Yeni fark edilen bir halk sağlığı problemi: Menopoz

Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization – WHO) ve Uluslararası Menopoz Derneği (International Menopause Society – IMS) her yıl 18 Ekim’i Dünya Menopoz Günü olarak ilan etti. Amaç, kadınların yaşam döngüsündeki doğal bir süreci kutlamaktan çok uzun yıllar görmezden gelinen bir gerçeği hatırlatmaktı. Menopoz, artık yalnızca bir kadın sağlığı meselesi değil; küresel ölçekte bir halk sağlığı problemidir.

Haberin Devamı

DÜNYADA ARTAN MENOPOZ NÜFUSU

Dünyada her yıl yaklaşık 47 milyon kadın menopoza giriyor. Ortalama menopoz yaşı 50 civarında olsa da, yaşam süresinin uzamasıyla birlikte kadınlar hayatlarının üçte birinden fazlasını menopoz döneminde geçiriyor. Dünya Sağlık Örgütü projeksiyonlarına göre 2030 yılına kadar 1,2 milyardan fazla kadın postmenopozal dönemde olacak. Bu artış, yalnızca biyolojik bir geçişin değil; küresel ölçekte sağlık, ekonomi ve toplumsal yapıyı etkileyen bir dönüşümün göstergesidir. Gelişmiş ülkelerde menopoz yönetimi sağlık politikalarına dâhil edilirken, gelişmekte olan ülkelerde kadın sağlığı hâlâ doğurganlık dönemine odaklı. Oysa menopoz, yaşamın ikinci yarısında kalp-damar hastalıkları, osteoporoz, bilişsel gerileme, depresyon ve metabolik sendrom gibi kronik hastalıkların riskinin hızla arttığı bir dönemdir.

Haberin Devamı

GÖRÜNMEYEN YÜK: KADININ SESSİZ DÖNÜŞÜMÜ

Menopoz döneminde östrojen düzeyinin azalması, yalnızca adetlerin kesilmesiyle sınırlı değildir. Kalp sağlığından kemik yoğunluğuna, ruh halinden bilişsel işlevlere kadar birçok sistemi etkiler. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre menopoz sonrası kadınlarda kalp-damar hastalıkları riski üç katına çıkar. Osteoporozun %80’i postmenopozal kadınlarda görülür. Her üç kadından biri bu dönemde depresif belirtiler yaşar. Buna rağmen pek çok kadın bu dönemi “doğal, geçici, konuşmaya değmez” bir süreç olarak görür ve tıbbi destek almaz. Oysa bu “sessiz geçiş”, hem bireysel hem toplumsal düzeyde önemli sonuçlar doğurur.

Yeni fark edilen bir halk sağlığı problemi: Menopoz

TIBBİ DEĞİL, TOPLUMSAL BİR SESSİZLİK

Menopoz uzun yıllar boyunca kadınların özel alanında, hatta kimi zaman utanılarak yaşandı. Ancak son on yılda yapılan büyük ölçekli araştırmalar, kadınların bu dönemde yalnız bırakıldığını gösteriyor. Harvard Women’s Health Study (2022) verilerine göre menopoz dönemindeki kadınların yalnızca %35’i profesyonel destek alıyor, %60’ı semptomlarını iş ortamında gizlemeye çalışıyor. Birleşik Krallık’ta 2023’te yapılan ulusal bir ankette, kadınların %25’i menopoz nedeniyle işten ayrılmayı düşündüğünü, %10’unun ise gerçekten işini bıraktığını bildirdi. Bu veriler, menopozun sadece tıbbi değil; ekonomik, psikolojik ve toplumsal eşitlik boyutları olan bir halk sağlığı sorunu olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Haberin Devamı

BİLİM DÜNYASININ GÜNDEMİNDE: MENOPOZ VE HALK SAĞLIĞI

Son yıllarda tıp literatüründe menopozun halk sağlığı yönü güçlü biçimde vurgulanıyor. The Lancet dergisi 2023’te yayımladığı kapsamlı incelemede, menopozu “sessiz bir halk sağlığı krizi” olarak tanımladı. Çalışma, menopoz döneminde risk faktörlerinin erken tanınmasıyla kalp, kemik ve metabolik hastalıkların önlenebileceğini vurguluyor. Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Sağlık Enstitüleri bünyesindeki Kadın Sağlığı Araştırmaları Ofisi ise menopoz sonrası dönemi “önlenebilir kronik hastalıklar için bir fırsat penceresi” olarak tanımlıyor. Bu dönemde düzenli egzersiz, dengeli beslenme, sigaranın bırakılması, D vitamini desteği ve gerektiğinde hormon replasman tedavisi ile yaşam kalitesinin ve yaşam süresinin belirgin biçimde arttığı bildiriliyor.

Haberin Devamı

HORMON TEDAVİLERİNDE YENİ BAKIŞ

2000’li yılların başında yapılan Kadın Sağlığı Girişimi çalışması sonrası HRT riskleri tartışma konusu olmuştu. Ancak sonraki meta-analizler, erken dönemde ve uygun dozda başlanan hormon tedavisinin kalp, kemik ve bilişsel sağlık üzerinde koruyucu etkileri olabileceğini ortaya koydu. Avrupa Menopoz ve Andropoz Derneği 2023 kılavuzunda, menopozun erken döneminde kişiye özel hormon tedavisinin yaşam kalitesini artırdığını ve uzun vadeli sağlık yararları sağladığını vurguladı.

Yeni fark edilen bir halk sağlığı problemi: Menopoz

TÜRKİYE’DE TABLO

Türkiye’de menopoz ortalama 47–49 yaşları arasında gerçekleşiyor. Kadınların ortalama yaşam süresi 81 yıl. Yani Türk kadınları yaşamlarının yaklaşık 30 yılını postmenopozal dönemde geçiriyor. Buna rağmen düzenli menopoz kontrolü yaptıran kadın oranı %20’nin altında. Toplumda hâlâ menopoz “kadınlığın sonu” veya “yaşlılığın başlangıcı” olarak görülüyor. Bu algı hem psikolojik yükü artırıyor hem de kadınları sağlık hizmetlerinden uzaklaştırıyor.

Ne yapılmalı?

Haberin Devamı

1.Birinci basamak sağlık hizmetlerine menopoz danışmanlığı eklenmeli.

2.Aile hekimlerine ve hemşirelere menopoz yönetimi konusunda eğitim verilmelidir.

3.Çalışma yaşamında menopoz dostu politikalar (esnek çalışma, destek hatları) oluşturulmalıdır.

4.Toplum genelinde menopozun “doğal ama yönetilebilir” bir süreç olduğu anlatılmalıdır.

5.Üniversiteler ve sağlık bakanlıkları menopoz tarama ve eğitim programlarını ulusal halk sağlığı politikalarına entegre etmelidir.

Sonuç olarak; menopoz her kadının yaşayacağı doğal bir süreçtir; ancak etkileri “doğal” olduğu gerekçesiyle küçümsenemez. Kadınların yaşamlarının üçte birini kapsayan bu dönem, önlenebilir hastalıklar, üretkenlik, ruh sağlığı ve yaşam kalitesi açısından devasa bir halk sağlığı başlığıdır. Artık kadınların menopoz dönemini sessizce değil, bilinçle, destekle ve saygıyla yaşamaları gerekiyor. Çünkü menopoz bir son değil; doğru yönetildiğinde sağlıklı bir yaşamın ikinci perdesidir.

Yazarın Tüm Yazıları