Akıllı ol Umberto

Akıllı ol Umberto

Haberin Devamı

AH güzel abim, n’apmışsın sen?
Okuyalım:

***

“...Nerede mass media (yaygın medya)?
Bir telefon konuşmasından daha özel ne olabilir?
Özel bir telefon konuşmasının, banda alınmak üzere yapılmış bir telefon konuşmasının kayıtlarını birinin mahkemeye teslim etmesi, bir adliye memurunun bunu gazetelere aktarması, gazetelerin ondan söz etmesi ve araştırmaların bundan olumsuz yönde etkilenmesi durumunda ne olmaktadır?
İletiyi ve onun ideolojisini kim üretmiştir?
Her şeyden habersiz telefonda konuşan safdil mi, bandı mahkemeye teslim eden kişi mi, yargıç mı, gazete mi, yoksa oyunu anlamayan ve haberi ağızdan ağza aktararak iletinin başarısını artıran okur mu?
Bir zamanlar ‘yaygın medya vardı, biliyoruz, kötüydüler ve bir suçlu vardı.
Sonra bu suçtan yakınan erdemli sesler vardı ve kitle iletişim araçlarının tutsağı olmayanlara alternatifler sunan sanat (ah, ne şans!) vardı.
Güzel, her şey sona erdi.
Şimdi bir kez daha başa dönerek neler olduğunu kendimize sormamız lazım.”

***

Haberin Devamı

Bu satırların yazarı İtalyan usta Umberto Eco.
Bu satırlar 30 yıl önce yazılmış ve Türkiye gündemiyle ilgili değil.
Yani Paul Auster’a kalkan değnekler aşağı inebilir.
Yazı popüler kültür ve medya üzerinden toplumsal/ideolojik tasarımlar yapılması ve iletişim kuramcılarının yeni uygulamaları okuyamaması üzerine 1983’te yazılmış.
1973-1983 arasında yayınlanmış eserlerinden derlenen ve Türkçe olarak geçtiğimiz günlerde “Günlük Yaşamdan Sanata” adıyla basılan kitabı okurken rastladım.
Bölüm sonundaki “1983” tarihini görene kadar “Alçaklara kar yağıyor Umberto Abi üşümedin mi? Paul Auster’ın yediği zılgıtı düşünmedin mi?” diyerek ilerledim.
30 yıl zamanaşımına girer, yırtarsın elbette fakat yine de akıllı ol Umberto.
Çav bella.
(Umberto Eco, Günlük Yaşamdan Sanata,
Can Yayınları, 2012)

‘Disko’nun ölümü

DİSKO müzik iki önemli figürünü kısa arayla kaybetti.
1970’lerde zirve yapan Bee Gees’den Robin Gibb ve “Disko Kraliçesi” olarak nam salmış Donna Summer’ın yaşadığımız çağa göre çok erken sayılacak ölüm haberleri hayranları arasında derin üzüntü yarattı.
Dün Hürriyet’in web sayfasında en fazla yorum alan haberler arasındaydı Gibb’in ölüm haberi.
1960’larda folk şarkılarıyla çıkış yapan, 1970’lerde kariyerleri sona ermek üzereyken Ahmet Ertegün’ün yönlendirmesiyle kapağı disko müziğine atan ve halen rekor kabul edilen başarılara ulaşan bir ekipti Gibb Kardeşler projesi.

***

Haberin Devamı

On milyonlarca plak sattılar, sadece Beatles’ın başarabildiği ilk 10’da 5 şarkıyla boy göstermek gibi sektörün ve kitlelerin önemsediği işler yaptılar.
Dürüst davranayım, ne disko müzik sound’u çalışır bende ne de Bee Gees; neticede rock’la harman olmuş bir kimseyim.
Ama daha dürüst davranayım; bir ortamda mesela “Stayin’ Alive” çalarken kıpırdanmayan organizmaya da -ne kadar kötü dans ederse etsin- pek rastlanmaz; ben de dahil...
Disko hızlı yaşayıp genç ölen, “plastik” bir müzikti.
Yıldızları kayarken, bir rock’çı olarak saygılarımı sunarım.

Kıvamında gençlik

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) 2011 gençlik raporunu yayınladı.
“İlgi alanları”nda din yüzde 65’le birinci sırada. Yüzde 27 de “Orta derecede ilgiliyim dinle” cevabını vermiş.
Müzik takip ediyor dini; yüzde 61’le.
Spor yüzde 41.
Bilim ve teknoloji yüzde 37.
Kültür, sanat edebiyat yüzde 26.
Siyaset yüzde 15.
Ve nihayet “sendika, dernek faaliyetleri” yüzde 4.
Görünen o ki “kıvamında gençlik” yolunda önemli yol alınmış.
“Kindar gençlik/minder gençlik” tartışmalarına bir katkı olarak sunarım bilginize.

Yazarın Tüm Yazıları