeki talebi ileten Genelkurmay Başkanı da darbe girişiminin içinde mi?'' sorusuna Akşener yanıt vermeyip, geçiştirmeyi yeğliyordu.

Akşener'in çelişkileri bununla da bitmiyordu. Bir taraftan Orakoğlu'nu başarılı bulduğu için ABD'ye gönderdiğini söylüyor, diğer taraftan da bu mektupla görevden aldığını belirtiyordu.

Peki üyesi olduğu Milli Güvenlik Kurulu'nda, Komutanlar Türk Watergate'i olayını dile getirdiğinde, ‘darbe olayından' söz etmiş miydi? Akşener buna yanıt vermek istemiyordu.

Basın toplantısı sona erdiğinde, geriye yine karışık kafalar kalıyordu. DYP'de de yeni bir sıkıntının startı veriliyordu.

Yazarın Tüm Yazıları