Nuran Çakmakçı
Nuran Çakmakçı
Nuran Çakmakçı

Teknoloji diyeti

Tamam, bu çağın çocukları biraz farklı. Ellerinde telefon, tablet, dizlerinde bilgisayar düşmüyor.

Haberin Devamı

Tamam, bu çağın çocukları biraz farklı. Ellerinde telefon, tablet, dizlerinde bilgisayar düşmüyor. Onlarsız yapamıyor, her daim eksikliklerini hissediyorlar. Ama, değil bizimle, akranlarıyla bile konuşamıyorlar. Bizim gibi 30’lu yaşlarda teknoloji ile tanışan nesildeki anne babalarının aksine hayatlarının her alanında bir teknolojik alet var. Sınıflarında akıllı tahta, önlerinde tablet, teneffüste cep telefonu, evde arkadaşlarıyla bir araya geldiklerinde ya DVD’lerde film seyrediyor, ya da Playstation’un başına geçiyorlar. Aralarında konuşma yok denecek kadar az. Kullandıkları kelime sayısı iddia ediyorum 50’yi geçmez. Onlar da, “Tamam kanka, oğlum, kızım, ne yapıyorsun ya, oleyy, ..vs” den ibaret.

Yalnız kaldıklarında ellerindeki parmaklar mesaj yazmaktan dolama çıkaracak gibi. Gözleri bilgisayara bakmaktan kıpkırmızı oluyor. Hadi evde bunları sınırladık, ama çocukların bulunduğu tüm ortamlar teknoloji ile donatılıyor. Bakınız Fatih Projesi ile binlerce okula tablet gönderiliyor, akıllı tahtalarla sınıflar doluyor. Üniversiteler bile uzaktan eğitime geçiyor.

Haberin Devamı

Bütün bunlar iyi de duygular, iletişim, temas, dokunma, gözlerinin içine bakarak konuşma nerede kalıyor? Eski kafalı mıyım neyim ama bunlar bana aşırı geliyor. Ne olursa olsun, kim ne derse desin ben çocukluğumdaki arkadaşlıkları, dertleşmeyi, birlikte eğlenmeyi, hoplayıp, zıplamayı görmek istiyorum çocuğumda. Oğlumun saatlerce bir yere odaklanarak kalmasını, yazmaktan parmaklarının acımasını istemiyorum. Bir ekran başına onlarca ergenin toplanmasına pek sıcak bakamıyorum. Ne bileyim sanki insanlık elden gidiyor gibi geliyor. Duygularımızı o teknolojik aletler elimizden yavaş yavaş alıyor diye düşünmeden edemiyorum kendimi.

Tabii teknoloji olacak, şimdi bu satırları ben de bilgisayarla yazıyorum, tüm işimi onunla yapıyorum, ama sadece ve sadece işimin bir parçası olarak kullanıyorum. Yine arkadaşlarımla birlikte vakit geçirmenin keyfine doyamıyorum.

İşte bütün bunlardan dolayı biz oğluma biraz teknoloji diyeti verdik. Verdik derken aslında teknolojiyi hayatının içine bu kadar sokmasıyla ilgili uzun uzun konuşmalar yaptık ve kararı o verdi. Çünkü, o da zamanının büyük bölümünü bu aletlerle haşır neşir geçirdiğini anlayarak, dört duvar arasına kapanarak geçirdiğini anladı ve dün cep telefonunu kendi elleriyle bize teslim etti. Bilgisayarı ödevi dışında bir süre kullanmayacağını, arkadaşlarıyla farklı etkinlikler yapacağını söyledi. Şimdilik aradan bir gün geçti. Hani bizim diyetler gibi pazartesi başlayıp, salı günü bitirebilir de, sağlam irade ile devam de edebilir de.

Haberin Devamı

Ben içimden bir hafta süre verdim, sonrasında yine akranları gibi o hayata dönecek ama, olsun hiç değilse öteki hayatı da anlayacak, orada vakit geçirmenin nasıl bir duygu olduğunu, koşmayı, zıplamayı, hareket etmeyi daha çok sevecek diye düşünüyorum.

İlk gün akşam sohbetle geçti, televizyon kapandı, tıpkı çocukluğumdaki gibi anılar anlatıldı, hatta ben coşup kutu oyunları oynamayı teklif ettim, ama daha o bölüme geçemedik. Bakalım bugün nasıl geçecek?