Nuran Çakmakçı
Nuran Çakmakçı
Nuran Çakmakçı

13 yaşındaki çocuğun özgürlükleri

Bizim ergen irisinin pek mi pek popüler bir arkadaşı var. Sanmayın öyle iri yarı, atletik vücutlu olduğuna. Zaten marifeti boyunda değil yaptıklarında. Jargon kesiyor, parasıyla dövüyor, özgürlüğü sınırsız yaşıyor. O nedenle bizim genç erkeklerin hayranlı

Haberin Devamı

Bizim ergen irisinin pek mi pek popüler bir arkadaşı var. Sanmayın öyle iri yarı, atletik vücutlu olduğuna. Zaten marifeti boyunda değil yaptıklarında. Jargon kesiyor, parasıyla dövüyor, özgürlüğü sınırsız yaşıyor. O nedenle bizim genç erkeklerin hayranlığını kazanmış durumda.

Günümüz deyimiyle sosyo-ekonomik düzeyi yüksek mi yüksek bir ailenin tek çocuğu. Üniversite mezunu, toplumda pek de itibarı olan meslekleri olan anne-baba, oğullarının okulda bu kadar akranları arasında popüler olduğunu bilselerdi eminim mutlu olurlardı. Ama anladığım kadarıyla pek de farkında değiller.

Zaten onlar oğullarını da, yaptıklarını da izleyecek, denetleyecek, sözüm ona bilgi sahibi olacak durumda da değiller, pek de umurlarında olduğunu sanmıyorum.

Bir önceki yazımda biraz ironik de olsa “bizim çocuklar kıymetli “dedim ama o kadar da değil bizim ergen irisinin arkadaşının yaptıkları.

Haberin Devamı

Bu yerden bitmeyi pek popüler yapan eline verilen ve sanırım harcaması sınırsız kredi kartı ve taksi kullanma keyfi. Yani 13 yaşındaki çocuk pek korunaklı, annelerinin dizinin dibinde ayrılmayan, onların gözetiminde yaşayan bizim süt kuzularının tam tersi elinde kredi kartıyla dolaşıyor. Dilediğini alıyor, dilemediğini arkadaşlarına ısmarlıyor. Para gani yani.

Okuldan eve, evden okula taksiyle gidip geliyor. Yok öyle tahmin ettiğiniz gibi tanıdık durak taksisi değil, yoldan çevirme. Evet, "Çocuklar özgür olsun, rahat olsun" dedik ama İstanbul sokakları ve insanları da malum. Saat kaç olursa olsun, bizim yerden bitme arkadaşları arkasında, yan gözle onlara bakarak ıslıkla çağırdığı taksinin makam tarafına kuruluyor, onlara bir bakış attıktan sonra gideceği yeri söylüyor.

Onu gören genç erkekler ne yapsın, soluğu evde alıp, “Benim sosyalleşmemin tek nedeni sensin anne” diyerek annelerine sitem ediyorlar. Çünkü, jargon kesen arkadaşları kadar olamıyor, sinemaya ya da herhangi bir yere gittiklerinde annelerinin bırakmasını bekliyor, onların gözetiminde arkadaşlarıyla birlikte oluyorlar.

Şimdi bazılarınız “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” diyebilirsiniz. Çocukları rahat bırakalım, özgür bırakalım, ayakları üstünde kalsınlar derken bu örneği demedim. Aman yanlış anlamayın. Taksiye binmenin de, kredi kartı kullanmanın da bir yaşı, zamanı var. İlköğretim 7’inci sınıftaki çocuğa bunu yaptırırsanız, 20 yaşındaki üniversiteliye neler yaptırırsınız?

Bir düşünün derim.