Kolajen neden azalır ve bu cildimizi nasıl etkiler?

Deri katmanları içinde en çok dermis tabakasında bulunan kolajen, cildin sıkı, dolgun ve pürüzsüz görünmesini sağlar.Deri katmanları içinde en çok dermis tabakasında bulunan kolajen, cildin sıkı, dolgun ve pürüzsüz görünmesini sağlar.
Ancak kolajen üretimi sabit değildir. Yaş ilerledikçe vücut, bu proteini daha az üretir. Ciltteki ilk değişiklikler de genellikle bu azalmayla paralel olarak ortaya çıkar.

Neden azalır? Ne zaman başlar?

Bilimsel çalışmalar, kolajen üretiminin genellikle 25 yaş sonrasında yavaşlamaya başladığını göstermektedir. Her yıl yaklaşık %1 oranında kolajen kaybı yaşanabilir.

Bu azalma sürecini hızlandıran bazı faktörler şunlardır:
• UV ışınları (güneş maruziyeti)
• Sigara kullanımı
• Yetersiz beslenme (özellikle protein, C vitamini ve çinko eksikliği)
• Kronik stres
• Yetersiz uyku

Bu faktörler, kolajenin hem üretimini hem de mevcut yapısının korunmasını olumsuz etkiler. Sonuç olarak cilt, zamanla daha ince, kırılgan ve sarkmaya eğilimli hale gelir.Bu faktörler, kolajenin hem üretimini hem de mevcut yapısının korunmasını olumsuz etkiler. Sonuç olarak cilt, zamanla daha ince, kırılgan ve sarkmaya eğilimli hale gelir.

Kolajen kaybı cildi nasıl değiştirir?

Kolajen azaldığında, cildin destek yapısı zayıflar. Bu da:

• İnce kırışıklıkların oluşmasına,
• Cilt elastikiyetinde azalmaya,
• Yüz hatlarında sarkmalara (özellikle çene hattı ve göz çevresi),
• Hacim kaybına (elmacık kemikleri, nazolabial bölge),
• Gözeneklerin belirginleşmesine neden olabilir.

Cilt, genç yaşlardaki canlı ve sıkı görünümünü yavaş yavaş kaybetmeye başlar. Göz çevresi ve ağız kenarı bu değişimin ilk hissedildiği bölgelerdir.

Neler yapılabilir? Ne zaman müdahale gerekebilir?

Kolajen kaybını tamamen durdurmak mümkün olmasa da süreci yavaşlatmak ve etkilerini azaltmak mümkündür. Güneşten korunma, antioksidan zengini beslenme, düzenli uyku ve cilt bariyerini destekleyen ürünler bu süreci yavaşlatmada yardımcı olur.

Bununla birlikte, ciltteki hacim kaybı, kırışıklık derinliği veya sarkma belirginleşmeye başladıysa, bazı medikal estetik uygulamalar gündeme gelebilir. Örneğin, cilt altı kolajen üretimini uyaran enjeksiyonlar, mezoterapi, radyofrekans veya lazer destekli uygulamalar bu süreçte değerlendirilebilir.

Ancak her uygulamanın kişiye özel planlanması ve cilt yapısına uygun şekilde seçilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

Kolajen üretiminin azalması yaşlanma sürecinin doğal bir parçasıdır; ancak etkileri erken fark edilip doğru adımlarla desteklendiğinde cilt sağlığı uzun vadede korunabilir. Değişikliklerin hızlandığını fark ettiğinizde bir uzmana danışmak, sizin için uygun olan bakım ve destek yaklaşımlarını belirlemede faydalı olacaktır. Sağlıklı ve dengeli bir cilt, zamanla değil; doğru alışkanlıklarla şekillenir.