AKP'ye açık mektup

SAYIN AKP yöneticileri,

Bilmem fırsatınız oldu mu, geçen hafta tekrar yayınladığım bazı yazılara göz atmaya.

Umarım olmuştur; çünkü ben seçimden 3 ay kadar önce bir AKP iktidarının Türkiye'ye neden iyi şeyler getirmesi ihtimali olduğunu yüksek sesle düşünmeye başlamıştım.

Bunu belirtiyorum; çünkü aşağıda söyleyeceklerimi bir dost uyarısı olarak almanızı istiyorum.

Bu memlekette eğitimli, birikimli, mesleği olan, hayatta tek amacı işinde iyi şeyler yapıp ailesiyle mutlu olmak isteyen, ancak şu anda uzun zamandır işsiz durumda olan insanlar var.

Bunların sayıları çok fazla, önemli bölümü de açlık sınırında.

Ve bunların büyük bir bölümü sizin partinize oy verdi.

Yani anlayacağınız, kimliklerini meslekleriyle tanımlayanlardan bile destek aldınız bu seçimde.

Bunun ne kadar önemli olduğunun, bunun sizlere ne kadar büyük bir sorumluluk yüklediğinin umarım bilincindesinizdir.

* * *

Ben uzun bir süredir, yukarda tanımladığım türde, bugün işsiz veya gelecek güvencesiz olan ama bu memleketin tekrar ayağa kalkmasının da teminatı olan bu insanların gönüllü sözcülüğünü üstlenmiş durumdayım.

Bunu rahat yapıyorum; çünkü işsiz kalan çok sayıda arkadaşım var, aynı okullarda okuduğum, aynı tavırları paylaştığım insanlar bunlar.

Yani ben durum nedir diye anlamak için istatistiklere bakmak zorunda değilim, Türkiye'nin sorunlarını arkadaşlarımın suratlarından okuyabiliyorum.

Ve orta vadede, eğer siz yanlış yapmaz iseniz, kemikleşmiş yapıdan gelen tepkileri aşacağınızı da bu yüzden biliyorum; çünkü bu tanımladığım türde olan insanlar size destek vermeyi sürdürecekler.

* * *

Ancak size gelen desteğin sürmesi, en azından benim yanında durduğuma inandığım insanlardan gelen desteğin kalıcı olması iki şarta bağlı.

İlki çok net olan siyasi koşul. Sözünü ettiğim insanlar sizlerin sözünüzde duracağınıza ve hayat tarzlarına saldırıda bulunmayacağınıza inanıyorlar. Sözünüzde durmayıp da tavır değiştirirseniz destek bir anda çekilir ve çekilecek.

Daha önce de yazdım, ben sizler akıllı insanlar olduğunuz için bu şekilde bir siyasi intihara girmeyi düşünmeyeceğiniz kanaatindeyim

İkinci koşul ise objektif nedenlerden dolayı çok daha karmaşık.

Önünüzde son derece net bir sorun duruyor.

Ekonomi, çok karmaşık görünümüne, bunu daha karmaşık hale getirmeye çalışan uzmanların çabalarına rağmen temelinde basit bir denklemden oluşur.

Bugün Türkiye'de var olan denkleme baktığınızda, IMF tarafından uygulanması istenilen ve teknik açıdan son derece geçerli olan programla, size destek veren kitlelerin ekonomide olmasını istedikleri değişimler arasında net ve sert bir uzlaşmazlık olduğu ortadadır.

Türkiye'nin büyümeye, işsizliği azaltmaya, yatırımlar yapmaya, yeni teknolojileri getirerek yeni dallarda üretime geçmeye, tarımı ölümden kurtarmaya ihtiyacı var.

Ekonomi biliminin asıl amacı olması gereken sıradan insanların talepleri bu yönde.

Ancak IMF politikaları, kısa ve hatta orta vadede bu hedeflere ulaşılmasına katiyen izin vermez.

Dikkat edin bakın, IMF'nin talep ettiği türde düzenlemelere yanlıştır demiyorum, bunlar yapılmalıdır da ancak toplumun şu anki veri durumu ile bu politikalar arasında uzlaşmaz bir çelişki olduğu da kesindir.

Özetle söylemek gerekirse birçok uzman tarafından teknik anlamda doğru bulunan IMF reçetesinin tavizsiz uygulanmasına toplumun dayanacak hali kalmamıştır. Sosyal çöküş yaşamak pahasına teknik düzenlemelerin yapılması marjı artık yoktur. Milyonlarca insan için bıçak kemiğe dayanmış durumdadır.

* * *

Bu çelişkiyi, siyaseten anlamlı bir şekilde ve Türkiye'de gerilimi azaltarak çözebilmenin mantıken tek bir yolu vardır.

IMF'nin teknik programında revizyon talep etmek zorundasınız.

Ekonomiyi seyretmekten hızla kurtulup, bu ülkenin uzun yıllardır iş yaptırılmayan teknik kadrolarını harekete geçirip, stratejisi, programı, planı olan bir kalkınma modeli yaratmak ve bununla IMF'nin karşısına tekrar oturmaktan başka çareniz yok.

Bunun IMF programından uzun vadede vazgeçmek olmadığını, borçların uzun vadede tamamının ödeneceğini net olarak söyleyin, ama ülkeyi yeniden ayağa kaldıracak bir programı da acilen uygulamak zorunda olduğunuza onları ikna edin.

Bunu yapmadığınız, veri koşullara teslim olduğunuz takdirde siz de, ülke de kaybedecektir.

Türkiye'nin bugünkü koşullarında, sosyal enkazın içinde, demokratik siyasetten hem vazgeçmeyip hem de IMF politikalarını tavizsiz uygulamanın imkánı artık maalesef kalmamıştır.

Bunu uluslararası çevrelere ancak arkasında kuvvetli halk desteği olan bir iktidar anlatabilir, ancak bu tür bir iktidar yani sizler onları ikna edebilirsiniz.

Adımı atın, size yardım elleri hiç beklemediğiniz çevrelerden uzatılacaktır, merak etmeyin.
Yazarın Tüm Yazıları