Pemra Uğural
Pemra Uğural
Pemra Uğural

Bu gençliği ayakta alkışlıyorum

Gelen bu harika nesilden çok ümitliyim ve hepsini ayakta alkışlıyorum…

Haberin Devamı

Günlerdir sosyal medyadan ve televizyondan gösterilen direnişi, yaşananları ve yaşatılanları takip etmekten, yorumlar yazmaktan, paylaşmaktan çok sıkıldım ve biraz geç de olsa dün akşam Gezi Parkı'na gittim. Polis ile halk arasında neler oluyor, nerede hangi gaz bombaları patlıyordan daha çok; kimler, nasıl insanlar var bu direnişte, neler konuşuyorlar aralarında, onları provoke edenler var mı diye merakımdan... Kısacası kimdir bu çapulcular gideyim ve göreyim istedim.

Parka İnönü Stadyumu'nun karşısındaki yokuştan, Ritz Carlton Oteli'nin önündeki yoldan tek çıkan bizdik o anda. Kurdukları barikatların arkasından, 'İyi misiniz? Yardıma ihityacınız var mı?' diye koşarak gelen gence hayretlerle baktım. Uzakta atılan gaz bombalarına yakalandığımızı zannedip bize koştuğunu sonradan anladım. Oraya gitmeden önce nedense hep bağıran çağıran, devamlı slogan atan, kızgın, gergin insanlarla rastlaşacağımı hayal etmiştim. Ne kadar yanılmışım. 'Ah başım ağrıyor' desem yanıma koşup yardım etmek isteyecek insanların arasına girmişim meğerse.

Haberin Devamı

Kimse mutlu değil ama herkesin yüzü gülüyor, kimse bahar festivaline gelmemiş ama herkes birbirine ikramlarda bulunuyor. Her yer tıklım tıklım ama herkes aralarına yeni gelenlere yer açıyor, şarkılar söylüyor. Kimse taşkın değil ama herkes düşüncelerini dile getiriyor. Normal bir günde yolda yürürken yanlışlıkla birbirimize çarpsak dönüp pis bakışlar atacağımız sahnelerin yerini, çarptığında özür dileyen, espri yapan insanlarla dolu görüntüler almış.

Çok duygulandım. Tek sebebi de bu harika insanların eski İstanbul efendileri değil, çoğunlukla 17-25 yaş arasındaki pırıl pırıl gençlerimiz olduğunu görmüş olmam... Aynı anda tezahürat yapan insanların arasında olmak beni hep korkutur, maçlara da o yüzden gitmeyi tercih etmem. Gitsem de sus pus otururum genelde.

Dün gezi Parkı'nda onbinlerce insanın aynı anda çalışıp da gelmiş gibi haklarını arayan sesleri arasında kendimi müthiş bir güvende hissettim. Olur da yanımdaki arkadaşlarımı kaybeder, orada tek başıma kalsam bile bana hiçbir şey olmayacağını, muhakkak birilerinin beni sahipleneceğini hissettim. Etrafımdaki her bir surata tek tek bakmaya gayret ettim. Hepsi birbirinden güzel, bilinçli, tertemiz, adaptlı ve en önemlisi neden orada olduklarını bilip amaçlarından sapmayan müthiş kontrollü insanlar.

Haberin Devamı

Onbinlerce lise üniversite öğrencisinden bahsediyorum. Durdukları yere sığmayan, içlerinde biriken gençlik ateşlerini bedenlerinde hisseden bu çocuklardan bir tanesi de, kendi dünyalarında kopan fırtınaları hazır şuraya gelmişken bir salıvereyim demez mi? Gaz bombasına mağruz kalıp, sığındığımız otelin lobisinde onlarca gönüllüsü kapılarda bizi karşılayıp yüzümüze sprey sıkarken, ne yapıp ne yapmamamız gerektiğinden emin olana kadar anlatmaktan bıkmaz mı? Annelerinin sabah evden çıkarken 'Evladım üstüne ceket al, üşürsün akşama doğru' diyerek titrediği bu muhteşem gençlerimizin, bizlere boyun borçlarıymış gibi sahip çıkmaları, üzerimize ceket olmaları kaç puan?

Haberin Devamı

Hepsiyle gurur duydum. Bir o kadar da onları yetiştiren, böyle bir dönemde birlik olmalarına mani olmayan, tam tersi onların önünü açan, cesareti ve özgürlüğü taşkınlığa kaçmadan dozajında aşılamış, harika tohumlar ekmiş bu gençlerin anne ve babalarıyla…

Ne diyoruz kaç gündür? Bu olaylar sayesinde BİR olmayı öğrendik, yardımlaşmayı, hiçbir ayırım gözetmeden paylaşmayı…Biz biraz geç öğrenmiş olabiliriz ama bu çocuklar bunu yaşayarak beyinlerine kazıdılar, artık daha hiç unutmazlar, çok eminim. Gelen bu harika nesilden çok ümitliyim ve hepsini ayakta alkışlıyorum…