2020’ye mektup

Sevgili 2020, geldiğin andan itibaren küresel anlamda insanoğluna çok büyük dersler verdin. Depremler, savaşlar, büyük patlamalar… İnsanoğlunun doğaya, çevreye ve kendisi dışında yeryüzünü paylaştığı diğer tüm canlılara karşı belki de bu zamana kadar farkında olmadan verdiği zararların cevabını vermişsin gibi hissediyorum.

Haberin Devamı

Her ne kadar kısa vadede düşündüğümüzde hem ülkemizde hem de dünyada olup bitenlerin sebebini açıklayamıyor gibi gözüksek de bence yaşadıklarımız öncesi ve sonrası çok açık bir tabloda karşımızda duruyor.

Sosyal hayatta, ekonomimizde ve eğitim alanında getirdiğin zorluklara ek olarak, iç dünyamızda yarattığın etkilerden kaynaklı psikolojik anlamda birçok probleme sebep olmuş olsan da bir yandan da bize hayatın değerini öğrettin. Aldığımız her nefesin kıymetini, ailemizle bir arada kalabilmenin ve her şeyden önce sağlıklı olabilmenin ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlattın diye düşünüyorum. Nitekim özellikle metropol kent yaşamı süren biz kentlilerin, bazen durup kendimizi dinlemek, doğayla baş başa olmak, ailemize daha fazla zaman ayırmak, kendimizi tanımak ve hayattan beklentilerimizi analiz edebilmek adına kendimize yeterince zaman ayırmıyormuşuz gibi hissediyorum. Örneğin pandemi sebepli karantina sürecinde uzun süreli olarak evde olmak birçoğumuzun hayatını zorlaştırmış gibi gözükse de bir yandan da okunmamış kitapları okumaya, yapılmamış sohbetleri yapmaya, karşılıklı içilmesi sürekli ertelenmiş kahveleri içmeye de fırsat tanıdığını düşünüyorum.

Haberin Devamı

Elbette ki sosyal yaşamdan soyutlanmış olmak ve çalışma hayatımızı askıya almak ekonomik sıkıntıları beraberinde getirse de sosyal ilişkilerimizin,  seyahatlerimizin uzun vadeli askıya alınmış olması, iyi veya kötü günlerimizi sevdiklerimizle paylaşamıyor olmak bizi yormuş olsa da bir yandan şunu söylemeyi öğrendik diye düşünüyorum “Yeter ki sağlıklı olsunlar.” Bu cümleyi kurduğunuzda sanırım hepimizin aklına ebeveynlerimiz geliyor. Onlar için neler yapabileceğimizi, toplum olarak büyüklerimizi ne denli önemsediğimizi aslında pandemi döneminde bir kez daha kanıtladık diye düşünüyorum. Bu toplumsal anlamda beni çok çok mutlu eden bir detay. Ülkemin insanının kendi büyüklerine bu denli özenli yaklaşması ve önce onların sağlığı için sağlık kurallarına bu denli uyması beni ciddi anlamda gururlandırdı.

Bunların yanı sıra birçoğumuz kendimizle baş başa kalma fırsatını belki de ilk defa pandemi sürecinde bulabildik. Karantina sürecinde telaşsızca yapılan kahvaltılarda çocuklarımızın sohbetlerine dahil olma fırsatı bulduk mesela, onlarla daha fazla oyun oynamaya, uyku öncesi daha fazla sohbet edebilmeye başladık. Bir şeyleri yetiştirme, bir yerlere koşturma telaşımız olmadığı için belki de “şimdi ve burada” anda kalmayı uzun zamandır ilk kez başarabildik.

Haberin Devamı

Dolayısıyla 2020, sana karşı bazı kızgınlıklarım ve hayal kırıklıklarım olsa da benden götürdüklerin kadar bazı güzel farkındalıkları da beraberinde getirdiğini düşünüyorum ama biliyor musun bence artık gitme vaktin geldi. Senden ricam daha fazla canımızı yakmadan sevdiklerimizi bizden almadan,  usulca aramızdan ayrılman. Sanırım vermek istediğin dersleri aldık ve seni anladık. Bundan böyle zamanın kıymetini, sevdiklerimizin değerini ve anı yaşamanın önemini daha fazla içselleştireceğimize inanıyorum ve seni sevgiyle kucaklayıp saygıyla kabul ediyorum.

Sağlıkla kal ve maskeni takmaya, sosyal mesafeni korumaya özen göster olur mu :)

Yazarın Tüm Yazıları